İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, istinafa konu 27/06/2018 tarihli, 2017/880 Esas - 2018/93 Karar sayılı ilamıyla; "...Tüm dosya kapsamından; davacı ticari alım satım nedeniyle davalıya satmış olduğu boyaların bedelini talep etmiş, davalı ise takip dosyasında borcu bulunmadığını belirtmiş, mahkememizde ise satılan boyaların ayıplı olduğunu ileri sürmüştür. Taraflar arasında aralarında bulunan ticari ilişki kapsamında, davacı tarafından davalıya boya satılması ve bedeli hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık satılan boyaların ayıplı olup olmadığı, davalı tarafın süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı ve ayıplı ifa var ise davalının bir zararının doğup doğmadığı ve davacıdan tahsilini talep edip edemeyeceğini hususlarında bulunmaktadır.Taraflar arasında ticari alım satım söz konusu olup TTK'nın 23/son maddesi gereğince malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belliyse alıcı iki gün içinde durumu alıcıya ihbar etmelidir....
Belediyesi’ne ait olan 189 ada 14 parsel üzerinde yapılmış olması, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, sosyal tesislerin ...’ne ait taşınmaz üzerine yapılmış olması, “açık ayıp” olarak nitelendirilip, davacının konutu teslim aldıktan sonra 4077 Sayılı Kanunun 4. maddesinde öngörülen 30 gün içerisinde davalıya yapılmış ayıp ihbarı bulunmadığından davanın reddine karar verilmişse de, dava konusu olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusu olup, 4077 sayılı Yasanın 30. maddesine göre, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, sözleşmeden kaynaklanan edimin ifasındaki dava konusu eksiklikler nedeniyle davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceği kabul edilmelidir. (Bkz....
Uyuşmazlık; dava konusu olayda “ayıplı ifa” mı, yoksa “eksik ifa”nın mı söz konusu olduğu; burada varılacak sonuca göre satıcının sorumluluğuna gidilebilecek ihbar ve zaman aşımı süreleri ile talep hakkının kapsamının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır. Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır. Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır....
Ticaret A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının usulüne uygun ve süresinde yaptığı herhangi bir ayıp ihbarı bulunmadığını, bilirkişi raporlarında da bu husus incelenmeden ve hiçbir somut veriye dayanmadan rapor oluşturultuğunu, hükme esas alınan ve eksik inceleme yapılan bilirkişi raporları nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, Yapılan işlerde ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte, bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda hangi işlerin eksik iş hangilerinin açık/ gizli ayıp olduğunun da belirtilmediğini, bilirkişi raporlarının hiçbirinde bu ayırıma gidilmediğini, mahkemece de eksik ve hatalı olarak hazırlanan raporların hükme esas alındığını, bilirkişinin ayıp tespitini kabul etmemekle birlikte; "gizli ayıp"lar bakımından usulüne uygun ve süresinde kendilerine yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra "hemen" "öğrenir öğrenmez" "derhal" (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede...
Davacının dava dilekçesinde tanımladığı ve mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak bir kısım ayıplı işlerin davacının satın aldığı bağımsız bölümünde değer kaybına neden olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak yukarıda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, bilirkişi raporlarında söz konusu işlerin açık ayıp mı, gizli ayıp mı, eksik iş mi olduğu açıklanmadığı, gizli ayıpların fiili teslimden sonra ne zaman ortaya çıkacağı değerlendirilmediği ve yine gizli ayıp olarak kabul edilen işler için süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı tespit edilmediği anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı inşaat firmasından bedeli ödenmek sureti ile satın alınan ve davacı adına tapuda devir işlemi yapılan konut niteliğindeki bağımsız bölümün üzerindeki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipotek ve hacizlerin terkini istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut bilgilerden dava konusu taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydında davalı Türkland lehine ipotek, davalı Şekerbank lehine de hacizlerin bulunduğu sabittir. 6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir....
Asıl ve birleşen dava konusu olayda uyuşmazlık “ayıplı ifa” mı, yoksa “eksik ifa”nın mı söz konusu olduğu ve değer kaybının tahsilinin istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davacı tüketici olduğuna göre, satış tarihi itibariyle yürüklükte olan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. Maddesinin incelenmesi gerekmektedir. Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır. Ayıp kavramı ile eksik iş ise birbirinden farklıdır....
ayıplı olması nedeniyle çalıştırılamadığını,--------- dosyasına itiraz edildiğini, itirazın iptali ile ayıplı malın iade edilmesi, ödenen ------ faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir....
ayıplı olması nedeniyle çalıştırılamadığını,--------- dosyasına itiraz edildiğini, itirazın iptali ile ayıplı malın iade edilmesi, ödenen ------ faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir....
Temyiz Sebepleri Davalı vekili; yerel mahkemece verilen kararın eksik inceleme ve araştırma neticesinde verildiğini, ayıplı ifa edilen 683 metrekarelik alanın kaldırılması esnasında sözleşmeye uygun ifa edildiği iddia edilen 117 metrekarelik alanın dilitasyon kısımlarının zarar görüp görmeyeceğinin belirsiz olduğunu, davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 436, 437. maddeleri 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanunun 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....