Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takip dayanağı belgenin kambiyo senedi niteliğinde bono olduğu, davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerektiğini, TTK'nın 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörüldüğü, takibin, başlatılmasından sonra muteriz borçluya ödeme emri tebliğine kadar borçlu yönünden 3 yıldan uzun bir süre işlemsiz bırakıldığı ve zamanaşımının gerçekleştiği, mahkemenin bu yöndeki değerlendirmesinin yerinde olduğu, başka takip dosyaları ile ilgili aynı nedenle açılan davaların bu dava ile birleştirilmesi zorunluluğu ve gerekliliğinin bulunmadığı, ancak HMK'nın 33. maddesi uyarınca maddi olayları ileri sürmenin taraflara, hukuki nitelendirme yapma ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemenin hakime ait olduğu, muteriz borçlu her ne kadar itiraz dilekçesinde; İİK’nın 33/a ve 71. maddeleri...
Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda takip sonrası davacı yanca ifa edilen normal tüketim faturalarından dolayı davanın konusuz kaldığı ancak kaçak tüketim ile kaçak ek tahakkuka konu iki fatura tutarının ödenmediğinin belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının asıl alacak, gecikme zammı ve KDV tutarından oluşan toplam 15.587.04 TL.'...
Somut olayda, borçlu vekilinin İcra Mahkemesi’ne başvuru nedenleri arasında takip sonrası işleyecek faiz oranına ilişkin itirazı da bulunmaktadır. İcra Mahkemesi'nce bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, bu husus da incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366/3. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 22.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, borçlunun başvurusu icra takibinin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, bu hali ile İİK’nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının kabulü ile İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 10....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2019 NUMARASI : 2019/553 ESAS - 2019/721 KARAR DAVA KONUSU : Zamanaşımı itirazı KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, takip dayanağı senetlerin 3 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, takip dosyasında müvekkili yönünden 13/07/2010 ila 13/03/2017 tarihleri arasında 6 yıl 8 ay süre işlem yapılmadığından müvekkili yönünden takip içi zamanaşımının gerçekleştiğini belirterek İİK'nın 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince takip içi zamanaşımı sebebiyle müvekkili yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir,İstinaf dilekçesinde;davanın haklı olarak açıldığı,kaçak elektrik tüketiminden dolayı TTK553.madde ve devamı gereği şirket ortağı ve yetkilerinin de sorumluluğu olduğu,davalı T4'nın zamanaşımı itirazı olmadığı gibi,diğer davalıların da takipte ödeme emrine itirazları sırasında zamanaşımı itrazında bulundukları,davada cevap dilekçesi ile ileri sürülmüş zamanaşımı itirazlarının bulunmadığını belirterek kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada , iki davalı yönünden takipte yapılan zamanaşımı definin itirazın iptali davasında davaya cevap verilmeyerek cevap dilekçesinde ileri sürülmemesi nedeniyle ,takipteki zamanaşımı definin davada ileri sürülmese bile mahkemece resen dikkate alınıp alınmayacağı tartışılmalıdır....
Davalının icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde sözü edilen zamanaşımı, takip konusu çekle ilgili altı aylık zamanaşımı süresine ilişkin olup, takip ya da dava zamanaşımı yönünden bir itiraz bulunmadığı, itiraz dilekçesi içeriğinden anlaşılmaktadır. Çekin süresinde bankaya ibraz edilmemesi ve altı aylık çek zamanaşımı süresi içinde takibe konu edilmemesi, kambiyo hukukundan kaynaklanan hakların yitirilmesine yol açarsa da, böyle bir çeke dayanılarak takip yapılması ya da dava açılmasına engel olmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunması halinde süresinde bankaya ibraz edilmeyen ya da zamanaşımına uğramış çeke dayanan alacaklı bu çekin yazılı delil başlangıcı olarak kabulü gerektiğinden alacağını her türlü delille kanıtlama olanağına sahiptir. Taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halindeyse hamilin keşideciye karşı TTK.nun 644.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde alacak talebinde bulunması mümkündür....
İcra Hukuk Mahkemesi’nin 23.12.2014 tarih ve 2014/122 E., 2014/1315 K. sayılı kararının temyiz incelemesine geçildi: İcra takip dosyasının incelenmesinde borçlu adına çıkartılan örnek 10 numaralı ödeme emrinin bila tebliğ iade edildiği ve borçluya yenileme emri tebliğine kadar herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmediği görülmüştir. Bu durumda takip kesinleşmediğinden başvurunun bu haliyle İİK'nun 168/5 ve İİK'nun 169. maddeleri kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabulü gerekir. HMK'nun 33. maddesinde düzenlenen hukuki tavsifin hakime ait olduğu kuralı nedeniyle borçlunun başvurusunu İİK'nun 71. maddeye dayandırması sonucu değiştirmez....
Buna göre, bononun vadeden sonra ciro edilmesi mümkün olup, böyle bir ciro senedin kambiyo vasfını ve alacaklının takip hakkını etkilemez. Bu durumda mahkemenin borçlunun kambiyo vasfına ilişkin şikayetinin kabulüne ilişkin gerekçesi TTK'nun 690. maddesi gereğince yerinde değil ise de; mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının kabul edilmesi nedeniyle bu husus sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Zamanaşımı itirazı ile ilgili olarak yapılan incelemede; Takip borçlusunun takibin işlemsiz bırakıldığını iddia ettiği dönem, takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin olup, başvuru bu hali ile İİK'nun 169a/4-5. maddesine göre takibin kesinleşmesinden önceki dönemde bononun zamanaşımına uğradığına yönelik itiraz niteliğindedir....
Somut olayda, davalı tarafça süresi içinde yapılan zamanaşımı itirazı dikkate alınmamış bu husus gözden kaçırılarak bozma sebebi yapılmamıştır. Mahkemece bozma sonrası verilen kararda ''Davalı tarafından ıslah zamanaşımı itirazı ileri sürülmekle birlikte, bozma öncesi 02/07/2014 ıslah tarihinde ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunulduğu ve mahkemece reddedildiği, temyiz başvurusunda itirazın tekrarlandığı ancak temyiz incelemesinde fazla mesai ücretinin zamlı hesaplanması ve harç dışında bozma yapılmadığı böylece verilen kararın kesinleştiği, bozma dışında bırakılan zamanaşımının artık değerlendirilmeyeceği '' gerekçesine yer verilmiştir. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere maddi hataya dayalı bozma ilamına uyulması kazanılmış hak teşkil etmez, bu nedenle davalının süresinde yaptığı zamanaşımı itirazı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir....