Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

diğer borçlu ----açısından borca itiraz edilmemiş takip ------ yönünden kesinleştiğini, ancak bu sefer de hakkında işbu davaya konu takibin kesinleşmiş olduğu diğer borçlu------- adına da "borçlu olmadığının tespiti" için----tarihinde ------------ dosya ile "Menfi Tespit davası" ikame edildiğini, davaya konu takipteki borçlulardan birisi icra dairesine itiraz ederek borcu olmadığını, bir diğer ise menfi tespit davası açarak aynı takipten kaynaklı olarak borcu olmadığını iddia etme yoluna gittiğini, aynı sözleşmeden doğan borç sebebiyle açılan takibin borçluları farklı yasal yollardan da olsa aynı takibe aynı borca ve ferilerine başkaca yollarla itiraz ettiğini işbu sebeple aynı takibe itiraz eden ve sonuç olarak da aynı borçtan kaynaklı alacağın var olup olmamasının da tek bir sonucu olacağı da göz önüne alınarak ,HMK md. 30 uyarınca "usul ekonomisi ve yargılamanın seri ilerlemesi" hükümleri de gözetilerek, dosyanın ---------- "Menfi Tespit" dosyası ile birleştirilerek aynı sözleşmeden...

    Somut olayda, davacı borçlu tarafından, 22/11/2021 tarihinde davalı alacaklıya 50.000,00 TL ödendiği tarafların da kabulünde olup ihtilaf dışıdır. Uyuşmazlık, davalının yapılan ödemeden takipten önce haberdar olup olmadığı ve başlatılan takibin haklı olup olmadığı noktasındadır. Davacı taraf davalı tarafı ödemeden önce ödemenin yapılacağından haberdar ettiğini, ödemeden sonra ise davalı tarafa ulaşılamadığını beyan ve kabul etmektedir. Bu durumda davalının yapılan ödemeden takipten önce haberdar olduğuna kabule imkan olmayıp davalının takip başlatmasında hukuka aykırı bir yön yoktur. TBK'nun 100. maddesinde; "Borçlu faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, yukarıda da açıklandığı şekilde alacaklının, takip öncesinde yapılan ödemeden takipten önce haberdar edildiği ispatlanamadığından, anılan ödemelerin kısmi ödeme olduğunun kabulü gerekir....

    E. sayılı dosyasına konu takipten dolayı davacının davalı tarafa 80.429,82 TL miktarında borçlu olmadığının TESPİTİNE, Davacının istediği tazminat talebinin REDDİNE, BİRLEŞEN İSTANBUL .... ATM'NİN ... ESAS SAYILI DAVADA; Birleşen davanın KABULÜNE, 05.11.2014 tanzim, 19.12.2015 vadeli 700.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının davalı tarafa 545.000,00 TL borçlu olmadığının TESPİTİNE, " karar verildiği , kararın taraflarca İstinaf edilmesi üzerine, İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesinin 28.01.2021 tarih, 2019/25 Esas 2021/88 Karar sayılı kararı ile; 1)Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2)Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas-2018/... Karar sayılı ve 17/05/2018 tarihli hükmünün, HMK.'...

      İcra Müdürlüğü'nün ...... sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe koyduğu çekleri ciro silsilesine göre müvekkilinin takibe konu çekteki sorumluluğunu ve borcun sona erdiğini, müvekkili aleyhine yapılan takibin hukuka aykırı olduğunu, geriye dönüş cirosu ile çeki devralan keşidecinin çeki devretmeden önceki durumuna girdiğini belirterek müvekkilinin takipten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır. Dava, davacının, lehtar olarak yer aldığı çekle ilgili başlatılan Bakırköy ...... İcra Müdürlüğü'nün ....... sayılı dosyasına konu takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Bakırköy ..... İcra Müdürlüğü'nün ...... sayılı dosyası celbedilmiştir. İcra takibine konu çekin incelenmesinde; ....... Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin keşideci, davacı ...'nin lehtar olarak yer aldığı ..........

        KARŞI OY İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından takip borçlusuna karşı itirazla, duran takibin devamını sağlama amacı ile açılan bir davadır. Alacaklı davayı kazanır ise borçlunun itirazı da iptal edilmiş olur. İtirazın iptali ile alacak (tahsil-eda) davası birbirinden farklıdır. Bu nedenle itirazın iptali davasında itirazın iptali ve inkar tazminatı talebi ile tahsil isteminin bir arada dava edilmesi mümkün değildir. İtirazın iptali davası tahsil hükmünü içermemesi dolayısı ile ilamlı icraya konu edilemez. Bu karar ile itirazla duran ilamsız icra takibine devam edilmesi sağlanabilir. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava türlerindendir. İlamsız icra takibinde borçlu, kendine tebliğ edilen ödeme emrine karşı 7 günlük süre içinde icra dairesinde, borca, işlemiş faize ve takip talebinden sonra işleyecek faiz oranına itiraz edebilir....

          -TL alacak miktarı üzerinden takipten sonra işleyecek yasal faizi ile birlikte takibin devamına, 2)Takip tarihi itibarı ile davalının mantolama, boya v.s giderleri yönünden borçlu olmadığının tespiti ile bu yöndeki fazlaya ilişkin davacı taleplerinin reddine, 3) Alacak miktarı bilirkişi marifeti ile hesap edildiğinden ve bu nedenle likit kabul edilmediğinden icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ortak gider alacağına ilişkin başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. SONUÇ: 1) Davalı vekilinin temyiz incelemesi yönünden; Davalı vekilinin temyiz istemi için; Davanın harca esas miktarının karar tarihi itibarıyla 2.080,00.-TL'lik temyiz kesinlik sınırının altında olduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla ile HUMK'nın 5219 sayılı Kanun ile değişik 427. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca miktar veya değeri 2.080,00....

            nun 67.maddesi gereğince açılmış faturadan kaynaklı alacağın ödenmemesi nedeniyle başlatılmış icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine Adana 4....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi İnceleme konusu karar, 4447 sayılı Yasadan kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti ile başlatılan takibin iptali isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 22. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2) Dava, tarım kredi kooperatifinin, müşterek ve mütesesil borç senedine dayanarak, ortağı hakkında giriştiği ilamlı takipten doğan bir borcun olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İİK'nun 72/5. maddesi gereğince takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Diğer anlatımla borçlu davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedebilmek için, alacaklı davalının takibinde haksız olması yeterli olmayıp, kötüniyetli olduğunun da isbatı gerekir....

                  Zira dava İİK 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olup, menfi tespit davalarında dava tarihindeki borçluluk durumu saptanıp borçlu olunmayan kısım varsa o tutar üzerinden borçlu bulunulmadığının tespiti biçiminde hüküm kurulmalıdır. Somut olayda mahkemece menfi tespit davasının niteliğiyle bağdaşmayacak şekilde hüküm oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. " şeklindeki açıklamalarının ışığı altında davacıların dava tarihindeki borçluluk durumu saptanmış ve borçlu olmadıklarına kanaat getirilmiş ve bu şekilde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Davacı vekili kötüniyet tazminatı talep etmişse de bu tazminat takibin haksız olarak açılması hallerinde açanın kötüniyeti de varsa hükmedilen bir tazminattır. Oysa olayımıza takibin açılmasında haksız bir durum olmayıp, bakiye ----- ödemeyle takipten sonra 16/10/2020 tarihinde kapanması nedeni ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir....

                    UYAP Entegrasyonu