Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda, elektrik ve inşaat işleri yönünden eksik ifa olarak belirtilen hususların yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Buna göre davacı tarafından eksik ifa olarak belirtilen ancak mahkememizce taşınmazın ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu tespit edilen hususlar ile bilirkişi raporlarında açık ayıp olduğu isabetle tespit edilen hususlarla ilgili davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Yine bilirkişilerce gizli ayıplı olduğu isabetle tespit edilen ve koşullara göre inşaat işleri yönünden 1- 2 yıl, elektrik işleri yönünden en geç 1 yıl içerisinde ortaya çıkabileceği tespit edilen gizli ayıplı hususlarla ilgili de davacı tarafından davalıya yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı vekili, ayıp ihbarının yapıldığını belirterek buna dair mail yazışmalarını dosyaya sunmuş ise de, ilgili mail çıktılarının site yönetimin kat malikleri toplantısına ilişkin yazışmalar olduğu ve davacı adına ayıp ihbarı yapıldığına dair bir ifadenin bulunmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, site yönetiminin veya diğer kat maliklerinin, davacı adına ayıp ihbarında bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacının dava konusu taşınmazın ortak alanlarındaki ayıplı ve eksik işler nedeniyle uğranılan değer kaybının tazminine ilişkin talebinin süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığından.......
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, talep edilen hususla ilgili “açık ayıp” ve “gizli ayıp” ayrımının ayrıntılı ve açık bir şekilde yapılmadan konutta oluşan değer kaybı ve ayıplı imalat bedeline ilişkin hesaplama yapılmış ve yazılı şekilde karar verilmiştir. Yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve mahkemece bağımsız bölümün teslim tarihi de göz önünde bulundurularak yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği anlaşılmaktadır....
Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir. Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir....
, üründe imalat kaynaklı ayıp bulunmaması ve davacının ürünün ayıpsız misliyle değişim talebi için hukuki şartlar oluşmadığını, bunun yanında bilirkişi, raporunda yalnızca ürün onarımının ücretsiz ve garanti kapsamında yapılmış olması sebebiyle ürün'ün ayıplı olduğu kanaatine varıldığını, herhangi bir teknik incelemeye yer vermeksizin yalnızca ürün'ün ücretsiz değişimi sebebiyle kullanıcı hatası bulunmadığı belirtilen bilirkişi raporuna dayanarak kurulan hükmün hukuka aykırı ve ortadan kaldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanunu yoluna başvurulmuştur....
Yevmiye Numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, bu nedenle ilk günden bu yana karşı tarafça ayıplar giderilmemiş müvekkil şirket gün ve gün zarar görmeye de devam etmiş, bu nedenle de müvekkili şirketçe makineler kayden teslim alınmadığını, davalı ayıplı makinelerdeki ayıbı gidermemiş, edimlerini ifa etmediğini ve bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, sözleşme koşullarına göre işin ifası hususunda davalı şirket sözleşmeye aykırı davrandığını, karşı tarafça sözleşme konusu edimler müvekkil tarafından sözleşmeden doğan tüm yükümlülükler süresinde ve usulüne uygun olarak ifa edilmesini, karşı tarafa yazılı, sözlü defalarca ihtarda bulunulmasına rağmen usulüne uygun, tam ve gereği gibi ifa edilmemiş, ayıplı olarak ifa edilmiş ve müvekkilin zarara uğramasına neden olduğunu, bu nedenlerle makinedeki ayıp nedeniyle, makinenin bedelsiz onarılmasına ve müvekkilin ayıplı ifa nedeniyle uğradığı maddi zararının giderilmesi için fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00...
Uyuşmazlık,teslim edilen taşınmazın yüzölçümünün sözleşmede vaad edilenden eksik olup olmadığı ve eksiklik varsa bu durumun ayıplı ifa mı, eksik ifa mı olarak nitelendirilebileceği varsa ayıbın niteliğinin ne olduğu ve burada varılacak sonuca göre satıcının sorumluluğuna gidilebilecek ihbar ve zaman aşımı süreleri ile talep hakkının kapsamının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır....
Yapılan işin ayıplı olduğu iddiasında bulunan davalı, yükleniciye ayıp ihbarında bulunduğuna dair tanık dinletmiş olup bu hususun değerlendirilmesi ile, yapılan işteki davalı tarafından iddia olunun ayıpların gizli veya açık ayıp olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı, eksik ve ayıplı işlerin işin tamamına oranı yönünden keşif ve değerlendirme yapılması gerekmektedir....
iki türlü kaybı olduğunu, bu kayıpların tazminat olarak ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; davalıların sözleşmeye ve projeye uygun olarak taşınmazı tamamlamaması, yapılan kısımlarda gizli ayıp bulunması, eksik ifa nedeniyle taşınmazda oluşan değer kaybının ve projenin tamamlanmaması nedeni ile uğramış olduğu kar kaybının tespiti ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00-TL tazminatın yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, ıslah ile talebini artırmıştır....
İlk derece mahkemesince kaldırma kararı sonrasında ek raporların ardından davanın kısmen kabulüne( gizli ayıp yönünden) karar verilmiş, ilk derece mahkemesi kararına karşı sadece davalı istinaf itirazında bulunmuştur. davalı özetle raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davacı tarafça yasal süresi içinde ihbarda bulunulmadığını iddia etmiştir. Mahkemenin bu kararın karşı sadece davalı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Eksik ifa, yapılması gerektiği halde yapılmayan işleri, ayıplı ifa ise eser de olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki farkları ifade eder. İşin yapılmayan kısmının teslim ve muayenesi söz konusu olamayacağından iş sahibinin eksik ifa yönünden ihbarda bulunmasına veya ihtirazı kayıtta bulunmasına gerek yoktur. İş sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğü yalnızca ayıplı ifalar içindir....