Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünce Gemlik Tapu Sicil Müdürlüğüne doğrudan yazı yazılarak gerçekleştiği uyuşmazlıkta haczin kaldırılması için asıl takibin yapıldığı icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu İcra Mahkemesine başvurulması gerektiği gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İİK.nun 4.maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasada, koşulların oluşması halinde İİK.nun 79 ve 360.maddeleri bu husustaki yetkiyle ilgili istisnalardır. Somut olayda, şikayete konu 22.04.2008 günlü haciz, İnegöl 1. İcra Müdürlüğünün 2008/630 sayılı icra dosyasında Gemlik Tapu Sicil Müdürlüğüne doğrudan yazılan yazı ile şikayet konusu taşınmazın tapu kaydına haciz uygulanmıştır....

    Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte itirazının kabulüne karar verilerek takibin durdurulması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince, şikayetin kabulüne, süresinde borca itiraz etmiş olduğu dikkate alınarak icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk parası karşılığının belirtilmediği gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği, alacaklının karara karşı temyiz yoluna başvurduğu...

      Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte itirazının kabulüne karar verilerek takibin durdurulması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince, şikayetin kabulüne, süresinde borca itiraz etmiş olduğu dikkate alınarak icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk parası karşılığının belirtilmediği gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği, alacaklının karara karşı temyiz yoluna başvurduğu...

        Somut olayda lehtarın, 15.08.2008 ve 25.08.2008 vade tarihli iki adet bonoya dayanarak keşideci borçlu aleyhine 21.11.2008 tarihinde kambiyo senetlerine özgü yol ile takip başlattığı, borçlunun zamanaşımı şikayeti üzerine mahkemece dosyadaki işlemler arasında üç yıllık bir sürenin geçtiği gerekçesiyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. Takibin kesinleşmesinden sonra alacaklının 26.05.2009 tarihinde haciz konulan araç ile ilgili muhafaza talebinde bulunduğu, 04.08.2009 tarihinde de 34 DD 5167 plaka sayılı araç üzerine haciz konulduğu, ardından yine 28.07.2010 tarihinde borçlunun araçları ve taşınmazları ile ilgili haciz istediği, 10.01.2012 tarihinde borçlunun adresinde menkul haczi uygulandığı ve alacaklı tarafından zamanaşımını kesen işlemlere devam edildiği anlaşılmıştır....

          Uyuşmazlık, 70.000,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte; takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi talebi ve usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte borcun kaynağı belirtilmediğinden bahisle ödeme emrinin ve takibin iptali talebine ilişkindir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin, yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti yoktur. 5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nin 364/1-2. maddeleri ve 6100 sayılı HMK'nin 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 03/02/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            Dairenin 27.03.2019 tarihli ve 2019/1654 Esas sayılı geri çevirme kararı üzerine dosyaya celpedilen Trabzon İcra Dairesinin 2015/8328 Esas ve 29/03/2019 tarihli yazı cevabına göre, İcra Hukuk Mahkemesi kararı ile düzeltilen ödeme emri tebliğ tarihinin 20/05/2015 olduğu, buna göre takibin 31/05/2015 tarihi itibarıyla kesinleştiği anlaşılmaktadır Şikayete konu haciz, Vakfıkebir İcra Müdürlüğünün 2015/106 talimat sayılı dosyasında 05/10/2015 tarihinde takibin kesinleşmesinden sonra yapılmış olup, geçerli bir haciz olduğu kuşkusuzdur. O halde Mahkemece, şikayetin esasının incelenmesi gerekirken hatalı gerekçeyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamıştır....

              Borçlunun ilamın kesinleşmeden icra edilemeyeceği şikayeti üzerine Mahkemece, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nce ilamın 22.03.2012 tarihinde onandığından şikayetin reddine karar verilmiştir. O halde Mahkemece takip tarihi itibariyle kesinleşmemiş boşanma ilamı ekindeki feri alacakların tahsilinin mümkün olamayacağı, takibin açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği nazara alınarak, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

                İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/385 Esas ve 334 sayılı “idareye başvurulmadan takip başlatıldığı şikayeti sonucu takibin iptaline ilişkin” kararının yargılamasının yenilenmesini talep etmiştir. Mahkemece iade-i muhakeme için ileri sürülen nedenin HMK'nun 375. maddesinde sınırlı olarak sayılanlar arasında yer almadığından reddine karar verilmiştir. HMK'nun 374. maddesine göre, hakkında yargılamanın iadesi istenebilecek kararlar, aynı kanunun 303. maddesi anlamında kesin hüküm niteliği taşıyan kararlar olup, icra hukuk mahkemesi kararları, bazı davalarda verilenler (istihkak, ihalenin feshi davaları gibi) hariç genelde kesin hüküm oluşturmazlar. Etkileri, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine göre açılacak menfi tesbit ya da istirdat davalarıyla kaldırılabilecek icra mahkemesi kararları, bu genellemenin kapsamındadır....

                  Yetkiye, borca ve faize ilişkin itirazların İİK.nun 62/1.maddesi uyarınca, takibin şekline göre, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerektiği doğrudur....

                    İcra müdürü tebligatın usulsüz olduğunu kendiliğinden göz önüne alarak takibin kesinleşmediği gerekçesi ile hacizlerin kaldırılmasına karar veremez. Tebligat usulsüz olsa dahi, borçlu Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre usulsüz tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi sayılacağından, bu hususta bir şikayeti olmayan borçlu yönünden tebligat parçasında yazılı tebliğ tarihinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde alacaklının takibin kesinleşmesi nedeniyle haciz konulma talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, bu ret kararının icra mahkemesinde şikayet yolu ile iptalinin istendiği, mahkemece bu ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, tebliğ çıkaran merciin tebligatın yasaya uygun olup olmadığını denetleme görevi bulunduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu