İtirazı kabil bu karar sonrası davacı kararın kesinleşmesini bekleyip yeni bir dava açtığı takdirde derdest dava söz konusu olmayacağı gibi dosyamızda olduğu gibi dosyanın geçirdiği safahat sonrası kanunda öngörülen bütün süreler bakımından davacının dava hakkı da ortadan kalkmayacaktır.İncelenen dosya kapsamına göre, davanın açıldı tarihte tazminat talebine dayanak teşkil eden ... 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklının tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu, yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak, zamanaşımı nedeniyle takibin iptalini talep etmiş, mahkemece; istemin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İ.İ.K.’nun 169/a maddesinin 4. fıkrası kapsamında zamanaşımı itirazı olup borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; "İtirazın kabulü kararı ile takip durur" hükmüne yer verilmiştir....
Takip sonrası zamanaşımı için ise takip dosyasının işlemsiz bırakılması gerekmekte olup, takip dosyasından borçlu aleyhine yapılan her işlem zamanaşımı süresi durdurur. Bu nedenle takip dosyası kapsamında zamanaşımı gerçekleşmemiştir. Davacı tarafından her ne kadar faiz talep edilemeyeceği ve yüksek olduğu iddiasında bulunulmuşsa da bonodan kaynaklanan takipte faiz talep edilemeyeceğine dair herhangi bir düzenleme olmamakla birlikte bononun TTK'da düzenlenen kıymetli evrak olması nedeniyle avans faizi istenmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Takip konusu bononun bedelsiz olduğu iddiası ise İİK 169/a-1 maddesi gereğince "hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzasını ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder." hükmü dikkate alındığında davacı tarafından ispatlanması gereken bir olgu olup, dosya kapsamında bu minvalde herhangi bir delil sunulmamıştır....
Takip dayanağı senetlerin düzenlenme tarihi itibariyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK 778/h maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 749. maddesi gereğince; poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyene) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren üç yıldır. Hamilin cirantayı takip etmesi halinde ise zamanaşımı süresi bir yıldır.Takibe konu icra dosyası incelendiğinde; alacaklı davalı T3 tarafından borçlu davacı T4 borçlu dava dışı İNCİ DERİ MAMULLERİ T1 hakkında takip başlatıldığı anlaşılmıştır. Borçlu T4'ne 20.03.2019 tarihinde örnek 10 ödeme emri tebliğ olmuştur. 20.03.2019 tarihinde İNCİ DERİ MAMULLERİ T1'ne örnek 10 ödeme emri tebliğ olmuştur....
Davalı tarafça süresi içerisinde sunulan borca itiraz dilekçesinde zaman aşımı itirazı bulunmadığı gibi yargılama aşamasında da yapılmış bir zamanaşımı itirazı bulunmadığından artık istinaf aşamasında ileri sürülen bu iddianın dinlenmesi mümkün değildir. Takibe dayanak yapılan senet üzerindeki imzaya, borçlu tarafından ayrıca ve açıkça itiraz edilmediğinden bu belge, İİK'nun 68/1. maddesinde yer alan ve alacaklıya genel haciz yolu ile takip yapma imkanı tanıyan mücerret borç ikrarını içeren bir belge niteliğinde olup, buna karşılık borçlu, borcun aslına yönelik itirazlarını aynı nitelikte belgelerle kanıtlamalıdır. Somut olayda dosyaya bu yönde bir belge ibraz edilmemiş olup davalı borçlu olmadığını kanıtlayamamıştır....
Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez. (-- kaldırmamakla birlikte, yerine getirmekten kaçınma yetkisi veren zamanaşımı defi, ancak, bunu ileri süren taraf yönünden sonuç doğurmakta, bir başka anlatımla, Mahkemece, kendiliğinden gözetilemeyen zamanaşımı defi, yasal süresinde ileri sürüldüğü takdirde değerlendirmeye alınabilmekte daha açık bir ifade ile zamanaşımı defi ancak bunu ileri süren taraf lehine hukuki sonuç doğurmaktadır. Davalı vekili tarafından süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulunulmuştur. Borçlar Kanunu'nun 82/1 md.ne göre; sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak----- herhalde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak------ geçmesiyle zamanaşımına uğrar....
yapılarak zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Bu haliyle borçlunun dayanak çeklere yönelik zamanaşımı iddiası, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı niteliğindedir. Somut olayda, alacaklı vekili tarafından takibin başlatılmasına ilişkin 15.10.2009 tarihli işlemden sonra muteriz borçlu hakkında yapılan işlem 29.07.2011 tarihli tebligat çıkarılması talebi olup, bu tarihe kadar muteriz borçlu ile ilgili olarak dosyada bir işlem yapılmadığından TTK.nun 726. maddesinde yazılı 6 aylık zamanaşımı süresi dolmuş bulunmaktadır. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekip, anılan maddenin 5. fıkrasına göre; "İtirazın kabulü kararı ile takip durur"....
Borçlunun başvurusu bu hali ile icra takibinin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, İİK'nun 169/a maddesine dayalıdır. Anılan maddenin 5. fıkrası uyarınca ise; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” Mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 7....
Davacı yan, davalının kooperatif üyesi olduğunu ve üyeliği gereği ödemesi gereken aidatları ödemediğini, ödenmeyen aidatların tahsili amacıyla takip başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının takibe itirazının haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptalini talep etmiş, davalı yan ise, usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmadığından savunmaları tespit edilememiş, borca itiraz dilekçesinden, davacıya borcunun bulunmadığını savunarak zamanaşımı definde ve yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. Öncelikli olarak davalının icra dairesinin yetkisine itirazı değerlendirilmiş, kooperatif adresinin ..../Ankara olması sebebiyle HMK madde 14 uyarınca yetki itirazı yerinde bulunmamıştır. Davalı yanın borca itiraz dilekçesiyle yapmış olduğu zamanaşımı definin itirazın iptali davasında değerlendirilmesi gerekip gerekmediği hususu değerlendirilmiş, Yargıtay HGK'nun 2013/7-1101 Esas 2014/716 Karar, 3....