Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takipten sonra ancak henüz dava açılmadan asıl alacak, davalı borçlu tarafından yatırılmış olup, bu husus davacının cevaba cevap dilekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında itirazın iptali ve takibin devamı istenmekle davanın, davadan önce ödenen kısımda dahil olmak üzere icra takibinde yer alan tüm talep yönünden açıldığı anlaşılmaktadır. Oysa, davadan önce ödenen kısım yönünden uyuşmazlık sona erdiğinden ödenen asıl alacak bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olup, mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Öte yandan asıl alacak davalı borçlu tarafından yatırılmış olmakla artık bu yönden alacağın tespiti için taraf defterlerinin ibrazına gerek yoktur....

    Davacı vekili dava dilekçesinde takipten kaynaklı davacı şirketin borçlu olmadığını, böyle bir borcun bulunmadığını belirterek, borcun doğmadığını iddia etmiştir.Yukarıda açıklandığı üzere menfi tespit davalarında davacı tarafından borcun doğmadığı iddia edilirse ispat yükünün davalıya ait olacağı anlaşılmaktadır. Somut olayda davalı tarafından davaya cevap verilmemiş, ticari defterlerin dosyaya sunulması için muhtıra çıkartılmış, muhtıranın davalıya tebliğ edilmesine rağmen dosyaya herhangi bir belge sunulmamıştır. İcra takibi nedeniyle davacının borçlu olduğu hususu davalı tarafından ispatlanamamış bu nedenle davacının davasının kabulüne karar verilerek, .... .... İcra müdürlüğünün ..../.... Esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin hüküm kurulmuştur....

      İcra Müdürlüğü'nün ..... esas sayılı takip ve takibe dayanak fatura nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususlarında olduğunun tespitine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmesinde ; Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır....

        DAVA KONUSU : TAKİBİN TALİKİ VEYA İPTALİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar dava dilekçesi ile müvekkiller aleyhine İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğünün 2018/18883 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, mernis adreslerine tebligat çıkartılarak takibin kesinleştirildiğini, müvekkillerinin takipten 23/07/2019 tarihinde haciz sırasında öğrendiklerini, aynı alacaklı şirket tarafından İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğünün 2018/16776 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, alacaklı tarafından takipten feragat edildiğini, itirazın iptali davası açmadan tekrar İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğünde takip başlattığını, takibin hukuka aykırı olduğunu belirterek, istinaf talebinin kabulünü talep etmiştir....

        KARŞI OY YAZISI Davacı-borçlu, davalı-alacaklıya karşı açtığı menfi tespit davasında, aleyhine yapılan kambiyo senetlerine mahsus takip dayanağı çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemişken; 02.02.2016 tarihinde davasını ıslah ederek çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti talebini takip dayanağı çekin keşide tarihi tahrif edilerek ibraz süresi geçtikten sonra muhatap bankaya ibraz edilmesi nedeniyle kambiyo senedi vasfı olmayan belgeye dayanarak kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, davacı-borçlunun ıslah edilmiş talebinin İcra Hukuk Mahkemesi'nde kambiyo şikayeti yoluyla ileri sürülebileceği gerekçesiyle dava usulden reddedilmiştir. Davacı-borçlu ıslahla ileri sürdüğü talebinde yine menfi tespit istemektedir. Bu nedenle mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddedilmesi doğru olmamıştır....

          İdare Mahkemesi’nin 2018/2002Esas 2021/405Karar sayılı 12/03/2021 tarihli ilamına dayalı olarak 477.268,92TL toplam alacağın tahsili amacıyla başlattığı ilamlı takipte, icra emrinin davalı borçluya 31/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi alacaklı tarafından sunulan ödeme dekontuna göre 25/05/2021 tarihinde alacaklının banka hesabına 438.316,13TL ödendiği, alacaklının 11/06/2021 tarihli talebi üzerine davalı borçlu idareye bakiye borç muhtırasının 16/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu idarenin 26/07/2021 tarihinde takipten önce borcun ödendiğini belirterek takip dosyasının kapatılmasını talep ettiği, icra müdürlüğünün 27/07/2021 tarihinde borçlu kurum tarafından borç ödemesinin 23/05/2021 tarihinde takipten önce yapıldığı gerekçesi ile takibin infazen işlemden kaldırılmasına karar verdiği görülmüştür. HMK'nın 294.-297.maddeleri hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağını etraflıca düzenlemiştir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/525 Esas KARAR NO : 2021/788 DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/09/2021 KARAR TARİHİ : 23/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından başlatılan icra takibinin açıldığı tarihten bu yana 10 yıldan fazla zaman geçtiğini bu sürede zaman aşımını kesecek bir işlem yapılmadığını bu sebeple anılan icra dosyasından borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi gerektiğini öne sürmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesinde takibin 2021 yılına kadar kesinleştirilemediğini bu tarihe kadar davacının adresinin bulunamadığını, kesinleşmemiş takibin zaman aşımına uğramasının mümkün olmadığını belirtmiş davanın reddini talep etmiştir. Eldeki dava zaman aşımı iddiasıyla takipten borçlu olunmadığının tespiti davasıdır....

            İcra Müdürlüğü'nün 2010/14526 sayılı dosyada davacını davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2010/14524 sayılı dosyada 2.274.36 TL asıl alacak, 188.82 TL işlemiş faiz, 9.44 TL BSMW, 4.200 TL depo talebi yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2010/14527 sayılı dosyada 187.90 TL işlemiş faiz, 9.40 TL BSMW'den davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2010/14528 sayılı dosyada 33.07 TL işlemiş faiz,1.65 TL BSMW'den dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava konusu ....İcra Müdürlüğü'nün 2010/14526 sayılı takip dosyasına konu alacaktan feragat edildiğinden bu takiple ilgili dava konusuz kalmıştır...

              İcra mahkemesinde borçlunun takibin dayanağı İİK’nun 68.maddesinde sayılan belgeleri hükümden düşürecek belgelerden birine sahip olması halinde borçlu itirazın kaldırılması talebinin reddini sağlayabilir. Oysa menfi tespit davasında borçlu bütün savunma sebeplerini ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti yönünde lehine karar alabilir. Bu nedenle alacaklının itirazının kesin kaldırılmasını talep etmesinden sonra açılan menfi tespit davasında borçlunun hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir. 2-Alacaklını İtirazının Geçici Kaldırılması Talebinde Bulunmasından Sonra Açılan Menfi Tespit Davasında Hukuki Yarar Alacak ilamsız icra takibinde adi senede dayanmış ve borçlu sadece takibin dayandığı belgedeki imzaya itiraz etmişse, alacaklı itirazın tebliğinden itibaren 6 ay içinde icra mahkemesine başvurarak itirazın geçici kaldırılmasını isteyebilir. (İİK.m.69)....

                Mahkemece alacaklı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilam yargı gideri ve vekalet ücretine, icra vekalet ücreti talebinde bulunmasında bir usulsüzlük olmadığı ancak borcun takipten önce ödendiğinden takibin iptaline karar verilmiştir. Borçlunun ödeme iddiasını dayandırdığı belgeler incelendiğinde, ödemenin takip tarihinden önce yapıldığı görülmekte ise de, alacaklının bu ödemeden takipten önce haberdar edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığından, alacaklının takibi başlatmasında usule aykırı bir durum bulunmamaktadır . Bu durumda yapılan ödemenin yukarıda açıklanan yasa hükmü gereğince öncelikle faiz, icra takip harç ve masraflarından düşüleceğinin kabulü gerekir. Mahkemece gerektiğinde bilirkişi aracılığı ile takibin hangi miktar üzerinden devam edeceği tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, ödemenin takipten önce yapıldığından bahisle takibin iptali yönünde hüküm tesisi doğru değildir....

                  UYAP Entegrasyonu