Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında herhangi bir maddi hukuk ilişkisi olmadığını, ancak borcun sebebi dahi izah edilemeden hakkında davalının takibe giriştiğini ileri sürerek takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti, takibin iptali ve %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın, B.K.’nun 31. maddesi gereğince 1 yıllık sürede açılmadığını, borcun kaynağının önemli olmadığını, davacı borçlu şirket yetkilisinin hacizde borcu kabul ederek araç haczine muvafakat ettiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
var ise miktarının tespiti, yok ise takibin iptali amacıyla açtığı ./.....
-KARAR- Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan aldığı 20.000-TL borç para karşılığında teminat mukabilinde davalıya 20.000-TL ve 15.000-TL bedelli 2 adet senet verdiğini, davalının eşinin hesabına borca karşılık bir miktar para yatırıldığını, buna karşın davalının tahsilatı düşmeden müvekkili aleyhine senetlere dayanarak kambiyo yoluyla takibe giriştiğini, takipten sonra yapılan anlaşma neticesinde davalıya borcun taksitler halinde ödenmesine rağmen icra takibine devam edildiğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine,takibin iptaline ve asıl borçtan fazla ödenen kısmın tespiti ile davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının senetlerin teminat olarak verildiğine dair iddiasının doğru olmadığının ve bu iddianın yazılı delille kanıtlanması gerektiği, dosyaya sunulan dekontlardaki ödemelerin senetlere yönelik ödemeler olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
KARAR Davacı, davalının 23.02.2008 tarihli sözleşmeye dayalı olarak hakkında icra takibi başlattığını ve takibin kesinleştiğini, bu sözleşmede 13.380,00 TL borcun 3.000,00 TL'sinin ödenmesi nedeniyle bakiye 10.380,00 TL borç kaldığı yazılı olmasına karşın takibin 13.380,00 TL asıl alacak üzerinden başlatıldığını, takip başlatılmadan önce de 3.000,00 TL ödeme yaptığını, takipten sonra yapılan 1.000,00 TL ödemenin dikkate alınmadığını, ayrıca takipte talep edilen faiz oranının fazla olduğunu ileri sürerek icra takip talebinde faize mahsup edildiği belirtilen 6.000,00 TL ödemenin asıl borca mahsup edilmesi ile bakiye 7.526,50 TL asıl alacak ve 146,50 TL faiz olmak üzere toplam 7.673,00 TL borçlu olduğunun ve bunun üzerinde talep edilen miktarda borçlu olmadığının tespitine, takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine ve takipten sonra yapmış olduğu 1.000,00 TL'nin dikkate alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, takipten sonra ikame edilecek menfi tespit davalarının borcun doğmadığı veya borcun takipten önce ödendiği iddiası ile açılabileceği, borç takipten sonra ödenmesine rağmen alacaklı vekili tarafından takipten vazgeçilmemiş ise başvurulması gereken yolun takibin iptalinin istenilmesi olduğu, bu hususta ise icra mahkemesinin görevli bulunduğu, icra mahkemesine yapılacak başvuru dava niteliğinde olmadığı için asliye hukuk mahkemesi tarafından icra hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın dava şartı (görev) yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı borçlu bulunmadığının ispatı için İİK'nun 72/1. maddesi uyarınca menfi tespit davası açabilir....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf ile davalı taraf arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı, davalıya vermiş olduğu, 10 adet sıralı ve 50.000,00-TL tutarlı bonolar nedeniyle, borçlu olmadığının tespiti için, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/... Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığı, mahkemece yapılan yargılama sonucu, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davacının 27.212,00-TL miktar bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, davanın yargılaması devam ederken, davalı şirket tarafça davaya konu senetlerin...Bakasına devir edildiği ve banka tarafından, davacı ... aleyhine dava konusu bonoların tahsili amacıyla, Eskişehir 1. İcra Müdürlüğü'nün 2018/...Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığı, başlatılan takip sonrası davacının, borçlu olunmadığı tespit edilen tutar nedeniyle 3. Kişiye ödemek zorunda kaldığı bedel ile, yapmış olduğu tüm masrafların davalıdan tahsili amacıyla, davalı aleyhine Bursa 4....
Sayılı dosyası ile 25.403,78 TL tutarında çekten kaynaklı borçlu olduğundan bahisle icra takibi başlatılmış, buna binaen tarafımızca menfi tespit davası davalı aleyhine açıldığını, Davalı tarafın derdestlik iddiasında bulunduğu dosya ise İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/336 Esas numarası ile açılan itirazın iptali davasının konusunu ise İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğü'nün 2020/4670 Esas sayılı dosyası oluşturduğunu, söz konusu davaların iki farklı takipten oluştuğunu, Yani; İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/336 Esas sayılı dosyasının İstanbul Anadolu 12....
İcra Müdürlüğü'nün 2008/10047 esas sayılı takibin iptali ile bu takipten dolayı davacının takip alacaklısına borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 04.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Esas sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, takibe dayanak; 06/07/2020 düzenleme, 31/10/2020 vade ve 35.000,00 TL bedelli bonodan ve 06/07/2020 düzenleme, 30/11/2020 vade ve 40.000,00 TL'lik bononun sadece 10.000,00 TL'lik kısmından kaynaklı olarak, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-Takibin haksız ve kötü niyetli olduğu kanaatine varılmakla; Bursa 4. İcra Dairesinin 2022/........