"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı olan kardeşine taksim yetkilerini de içeren vekaletname verdiğini, miras bırakanı annesi ...'dan intikal eden taşınmazların 1992 yılında taksim edilmesi ile davaya konu 1981 nolu parselin kendisine kaldığını, bu taşınmazı 1992 yılından beri kullandığını, davalının vekalet görevini kötüye kullanmak suretiyle tapuda vekil sıfatıyla yaptığı taksim işleminde 1981 nolu parseli kendi adına 1779 parseli de davacı adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil istemiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Dava; TMK.nun 676 ve 677 maddesine dayalı mirasçılar arasındaki tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece temyize konu 85 ada 3 parsel yönünden yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya aykırı bulunmamaktadır. Davacılar vekili, taşınmazın 1994 yılında ölen ortak muris... Sabri’den kaldığını, mirasçılar arasında 1998 yılında yapılan sözleşme ile taksim edildiğini, taksim sözleşmesi geçerli ise tapudaki intikalin taksim sözleşmesine uygun olarak yapılmadığını, taksim sözleşmesi geçerli değilse taşınmazın miras payları oranında müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur....
Taşınmazın elbirliği mülkiyetine konu olması halinde ortaklığın giderilmesi istemi, geçerli bir paylaşma (taksim) sözleşmesine dayanılarak isteniyorsa bu şekilde açılmış davanın reddine karar verilmelidir. 4721 SayılıTürk Medeni Kanunu, Madde 676; "Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır." TMK'nun 676. maddesi uyarınca, paylaşma sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılmalıdır. Ayrıca, sözleşmeye bütün mirasçılar katılmalı ve sözleşme bütün mirasçılar tarafından imzalanmalıdır. TMK'nun 676. maddesi hükmünün uygulaması, tapulu taşınmazların taksiminin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.03.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 26.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davacının 1/2 oranında paydaş olduğu 339 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının davalıya satıldığını ileri sürerek payın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, yirmi yıl önce taşınmazın fiilen taksim edilerek her paydaşın kendi yerini kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Ü.., taraflar arasında 04.09.1989 tarihli miras taksim sözleşmesi imzalandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, paydaşlar arasında rızai taksim sözleşmesi yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Davacılar vekili, P.. Ü.'in paydaş olduğu 95 ada 26, 78, 194, 195 ve 196 parsel, 185 ada 32 parsel, 127 ada 6 ve 9 parsel, 311 ada 6 parsel, 166 ada 10 parsel sayılı taşınmazlarda ortaklığın giderilmesini istemiştir. Dava konusu 95 ada 194, 195 ve 196 parsel ve 311 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar tarafların murisi P.. Ü. adına tam, 95 ada 78 parsel, 166 ada 10 parsel, 185 ada 32 parsel, 127 ada 9 parsel, 127 ada 6, 95 ve 26 parsel sayılı taşınmazlar ise paylı olarak 1991 yılı ve sonrasında yapılan kadastro işlemi nedeniyle tescillidir. Davalının dayanağı olan 04.09.1989 tarihli miras taksim sözleşmesinin muris Ö.. Ü.. terekesine ilişkin olduğu, davaya konu taşınmazlar paydaş P.. Ü..'...
Sırasında yer alan 129 parselin 1986 yılından beri paylı mülkiyete tabi olduğu, 22/a maddesi uygulaması nedeniyle 2011 yılında parsel numarasının 170 ada 43 parsel olarak değiştiği, buna göre taksim sözleşmesinin 1,3,4,5,6 ve 7 sırasında yer alan taşınmazların işbu davaya konu taşınmazlardan 190 ada 11 parsel, 167 ada 21 parsel, 167 ada 8 parsel, 167 ada 24 parsel, 165 ada 10 parsel ve 170 ada 43 parseller olduğu, dava konusu diğer taşınmazların taksim sözleşmesinde yer almadığı, taksim sözleşmesinin 2. sırasında yer alan taşınmazın ise bu davaya konu taşınmazlar arasında bulunmadığı görülmüştür. Eldeki davada taksim sözleşmesinde yer alan ve davaya konu olan taşınmazlardan 165 ada 10 parsel hariç diğerlerinin paylı mülkiyet konusu olduğu anlaşıldığından taksim sözleşmesi bir bütün halinde geçersizdir....
TMK 676 ncı ve 677 nci maddelerine göre; elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda elbirliği maliklerinin, yazılı olması koşulu ile miras taksim sözleşmesi veya pay devri sözleşmesi yapmalarının mümkün olduğu, bu maddeye göre sözleşmenin yazılı yapılması geçerlilik şartı olduğu, mirasçılar arasında yazılı şekilde miras taksim sözleşmesi yapılmadığı, anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir. Harca esas değer dava konusu Bandırma ilçesi Kuşcenneti mahallesi 2045 parsel sayılı taşınmazın değerinin davacının muris öldüğü sırada miras payı oranına göre hesaplanmıştır....
Bu haliye dava, tapuya kayıtlı taşınmazlarda mirasçılar arasında yapılan taksim ve zilyetlik hukuki sebebi ile birlikte TMK'nun 713/2. maddesindeki '' ölüm '' nedenine dayalı tapu iptali tescil, bu talep yerinde görülmediği takdirde taşınmazlar üzerine yapılan yapı ve dikilen ağaçlar nedeniyle TMK.nun 724. maddesi gereği tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, dayanılan hukuki sebeplerden taraflar arasında murisin ölmünden sonra yapılan taksimin varlığına değer verilerek davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiştir. Bilindiği üzere ve kural olarak; miras bırakan adına kayıtlı olan bir taşınmaz ölümü ile tereke malı olup, elbirliği mülkiyeti şeklinde tüm mirasçılarına intikal edeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, TMK.nun 676. maddesi hükmüne göre; tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliği tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Sözleşmenin yazılı olmasına ilişkin şart, bir geçerlilik şartıdır....
Türk Medeni Kanunu’nun 676.maddesinin son fıkrası uyarınca ‘Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır.’ Somut olayda, davacının mirasta taksim iddiası olmakla birlikte, anılan yasal düzenleme gereğince tüm mirasçıların imzalarını taşıyan yazılı bir belge dosyaya sunulamadığı gibi, davalının iptali istenen payı dava dışı mirasçı Kerim’den satış suretiyle temlik aldığı görülmektedir. Hal böyle olunca, davacının taksim iddiasını yazılı belge ile kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davalı ...'in yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesince; davaya konu miras paylaşım sözleşmesi, TMK'nun 676. maddesi uyarınca tüm mirasçıların katılımı ile usulüne uygun olarak düzenlendiği, tüm mirasçılarının katılımı ile oybirliğiyle düzenlenmiş olması sebebiyle TMK’nun 676. ve devamı maddeleri uyarınca miras paylaşım (taksim) sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerekeceği, davacı miras taksiminin taraflar arasında konuşulduğu gibi yapılmadığını iddia etmiş ise de tapuda işleme esas alınan sözleşme ile tarafların kendi aralarında imzaladıkları taksim sözleşmesi arasında farklılık bulunmadığı, taksim sözleşmesinin davacı da dahil olmak üzere tüm mirasçılarca imzalandığı, kaldı ki davacının sözleşmenin konuşulduğu gibi olmadığını iddia ettiği fakat ne şekilde kararlaştırıldığı hususunda her hangi bir somut iddia ileri sürmediği, davacının iddialarının soyut nitelikte olduğu ve hata ve hile ile iradesinin fesada uğratıldığı hususunun ispat edilemediğine kanaat getirildiği, mirasçılardan Nazik'in okur-yazar olmadığı halde...