"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; incelenmesi gerekli görülen Gölbaşı (...) 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/656 Esas sayılı tanıma dosyasının kesinleşme şerhini de içerir onaylı örneğinin dosya arasına alınmadığı belirlenmiştir. Bu itibarla kararın; Gölbaşı (...) 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/656 Esas sayılı tanıma dosyasının kesinleşme şerhini de içerir onaylı örneğinin dosya arasına alındıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye gönderilmesi gerekir. KARAR Açıklanan sebeplerle; Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Tanıma yada tenfiz kararı kesinleştiği tarihten itibaren yabancı mahkemenin boşanma kararı hukuki sonuçlarını doğurur, yargısına varıldığı takdirde karşılaşılan şu sonuçları ortaya koymak mümkündür. ...-Mal rejimi yabancı mahkemede açılan boşanma davasının dava tarihinde değil, yabancı mahkeme kararının tanıma ya da tenfizi kararının kesinleştiği andan itibaren sona erer ve tasfiye bu tarihten sonra yapılabilir. ...-Zaman aşımının başlangıcı; tanıma/tenfiz edilen ve kesinleşen bu kararlardan sonra yabancı boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren değil, yani tanıma ve tenfiz kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar. ...-Eşler arasındaki evlilik, bu durum karşısında yabancı boşanma kararının tanınmasından ya da tenfizinden sonra kesinleştiği tarihte değil, tanıma/tenfiz karanının kesinleştiği tarihte sona ermiş olur. ......
kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda, Sanığın inkara dayalı savunması ve şirket yetkilisi tanık 'nın alınan beyanında araçları takip eden ekip mobil sisteminin bulunduğunun belirtilmesi karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, sanığın katılan şirkette kullanımına verilen ... plaka sayılı araçların, sanığın kullandığı süre içerisinde yaptığı kilometre belirlenip, buna göre araç tanıma kartı ile aldığı akaryakıtın kullanılıp kullanılamayacağının gerekirse bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde beraat hükmü verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar...
Tanıma ve tenfiz isteğine ilişkin dilekçe ekinde, yabancı mahkeme kararının aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği olmayıp, kararın kesinleştiğine dair kesinleşme belgesi bulunmaktadır. Bu bakımdan davacıya, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğini ve onanmış tercümesini ibraz etmesi için uygun süre verilmeli, eksiklik tamamlandığı takdirde, tanıma talebinin 5718 sayılı Yasanın 58/1. maddesinde gösterilen şartları incelenip, hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmeli, verilen süre içinde eksiklik tamamlanmaz ise, davanın usulden reddi yönüne gidilmelidir. Bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
maddesinde düzenlenen tanıma istemine ilişkin olup 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısım hariç olmak üzere ikinci kitabından (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu hükme bağlandığı ve aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerektiği dikkate alındığında davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılıp işin esasına girilerek dosya içerisinde mevcut ve gerekirse toplanacak kanıtlara göre bir karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmayarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Ancak; Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı ile davalının evlilik dışı ilişkisinden 27.04.2012 doğumlu ...'in olduğu, davalının çocuğu tanımaması üzerine davacı tarafından 07.05.2012 tarihinde nüfusa tescil ettirildiği ve 17.05.2012 tarihinde babalık davası açıldığı, yargılama sırasında 15.06.2012 tarihinde tanıma senedi ile davalı tarafından ...'in tanındığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davalının yargılama sırasında 15.06.2012 tarihinde tanıma senedi ile çocuğu tanıması sonucu davacı tarafından açılan babalık davası konusuz kaldığından bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı gerekçeyle babalık davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/660 Esas KARAR NO: 2022/39 DAVA: Tanıma Ve Tenfiz (Yabancı Hakem Kararı ) DAVA TARİHİ: 24/09/2021 KARAR TARİHİ: 19/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ----gerçekleştirilen, ----dosya numarası tahtında --- tarihinde verilmiş olan tahkim kararın davalı’ya karşı tenfizine, Tüm yargılama giderlerinin, toplam ----tutarında damga vergisi ve noter masrafları ve ----- tutarında tercüme masrafları dâhil olmak üzere, vekâlet ücreti ile birlikte davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ve tenfiz isteminde bulunmada hukuki yararı olduğundan, davalılar tarafından Alman Mahkemesinde açılan mirasın reddi davası sonunda alınan mahkeme kararına ilişkin olarak tanıma ve tenfiz davası açıp söz konusu kararı mahkemeye sunmak üzere yetki ve süre verildiğini bu nedenlerle Almanya Tempelhof - Kreuzberg Yerel Mahkemesi'nin, 34 XX 364/17 numaralı, 03.04.2017 tarihli kararının Türkiye'de tanınması ve tenfizine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 609. maddesi uyarınca ret beyanının mahkemece tutulan özel kütüğe işlenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tanıma varsa aile mahkemesine yoksa asliye hukuk mahkemesine yapılacak beyanla da gerçekleştirilebilir.( Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi, Ankara-2004, Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 1337) Tanıma beyanında bulunulan hâkim, tanımayı babanın ve çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluklarına bildirir. (TMK m. 296) Davacının tanıma istemi hakkında yerel mahkeme görevli olmakla bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmelidir. Ayrı bir dava açılmasına yerel mahkeme görevli olduğundan gerek bulunmamaktadır. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
TMK'nin 301. maddesi uyarınca babalığın tespiti davası ancak anne veya çocuk tarafından açılabileceğinden, davacı babalık davası açamayacaksa da; babalığın tespiti talebi tanımanın tespiti istemini de içerdiğinden, davacı, çocuğun babası olduğunu ileri sürerek mahkemeye yazılı olarak başvurduğuna göre, bu başvurunun mahkemeye yapılmış "tanıma" başvurusu olarak değerlendirilip bu çerçevede hüküm kurulması gerekirken, bu yön nazara alınmadan hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç olarak;Yukarıda gösterilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle HMK. 353/1- a-6 anlamında tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplandığından ve bu delillerin değerlendirildiğinden söz edilemez....