WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

göre nafakaya ilişkin yabancı mahkeme ilamını Türkiye'de doğrudan icra ettirebilme imkanı bulunan davacının tanıma ve tenfiz talep etmesinde hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

    Tanıma; “Bir mahkeme kararının kesin hüküm kuvvetinin yabancı ülkede kabulü”; tenfiz ise; “Bir mahkeme kararının, sahip olduğu kesin hüküm kuvvetinin sonucu olarak, maddi icra muamelelerini gerekli kılan kamu gücünü harekete geçiren vasfı”dır. Her mahkeme kararı hem kesin hüküm, hem de icra kabiliyetini birlikte taşımamakta; bazı kararlar nitelikleri gereği yalnız kesin hüküm teşkil etmekte, fakat icra kabiliyetleri bulunmamaktadır. İşte bu tür yabancı mahkeme kararları yalnız tanınabilir; tenfiz edilemezler. Çünkü icra kabiliyetleri yoktur. Tanıma yabancı mahkemece verilen kesinleşmiş bir kararın kabul edilmesi işlemi olup; tanımada amaç, sadece kararın maddi anlamda kesinliğinden yararlanılmasıdır. O halde, tanıma kararı verilebilmesinin ön koşulu bir yabancı mahkeme kararının varlığı ve bu kararın kesinleşmiş olmasıdır. Herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın yabancı mahkeme kararının tanınmasında “hukuki yararı” bulunan kişiler tanıma ve tenfiz isteminde bulunabilirler....

      Tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi ve dosyadaki bilgi ve belgeler ışığında, tanıma ve tenfizin hukuki koşullarının oluştuğu, davalı vekili tarafından her ne kadar davaya konu yabancı mahkeme kararınına ilişkin alacaktan davacı tarafın feragat ettiğini belirtmişse de; mahkeme huzurunda davacı tarafın feragat hakkını kullandığına ilişkin bir beyanının olmadığı gözetilerek davalı vekilinin bu savunmalarına itibar edilmeyerek davanın kabulüne karar verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/06/2019 tarih, 2017/19-930Esas, 2019/812 Karar Sayılı ilamı uyarınca maktu harç ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nin 07/09/2020 tarih, 2018/2196 Esas, 2020/917 Karar sayılı ilamı uyarınca da maktu vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda açıklanacağı üzere; 1-......

        Tanıma halinde, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği hususu da 59. maddede düzenlenmiştir. Buna göre Türk mahkemelerince bir yabancı mahkeme ilamına ilişkin olarak verilen tanıma ve tenfiz kararı neticesinde, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren geçerli olmak üzere Türk hukuku açısından kesin hüküm ve kesin delilin sonuçları ortaya çıkacak ve Türkiye’de de icra edilebilir hale gelecektir. Somut uyuşmazlıkta tarafların ... tarihli evliliklerinin ... Devleti ... Kraliyet Hakimliği Mahkemesi ... Yargı Yetki Bölgesinin ... tarih ve ... tarihinde kesinleşen kararı ile boşanma ile sona erdiği, bu evlilik birliği içerisinde... tarihinde davacı anne ve davalı babadan ... isimli ikiz çocukların dünyaya geldiği hususu ... Aile Mahkemesinin ...karar sayılı tanıma ve tenfiz ilamı ile ve ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesinin ...tarihli ve ......

          Kanunun 38. maddesinin (a) ve (d) bentlerindeki koşullar aranmadan yabancı mahkeme kararlarının tanınmasında da tenfizde olduğu gibi yargılama yapılır ve karar verilir. Ancak, yabancı mahkeme kararlarının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi için yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespiti gerektiği, ihtilafsız kaza kararlarının tanınması veya yabancı mahkeme ilamlarına dayalı olarak Türkiye’de idarî bir işlemin yapılmasında da 42. madde hükmü uygulanacaktır. Somut olayda; Davacının bu davadaki isteği, Türkiye'deki nüfus kütüğünde Batu olan oğlunun adının, Amerikan Mahkemesinde açtığı dava sonucu Nepal olarak değiştirilmesine ilişkin mahkeme kararını infaz ettirmek ve nüfus kütüğüne oğlunun adını Nepal olarak kaydettirmektir. Bu amacına ulaşmak için açtığı davada önce tenfiz ve daha sonradan tanıma istemektedir. Tanıma ve tenfiz taleplerinden hangisi davacının lehine ise ona göre davaya yön vermek gerekir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun soy bağını değiştirmek HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... haklarında: Mahkumiyet Sanık ... hakkında: Beraat Sanıklar hakkında, sanık ...’ın, beraat eden sanık ... ile evlilik dışı ilişkilerinden doğan kız çocuğunu, diğer sanık ...’in Antalya 2. Noterliği’nin 25.12.2009 tarihli, 30362 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki tanıma senedi ile tanıyarak kendi çocuğuymuş gibi nüfusa kaydettirdiği iddiasıyla çocuğun soybağını değiştirme suçundan açılan kamu davasında; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır....

              Davalı vekili, Türkiye ile ilamı veren Amerika Birleşik Devletleri arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma bulunmadığını, müvekkilinin usulüne uygun şekilde ilgili davaya çağrılmadığını, dava konusu mahkeme kararının kesinleştiğine ilişkin bir belgenin dosyada bulunmadığını, mahkeme kararının dayanağının ne olduğunun ve hangi nedenle haklarında hüküm kurulduğunun belli olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tanıma ve tenfizi istenen kararın açıkça kamu düzenine aykırı olmadığı, mahkeme kararının aslının ve onaylı tercümesinin dosyaya sunulduğu, kararın mahkeme tarafından verildiğinin, mahkeme hükmü taşıdığının ve kesinleştiğinin sabit olduğu, A.B.D ve Türkiye arasında fiili karşılıklılığın mevcut olduğunun bilindiği, MÖHUK hükümlerine aykırılık bulunmadığı, davacıların tanıma ve tenfiz taleplerinin yasal şartlarının mevcut olduğu gerekçesiyle kararının tanıma ve tenfizine karar verilmiştir....

                Öyleyse, boşanma davasının esasının incelenebilmesi ve bu davada hüküm verilebilmesi, tanıma davasının çözümüne bağlıdır. Başka bir ifade ile tanıma davası, boşanma davası bakımından "bekletici sorun” oluşturmaktadır. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması eldeki boşanma davasının sonucunu etkileyecek niteliktedir. Bu bakımdan tanıma ve tenfize ilişkin davanın bu dava bakımından bekletici sorun (HMK. m. 165/1) yapılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi ve hasıl olacak neticesine göre hüküm tesis edilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 31.03.2016 (Per.)...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (5718 s. MÖHUK md 58). Tanıma halinde, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder (5718 s. MÖHUK md. 59). Diğer bir ifade ile, taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılırlar. Yabancı ilamın taraflarından biri daha sonra ölmüş olsa bile, ölenin mirasçılarının ve ilamın diğer tarafının, o ilamın tanınmasını istemekte hukuki yararları vardır. Hukuki yararı bulunan herkes de yabancı mahkeme ilamının tanınmasını ve tenfizini iseyebilir (5718 s.MÖHUK. md. 52/1)....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tanıma ve tenfiz (davalı şirkete iştirak şeklinde yapılan yatırımın iadesine ilişkin verilen kararın tanıma ve tenfizi) istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (11.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu