-TL bedelli müvekkili adına kayıtlı İstanbul ili Esenler İlçesi 4971 parsel 4.Kat 18 nolu bağımsız bölüm üzerine 27.09.2005 tarih ve 8636 yevmiye nolu ipotek yönünden müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını, TMK md 883 uyarınca; müvekkiline ait tapuda İstanbul İli Esenler İlçesi 4971 parselde kayıtlı taşınmazda 4.kat 18 nolu bağımsız bölüm üzerine tesis edilmiş olan 27.09.2005 Tarih ve 8636 Yevmiye No’lu ipoteğin terkinini gerektiğini belirterek neticeten borçlu olmadığının tespiti, kötüniyet tazminatına hükmolunmasını ve ipoteğin terkini talep etmiştir. Davacı vekilinin takibin durdurulması talebi 13.05.2022 Tarihinde değerlendirilerek takipten sonra dava açıldığından tedbir isteminin reddine karar verilmiş, bu karara karşı kanun yoluna başvurmamıştır....
İcra Dairesi'nin 2019/13460 E sayılı dosyasından borçlular İbrahim Önen T3 Şirketi hakkında genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, her iki borçlu vekilinin takibe itiraz dilekçesi sunduklarını, icra müdürlüğünce 20/10/2020 tarihli karar ile borçlu İbrahim yönünden itiraz süresinde olmadığından takibin devamına, borçlu şirket yönünden müddeti içerisinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, İbrahim yönünden verilen karara bir itirazlarının olmadığını ancak, borçlu şirketin yetkilisi olan diğer borçluya yapılan tebligat ile şirket takipten haberdar olduğundan şirket yönünden yapılan itirazın süresinde olmadığının açık olduğunu, ayrıca borçlu şirket vekilince itiraz yapıldığı tarihte tebligat yapılmamış olduğundan itirazın sonuç doğurmayacağını beyan etmiş, şikayete konu kararın kaldırılmasına ve takibin her iki borçlu yönünden de devamına karar verilmesini talep etmiştir....
Esas sayılı dosyasından davalı tarafından davacı aleyhine 02/06/2021 tarihinde başlatılan borç ve senetler yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti, takibin iptali ve %20 kötü niyet tazminatı talebine ilişkin dava olduğu görüldü. Deliller: Dosya içeriği, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas Sayılı icra dosyası, Dava, İstanbul ...Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas, ... Karar sayılı kararı uyarınca görevsizlikle mahkememize gönderilmiş olup, dosya mahkememizin ...Esasına kaydedilmiştir. Davacı, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas Sayılı icra dosyasına konu iki adet bononun müvekkilinin ortağı olduğu Konuk firmasının, davalının ortağı olduğu ...firmasına olan borçlarına teminat olarak verildiğini, ... fiması hakkında konkordato tasdiki kararı verildiğini müvekkilinin kişisel borcunun bulunmadığını beyanla takibin iptali talebinde bulunmuştur....
Bu durumda takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip olması dikkate alındığında davacının kambiyo vasfı olmayan bir takipten ve bu takibe dayanak belgeden kaynaklı borçlu olmadığının kabulü gerekir. Ancak, davacının temel ilişkiden kaynaklı edimini gereği gibi ifa etmemesinden kaynaklı borcu olduğu hususu davalının davacıya açacağı alacak davasında dinlenebilir. Davalının cevap dilekçesi sunmaması ile davacının tüm vakıalarını inkar ettiğinin kabul edilmesi gerekir. Davalı inkar kapsamında bile olsa delil listesi sunmamış ve davacının işi eksik yaptığına dair herhangi bir delile dayanmamıştır. Ayrıca davacının yaptırdığı delil tespitinde bilirkişilerce inşaatın kaba inşaatının tamamlandığı belirtilmiş ve bu bilirkişi raporuna davalının itiraz dilekçesi sunmadığı görülmüştür....
Davacı vekili dava dilekçesinde takipten kaynaklı davacı şirketin borçlu olmadığını, böyle bir borcun bulunmadığını belirterek, borcun doğmadığını iddia etmiştir.Yukarıda açıklandığı üzere menfi tespit davalarında davacı tarafından borcun doğmadığı iddia edilirse ispat yükünün davalıya ait olacağı anlaşılmaktadır. Somut olayda davalı tarafından davaya cevap verilmemiş, ticari defterlerin dosyaya sunulması için muhtıra çıkartılmış, muhtıranın davalıya tebliğ edilmesine rağmen dosyaya herhangi bir belge sunulmamıştır. İcra takibi nedeniyle davacının borçlu olduğu hususu davalı tarafından ispatlanamamış bu nedenle davacının davasının kabulüne karar verilerek, .... .... İcra müdürlüğünün ..../.... Esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin hüküm kurulmuştur....
Takipten sonra ancak henüz dava açılmadan asıl alacak, davalı borçlu tarafından yatırılmış olup, bu husus davacının cevaba cevap dilekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında itirazın iptali ve takibin devamı istenmekle davanın, davadan önce ödenen kısımda dahil olmak üzere icra takibinde yer alan tüm talep yönünden açıldığı anlaşılmaktadır. Oysa, davadan önce ödenen kısım yönünden uyuşmazlık sona erdiğinden ödenen asıl alacak bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olup, mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Öte yandan asıl alacak davalı borçlu tarafından yatırılmış olmakla artık bu yönden alacağın tespiti için taraf defterlerinin ibrazına gerek yoktur....
Mahkemece, davacının kefaletin iptali, senetlerin ve takibin iptali, genel kredi sözleşmesi, senetlerden ve krediye ilişkin verilen ipotekten dolayı borçlu olmadığının tespiti talepleri açısından davaların mutlak ticari dava olduğu, bu istemler yönünden ticaret mahkemelerinin görevli olduğu, tapu iptali ve tescili ile ipoteğin fekki talepleri yönünden ise tefrik kararı verilerek ayrı bir esasa kaydı gerektiği gerekçeleriyle kefaletin iptali, senetlerin ve takibin iptali, genel kredi sözleşmesi, senetlerden ve ipotekten dolayı borçlu olmadığının tespiti yönündeki talepler yönünden görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 04.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün ..... esas sayılı takip ve takibe dayanak fatura nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususlarında olduğunun tespitine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmesinde ; Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır....
DAVA KONUSU : TAKİBİN TALİKİ VEYA İPTALİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar dava dilekçesi ile müvekkiller aleyhine İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğünün 2018/18883 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, mernis adreslerine tebligat çıkartılarak takibin kesinleştirildiğini, müvekkillerinin takipten 23/07/2019 tarihinde haciz sırasında öğrendiklerini, aynı alacaklı şirket tarafından İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğünün 2018/16776 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, alacaklı tarafından takipten feragat edildiğini, itirazın iptali davası açmadan tekrar İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğünde takip başlattığını, takibin hukuka aykırı olduğunu belirterek, istinaf talebinin kabulünü talep etmiştir....
KARŞI OY YAZISI Davacı-borçlu, davalı-alacaklıya karşı açtığı menfi tespit davasında, aleyhine yapılan kambiyo senetlerine mahsus takip dayanağı çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemişken; 02.02.2016 tarihinde davasını ıslah ederek çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti talebini takip dayanağı çekin keşide tarihi tahrif edilerek ibraz süresi geçtikten sonra muhatap bankaya ibraz edilmesi nedeniyle kambiyo senedi vasfı olmayan belgeye dayanarak kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, davacı-borçlunun ıslah edilmiş talebinin İcra Hukuk Mahkemesi'nde kambiyo şikayeti yoluyla ileri sürülebileceği gerekçesiyle dava usulden reddedilmiştir. Davacı-borçlu ıslahla ileri sürdüğü talebinde yine menfi tespit istemektedir. Bu nedenle mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddedilmesi doğru olmamıştır....