Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

süresi geçtikten sonra satış ilanı, satış günü tebligatını ilgililere yaptığını, hissedarlara kıymet takdiri raporu tebliğ edilmeden doğrudan satış ilanı tebligatının yapıldığını, satış memurluğu tarafların kıymet takdiri raporu kabul ettiği tebligatlar ile aslında satış günü ve kararı ile satış yaptığını bu durumun ihaleye yeterli katılımı engellediğini, ilgililere kıymet takdiri raporunu görme ve varsa itirazlarını öne sürme fırsatı verilmeden satış yapılmasının ihalenin feshini gerektirdiğini, satış kararının Karakaya Köyü muhtarlık binasına ilanın asılmasına karar verildiğini ancak satış kararının muhtarlığa tebliğinin yapılmadığını, satış memurunun kıymet takdirinin kesinleşmesinin beklenmeden satış günü belirlemesinin yasaya aykırı olduğunu, satış günü tebliğ tarihi ile satış günü arasında 30 günlük sürenin bulunması kuralına aykırı işlem yapıldığını, kıymet takdiri kesinleşen taşınmaz için 2 yıllık süre geçmeden yeniden kıymet takdiri yapılamayacağını, satışa konu taşınmazların...

İşlemi, "Satış Danışmanı" ile Birlikte, Satış Destek Elemanı, Satış Yetkilisi Ve Satış Müdürü dahil, tüm satış ekibinin kontrol ve denetimi ile gerçekleştiğinden, şayet kusurlu bir satış yapılmış ise, bundan sadece "Satış Danışmanı"nın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, Satış İşleminin her aşamasında; Satış Destek Departmanındaki çalışanların, Satış Evraklarını inceleme ve denetleme yükümlülüğü ile Satış Yetkilisinin (Şefinin), Satış Danışmanı tarafından düzenlenen, "Satış Karlılık Formunu" inceleme ve imza onayı ve "Ankara, Bursa, Kocaeli ve İstanbul" İlleri dışında kalan Araç Satışlarında ise, mutlaka "Satış Müdürünün" inceleme ve imza onayının aranması şartı gibi, Farklı Farklı Pozisyon ve Yetkideki Satış Ekibinin bulunduğu göz önüne alındığında, davacının şirket satış prosedürlerine aykırı ve/veya yöneticilerinin bilgi ve yazılı onayı olmaksızın, Şirket Yetkililerinin dahi Galerici olduğunu bildiği kişilere, gerek bilinçli, gerekse bilinçsiz olarak satış yapması veya bu kişilerin...

ihaleye çıkartıldığını, ancak eski alacaklı tarafından satışın düşürülmesinin talep edildiğini ve alacaklının dosyada mevcut satış avansının iadesini istediğini, müdürlükçe 1.107,40 TL satış avansının eski alacaklıya iade edildiğini, daha sonra alacağı müvekkilinin temlik aldığını, temlikten sonra da satış istediklerini ve satış avansını depo ettiklerini, ancak müdürlüğün İİK'nun 150/e maddesi gereğince dosyanın düştüğünden bahisle satış talebinin reddine karar verdiğini, itirazın iptali kararından sonra dosyaya yatırılan ek satış avansının müdürlük dosyasından yapılan satış işlemleri boyunca 18/10/2018 tarihine kadar dosyada mevcut olduğunu, 02/10/2018 tarihli satışın düşürülmesi talebi ve satış avansının çekilmesinin ardından taşınmaz satışını isteme süresini kaldığı yerden işlemeye devam ettiğini, icra müdürlüğü nezdinde yapılan satış talebinin ve yatırılan satış avansının tarihinin 11/03/2019 olduğunu, görüldüğü üzere satışın düşme tarihinden yaklaşık 5 ay sonra satış talebinde bulunulup...

Olayımızda şikayet olunan alacaklı tarafından kanuni süre içinde satış istendiği, satış avansının yönetmeliğin 61. maddesinde belirlendiği şekilde para olarak yatırıldığı, satış talebi üzerine icra memuru tarafından ''satış şartları oluşmadığından satış talebinin şimdilik reddine'' karar verildiği sabittir. Sayın çoğunluk icra müdürünün ret kararının şikayet yolu ile icra hakimi huzuruna getirilmemesi nedeniyle satış isteminin geçersiz olduğunu, bu nedenlede haczin düştüğünü kabul etmektedir. İİK'nın 106. maddesi ile alacaklının takibi sürüncemede bırakmaması amaçlanmıştır. Bu amaca uygun olarak alacaklı tarafından satış talebinde bulunulmuş avans da yatırılmıştır. Satış talebinin ret gerekçesi henüz satış şartlarının gerçekleşmemesidir. Bu karar ret olarak tezahür etmiş bir tesbittir. İcra müdürü tarafından verilen ret kararı, hakkın özüne zarar verecek nitelikte yorumlanarak, şikayet olunanın haczinin düşmesine neden olarak gösterilemez....

    Haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nun değişiklik öncesi 106. maddesine göre, gayrimenkullerde satış isteme süresi 2 yıldır. Dosyada birden fazla taşınmaza haciz konulduğu, alacaklının 08/09/2011 tarihinde "ayrıca gayrimenkul satış avansı olarak 100,00 TL avans alınmasını talep ederim." cümlesi ile 100- TL satış avansını aynı tarihte dosyaya yatırdığı görülmüştür. Alacaklının talebi, sadece satış avansı alınmasına yönelik olup şikayete konu taşınmazların satışına dair geçerli bir satış talebi bulunmamaktadır. Satış talebi bulunmadan, tek başına satış avansının yatırılmış olması usulüne uygun satış talebi yerine geçmeyeceğinden, dava konusu taşınmazlardaki 08/09/2009 tarihli hacizler İİK'nın 106- 110 maddeleri gereğince süresinde satış talep edilmediğinden düşmüş olduğundan mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılır. İİK'nun 110. maddesi hükmüne göre, satış talebi yapıldığında, icra müdürünün alacaklıdan satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerekir. İcra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, anılan hüküm gereği haciz kalkar. Kanunda icra müdürünün ne kadarlık bir sürede satış avansı olarak yatırılması gereken miktarı belirleyeceği hususu yazılı değildir. Bu nedenle icra müdürlüğünce satış avansı ile ilgili bir süre verilmemiş ve alacaklı satış talebinden sonra satış avansı yatırmış ise, satış talep tarihi olarak satış avansının yatırıldığı tarihin kabulü zorunludur. Somut olayda ihale konusu menkullerin, 11.12.2014 günü haczedildiği, alacaklı vekilinin 11.06.2015 tarihinde satış talebinde bulunduğu, satış avansının ise 31.07.2015 tarihinde yatırıldığı görülmektedir....

      Gönderilen takip dosyası kapsamında ya da uyapa kaydedilen dosyada 15/02/2010 tarihli talep üzerine satış avansı yatırılıp yatırılmadığı anlaşılamamakta, diğer taraftan talep üzerine satış hazırlıklarına başlanıldığı, satış işlemlerinin yapıldığı, ancak alıcı çıkmadığından satışın düşürüldüğü hususu da dikkate alındığında satış avansı olmadan satış işlemlerine geçilmesi de mümkün görülmemekte ise de, bu husustaki araştırmanın yapılmaması sonuca etkili görülmemiştir. Satış isteme süresi, alacaklının satış talebi ile durduktan sonra, ihalenin feshedilmesi veya satışın düşmesi halinde süre kaldığı yerden işlemeye devam edecektir....

      Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılır. Yatırılan satış avansının, geri alınması halinde, satış talebine bağlı olarak satış avansının yatırıldığından söz edilemez ve satış talebi yapılmamış sayılır (Yargıtay 23 HD'nin 2013/1319 E, 2013/1939 K sayılı emsal kararı)....

      A.Ş. ve Emel Gürcüm aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılmış, Ankara Çankaya Çayyolu-1 Mah. 44077 ada 1 parsel sayılı taşınmaza 07.07.2017 tarihinde gidilerek 2.855.945 TL değer takdir edilmiş, 11.01.2018 tarihinde satış kararı verilerek 1. satış günü 07.03.2018, 2. satış günü 04.04.2018 tarihi olarak belirlenmiş, aynı tarihte Satış Açık Artırma Şartnamesi Ve Tutanağı, Taşınmazın Açık Artırma İlanı düzenlenmiş, açık artırma tutanağının üzerine düşen satış yazısı yazılarak, 15.01.2018 günü yeniden satış kararı verilerek 1. satış günü 08.03.2018, 2. satış günü 03.04.2018 tarihi olarak belirlenmiş, aynı tarihte Satış Açık Artırma Şartnamesi Ve Tutanağı, Taşınmazın Açık Artırma İlanı düzenlenmiş, 07.03.2018 tarihinde yapılan 1. Açık artırmada 1.660.000 TL bedelle alacağa mahsuben alacaklıya ihale edilmiş, 16.03.2018 tarihinde açılan dava ile ihalenin feshi istenilmiş, mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmiştir....

      İcra müdürlüğünün 14.5.2012 tarihli satış kararında: “yeteri kadar menkul satış ilanı düzenlenerek; ... bir adedinin alacaklı/vekiline gönderilmesine ...” karar verilmiş olup tebligat yapılamaması halinde satışın yapılmasına şeklinde bir hüküm bulunmadığından bu durumda satış kararının “taraflar”dan olan alacaklıya usulüne uygun olarak tebliği zorunludur. Somut olayda, alacaklıya gönderilmiş bir satış ilanı tebligatına rastlanmamış olup, satış ilanının alacaklıya tebliğ edilmemiş olması başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Öte yandan; İİK.nun 106-144. maddelerinde paraya çevirme ile ilgili hükümler yer almış, aynı Kanun'un 116.maddesinin satış tarihinde yürürlükte olan hükmü gereğince 2.artırmada, artırma bedelinin, menkulün tahmin edilen kıymetinin %40'ını bulması, satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklarının toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştırma masrafını geçmesi zorunlu kılınmıştır....

        UYAP Entegrasyonu