WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Dava, miras payının devri sebebiyle tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline mümkün olmadığı takdirde ödendiği iddia edilen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tahsiline ilişkindir. TMK'nin 677. maddesine göre terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmenin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Yazılı olması geçerlilik şartıdır, bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir. Ancak; mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde tapuya kayıtlı olan taşınmazlarda payın temlikinin resmi şekilde tapu memuru önünde yapılması (TMK mad.706, 6098 S. TBK mad. 237) gereklidir. TMK'nin 676. maddesi uyarınca miras paylaşımı (taksim) ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı sırada miras ortaklığına dahil, paylaşılmamış olan miras mallar için söz konusudur....

Taşınmazın elbirliği mülkiyetine konu olması halinde ortaklığın giderilmesi istemi, geçerli bir paylaşma (taksim) sözleşmesine dayanılarak isteniyorsa bu şekilde açılmış davanın reddine karar verilmelidir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Madde 676 "Mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar. Paylaşma sözleşmesiyle mirasçılar, tereke mallarının tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin miras payları oranında paylı mülkiyete dönüştürülmesini de kabul edebilirler. Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır." TMK'nun 676. maddesi uyarınca, paylaşma sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılmalıdır. Ayrıca, sözleşmeye bütün mirasçılar katılmalı ve sözleşme bütün mirasçılar tarafından imzalanmalıdır. TMK'nun 676. maddesi hükmünün uygulaması, tapulu taşınmazların taksiminin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır....

Hükmü davalılar ... ve ..., tüm mirasçıların aralarında miras taksim sözleşmesi yaptıklarını belirterek temyiz etmişlerdir. 4721 sayılı TMK'nun 676/1. maddesi gereğince; "mirasçılar arasında payların oluşturulması ve fiilen alınması veya aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi mirasçıları bağlar." Aynı maddenin 3. fıkrası gereğince de; "paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır." Bu durumda, mahkemece miras taksim sözleşmesinin yukarıda açıklanan kanun hükümleri gözetilerek değerlendirilmesi, davalı taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, içeriği itibariyle bu taşınmaza uygulanabilir olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Hüküm, bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; asıl dava davacıları ile davalıların akdetmiş oldukları miras taksim sözleşmesinin tarihinin 17.03.2008 olduğu ve tapuya şerh edilmediği, birleşen dosya davalıların haciz şerhinin 05.06.2008 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. O halde; her ne kadar mahkemece asıl davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de miras taksim sözleşmesinin tapuya şerh verilmediği gözönüne alındığında, birleşen dosya davalılarının iyiniyetli 3. kişi oldukları ve TMK’nın 1023. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazlardaki haciz şerhlerinin terkininin davalıların teminat hakkını ortadan kaldıracağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken birleşen dava hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil davasına ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde; davacı ...’ın, davalı kardeşi ... ve oğulları adına kadastro yoluyla tescil edilmiş olan taşınmazlar ile ilgili tarafların tescil sonrasında haricen anlaşmalarına rağmen davalı ...'un anlaşma edimini yerine getirmediğini açıklayarak kadastro öncesi hukuki sebep olan miras hakkına dayanarak miras payı oranında dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tescil talebinde bulunduğu, davacının ve davalı ...'un muris babalarının kadastro öncesi 1973 yılında ölmüş olduğu, davacının Türk Medeni Kanunu'nun 676. maddesinde yazılı miras taksim sözleşmesine dayalı bir talepte bulunmadığı, talebinin kadastro öncesi sebebe dayanmakta olduğu anlaşılmaktadır....

        TMK'nun 676. maddesine göre, miras taksim sözleşmesi terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde de yapılabilir. Yine TMK'nun 677 ve 678. maddesine göre de, miras bırakanın katılımı ile bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar ile yapacağı sözleşmeler geçerlidir. Hal böyle iken mahkemece TMK'nun 676 ve devamı maddeleri göz önünde tutulup toplanan deliller ışığında bir değerlendirme yapılarak uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekirken hukuki yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4....

          İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; "Mahkemece yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamından; Dava, TMK'nın 528. maddesi uyarınca davacı ile miras bırakan arasında kurulan mirastan feragat sözleşmesinin iptali isteğine ilişkindir. Anılan hükme göre miras bırakan bir mirasçı ile karşılıksız veya karşılık sağlanarak böyle bir sözleşmeyi yapabilir. Mirastan feragat sözleşmesinin iptali davasının sözleşmenin tarafı olan kişiye husumet yöneltilmek suretiyle açılması gerekir. (Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'nin 05/11/2015 tarih 2015/11115E 2015/9907K sayılı ilamı) Mirastan feragat sözleşmesi (TMK. md. 528) miras sözleşmesinin bir çeşidi olduğundan resmi vasiyetname şeklinde yapılması zorunludur. (TMK md. 545 ve y. İç. B. K. 11.02.1959 tarih 16/14 sayılı Kararı) TMK 528. maddesinde: "Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir. Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder....

          Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde mirasçılar arasında 15.06.1985 yılında yapılan adi yazılı miras sözleşmesinin hukuken geçerli ve bağlayıcı olduğu, tarafların kadastro çalışması öncesinde murislerinden kalan, kadastro çalışmasına konu taşınmazlarını aralarında taksim ettikleri, bununla ilgili taksim krokisi oluşturdukları, ancak kadastro çalışmasında yapılan tespitlerin bu taksim krokisine uygun yapılmadığı, tarafların iradesinin de taksim sözleşmesinin uygulanması doğrultusunda olduğu, hatta bu doğrultuda kadastro tespit çalışmalarında yapılan tespitin taksim sözleşmesine uygun olmaması nedeniyle kadastro tespit komisyonuna itirazda bulunulduğu, bilirkişi raporu ile 15.06.1985 tarihli taksim krokisinde ve (A) harfi ile gösterilen kısmın rızai taksim sınırlarına göre 3.095,24 m2 olarak davacıya ait olduğu, taksim sözleşmesine aykırı ve hatalı tespit neticesinde davacıya ait taşınmazın bir bölümünün de 333 ada 18 parsel sınırı içinde kaldığının tespit edildiği, mevcut...

            Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde mirasçılar arasında 15.06.1985 yılında yapılan adi yazılı miras sözleşmesinin hukuken geçerli ve bağlayıcı olduğu, tarafların kadastro çalışması öncesinde murislerinden kalan, kadastro çalışmasına konu taşınmazlarını aralarında taksim ettikleri, bununla ilgili taksim krokisi oluşturdukları, ancak kadastro çalışmasında yapılan tespitlerin bu taksim krokisine uygun yapılmadığı, tarafların iradesinin de taksim sözleşmesinin uygulanması doğrultusunda olduğu, hatta bu doğrultuda kadastro tespit çalışmalarında yapılan tespitin taksim sözleşmesine uygun olmaması nedeniyle kadastro tespit komisyonuna itirazda bulunulduğu, bilirkişi raporu ile 15.06.1985 tarihli taksim krokisinde ve (A) harfi ile gösterilen kısmın rızai taksim sınırlarına göre 3.095,24 m2 olarak davacıya ait olduğu, taksim sözleşmesine aykırı ve hatalı tespit neticesinde davacıya ait taşınmazın bir bölümünün de 333 ada 18 parsel sınırı içinde kaldığının tespit edildiği, mevcut...

              Dava, TMK.nın 676 ve müteakip maddelerine dayalı miras taksim anlaşmasından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 1) Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2)Davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı ve davalıların ...'ın mirasçıları oldukları, muris ...'ın 01/08/1987 yılında vefat ettiği, ...'...

                UYAP Entegrasyonu