İcra Dairesinin ...... sayılı dosyasında davalı tarafın 2.979,35TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına, 2-2.979,35TL'sına takipten tahsile kadar ticari avans faizi uygulanmasına, 3-2.979,35TL'sına %20 icra inkar tazminatı uygulanmasına, 4-Harçlar Kanunu'na göre belirlenen 203,51TL ilam harcından peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 159,11TL'nin davalıdan alınarak Hazine'ye irat kaydına, 5-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazine'ye irat kaydına, 6-Davacı tarafından sarf edilen 500,00TL bilirkişi ücreti, 125,00TL posta masrafı, 44,40TL başvuru harcı, 44,40TL peşin harç olmak üzere toplam 713,80TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.979,35TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, 8-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın...
Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. 17. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). 18. Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır....
diğer borçlu ----açısından borca itiraz edilmemiş takip ------ yönünden kesinleştiğini, ancak bu sefer de hakkında işbu davaya konu takibin kesinleşmiş olduğu diğer borçlu------- adına da "borçlu olmadığının tespiti" için----tarihinde ------------ dosya ile "Menfi Tespit davası" ikame edildiğini, davaya konu takipteki borçlulardan birisi icra dairesine itiraz ederek borcu olmadığını, bir diğer ise menfi tespit davası açarak aynı takipten kaynaklı olarak borcu olmadığını iddia etme yoluna gittiğini, aynı sözleşmeden doğan borç sebebiyle açılan takibin borçluları farklı yasal yollardan da olsa aynı takibe aynı borca ve ferilerine başkaca yollarla itiraz ettiğini işbu sebeple aynı takibe itiraz eden ve sonuç olarak da aynı borçtan kaynaklı alacağın var olup olmamasının da tek bir sonucu olacağı da göz önüne alınarak ,HMK md. 30 uyarınca "usul ekonomisi ve yargılamanın seri ilerlemesi" hükümleri de gözetilerek, dosyanın ---------- "Menfi Tespit" dosyası ile birleştirilerek aynı sözleşmeden...
ve miktarını yasal kanıtlarla ispatlamak durumunda olduğu, menfi tespit davalarında ispat yükünün takip alacaklısına ait olduğu,davacının muhatabı olmadığı bir borçtan ötürü haciz tehdidi altında olduğu,davacı lehine ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve yapılacak yargılama neticesinde T3 İcra Müdürlüğünün 2019/8956 E sayılı icra dosyasının iptaline,davacının bu dosyadaki borcun tamamı, asıl alacak, gecikme faizi, KDV ve tüm ferileri yönünden borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/3552 sayılı icra dosyasının iptaline,davacının bu dosyadaki borcun tamamı, asıl alacak, gecikme faizi, KDV ve tüm ferileri yönünden borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/14026 sayılı dosyasında davacı aleyhine yapılan takibin hataen yapıldığını, takipten sonra maaş haczinin kaldırıldığını, ödeme tarihinden itibaren alacak davası açma süresi ve itiraz tarihinden itibaren itirazın iptali davası açma süresinin de dolduğunu, takip nedeni ile davacının zararının da bulunmadığını belirterek, davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olsa dahi kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava, menfi tespit istemine ilişkindir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/795 KARAR NO : 2022/246 DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 21/12/2021 KARAR TARİHİ : 22/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ... arası taşımacılık faaliyeti kapsamında ... USD karşılığında anlaşma sağlandığını, müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini ve taşımaya konu malı ...' ta ilgili şirkete teslim ettiğini, davalının taşıma bedelini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla Antalya ... İcra Dairesinin ... sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazlarının iptaline, takibin devamına, %20' den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/3193 E. sayılı dosyası ile başlatılan takibin dayanağı kredi sözleşmesindeki kefalet imzası davacıya ait olmadığından, davacının söz konusu takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yasal süre içinde açıkca imzaya itiraz edilmediğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; icra takibine konu genel kredi sözleşmesinde kefil olarak görünen davacı ... adına atılı bulunan imzaların, ...'ın eli mahsulü olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2022/... takip sayılı dosyası ile gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazın iptali ile takibin devamına ilişkin eldeki davanın açıldığı, .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/... Esas sayılı dosyasında ise, davacı tarafın ..., Davalı tarafın ise ... Anonim Şirketi olduğu, davanın 07/09/2022 tarihinde açıldığı, davalı şirket tarafından 05/09/2022 tarihinde tahakkuk ettirilen ... seri numaralı 694.266,96-TL'lik ve 02/09/2022 tarihinde tahakkuk ettirilen ... seri numaralı 29.580,20-TL'lik haksız ve yanlış faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile fazlaya ilişkin tahakkukun iptali talepli menfi tespit davası olduğu, Mahkememizce her iki dava dosyasında yapılan incelemede, davanın kaçak elektrik tespit tutanağından kaynaklı olarak Mahkememizde İtirazın iptali, .......
Somut olayda, davacı borçlu tarafından, 22/11/2021 tarihinde davalı alacaklıya 50.000,00 TL ödendiği tarafların da kabulünde olup ihtilaf dışıdır. Uyuşmazlık, davalının yapılan ödemeden takipten önce haberdar olup olmadığı ve başlatılan takibin haklı olup olmadığı noktasındadır. Davacı taraf davalı tarafı ödemeden önce ödemenin yapılacağından haberdar ettiğini, ödemeden sonra ise davalı tarafa ulaşılamadığını beyan ve kabul etmektedir. Bu durumda davalının yapılan ödemeden takipten önce haberdar olduğuna kabule imkan olmayıp davalının takip başlatmasında hukuka aykırı bir yön yoktur. TBK'nun 100. maddesinde; "Borçlu faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, yukarıda da açıklandığı şekilde alacaklının, takip öncesinde yapılan ödemeden takipten önce haberdar edildiği ispatlanamadığından, anılan ödemelerin kısmi ödeme olduğunun kabulü gerekir....