Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanıma ve Tenfiz Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yabancı mahkeme kararının sadece boşanma kısmıyla tanınmış olduğunun; mahkemece yabancı mahkeme kararının tenfizine şeklinde hüküm kurulmuşsa da, yapılan işlemin tanıma niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.21.09.2011 (Çrş.)...

    DAVA TÜRÜ :Soyadı Tashihi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. ... tanıma suretiyle 11.05.2005 tarihinde ana hanesine kaydedilmiştir. 29.04.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun geçici madde 5' de "bu kanun yürürlüğe girinceye kadar tanıma beyanı veya babalığa hüküm kararı sonucu ana hanesine tescil edilen çocukların baba hanelerine nakline ana ve babanın birinin, çocuk ergin ise kendisinin müracaatı aranır" hükmüne göre, gerekli karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.10.2006...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanıma - Boşanma Taraflar arasındaki "tanıma" ve "boşanma" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre yersiz görülen temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.03.2013 (Per.)...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm tanıma yolu ile soybağının kurulmasına (TMK m. 282) ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren 12.02.2016 tarihli 2016/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 18. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanununda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.09.06.2016(Prş.)...

          Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, ıslah edilmiş şekli ile yabancı mirasçılık belgesinin tanıma ve tenfizine ilişkin mahkeme kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece tanıma ve tenfize karar verilen yabancı mahkeme kararının gerçeği yansıtmadığı ve tanıma kararının yasaya aykırı olarak verildiğinin incelenmesi mahkemenin yetkisinde olmadığı gibi, kendi vermiş olduğu kararı usulsüzlüğünden bahisle iptal etmesi de mümkün bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç davadaki isteme ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. Dosya içeriğinden davalıların Suudi Arabistan Krallığı Hail Yüksek Mahkemesinden ve Cidde Yüksek Mahkemesinden Muhammed Reşid ’in mirasçılık belgesini aldıkları, Türkiye’de işlem yapabilmek için bu mirasçılık belgelerinin tanınması ve tenfizi istemiyle G... 1....

            Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının müşterek çocuğu 25/11/2015 tarihinde Dinar İlçesi Nüfus Müdürlüğü'ne giderek tanıdığını, tanıma işleminden sonra çocuğa Özsarı soyadının verildiğini, davalı baba ile müşterek çocuk arasındaki soybağının tanıma yoluyla kurulduğunu, davacının dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarının hukuki bir dayanağının bulunmadığını, resmi yerlerde sıkıntı yaşadığına dair hiçbir ispatının bulunmadığını, evlilik dışı doğan müşterek çocuk T6 davalı baba T4 tarafından tanındığını ve tanıma yoluyla babanın soyadı olan Özsarı soyadını kazandığını, bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz açılan bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir....

            HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tanıma ve tenfiz davasının reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalının eşi olduğunu, Amerika Superıor Court Famıly Law Aile Mahkemesi'nin 29/04/2015 D 546635 sayılı kararı ile kendisi lehine nafakaya hükmedildiğini, bu dava ile; nafaka alacağına yasal yollardan Türkiye'de işlem yaptırması için tanıma ve tenfizi gerektiğini ileri sürerek Amerika Superıor Court Famıly Law mahkemesi tarafından verilen kararın tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir....

              Tanıma; babanın, resmi senetle veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla mümkün olduğu gibi, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvuruda bulunmasıyla da yapılabilir. (TMK. m. 295/1) Davacı tarafından açılan ve kişisel ilişki tesisine dair dava ile birleştirilen “soybağının tespiti” isteğine ilişkin dava; mahkemeye yapılmış yazılı tanıma başvurusu niteliğinde görülebilir ise de, bu dava, davacı tarafından değil vekili tarafından açılmıştır. Tanıma beyanı, şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olup, tanıyan kişi tarafından bizzat kullanılması zorunludur. Akdi ya da kanuni temsil burada geçerli değildir. Bu bakımdan davacının vekilinin açtığı “soybağının tespiti” isteğine ilişkin davayı, babanın yazılı “tanıma beyanı” olarak nitelendirmek olanağı da yoktur....

                .-2014/591 K. sayılı dava sonucunda verilen tanıma kararının Yargıtay incelemesi sonucu onanarak 09/09/2015 tarihinde kesinleştiği ve boşanmanın nüfusa tescil edildiği anlaşılmıştır. Tanıma kararının davanın devamı esnasında kesinleşmesi üzerine mahkemece; konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür. Bu davanın devamı sırasında, tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesi ve tanıma kararının kesinleşmiş olması, davacının Türk Medeni Kanununun 174/1. ve 2. maddelerine dayalı maddi ve manevi tazminat taleplerinin ve 175. maddesine dayalı yoksulluk nafakası talebinin incelenmesine engel değildir. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmış olması, sadece boşanma talebini konusuz kılar....

                  Çocuk, anasının evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağı 21.11.2014 tarihinde tanıma (TMK m. 295) ile kurulmuştur. Annenin yaşı küçük olup, çocuğun velisi yoktur. Kanun, ana, küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa, hakimin, çocuğun menfaatine göre vasi atayacağını veya velayeti babaya vereceğini hükme bağlamıştır. (TMK md. 337/2). Baba ile soybağı tanıma ile kurulduğuna göre, babanın velayeti alma hakkı mevcuttur. Aslolan velayet olduğuna göre, sulh hukuk mahkemesi tarafından davanın, babaya ihbar edilmesi, beyanın alınması, onun tarafından velayetin kendisine verilmesi yönünde dava açılması halinde sonucunun beklenmesi, velayeti baba talep etmediği taktirde davanın sonuca bağlanması gerekir (Y. 2. HD. 2010/4292 E. – 16873 K. sayılı ilamı). Bu durumda uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu