ın 05.03.2013 tarihi itibariyle alacaklı sıfatı kalmadığından sıfat yokluğu (aktif husumet ehliyeti olmadığından) hakkındaki usulsüz tebligat şikayeti ve imza itirazının reddi yerine adı geçen yönünden şikayet ve itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına (iptaline) ve ... aleyhine %20 orandan tazminata ve %10 para cezasına hükmedilmesi doğru değildir. O halde mahkemece; temlik veren ... hakkında istemin pasif husumetten reddine karar vermek gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. 2- Temlik alacaklısı ...'ın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yukarıda da belirtildiği gibi temyiz incelemesine konu şikayet ve itiraz yönünden ilgili ve yasal hasım, alacaklı sıfatını Noter temliknamesi ile kazanan ...'tır. Hal böyle olunca, mahkemece alacaklı ...'...
Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir..." (Yargıtay 12. HD.; 19/04/2018 tarih 2016/29600 E. 2018/3351 K. vb.) denilerek üçüncü kişi konumunda bulunan eşin meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceği hüküm altına alınıyor ise de, Anayasa Mahkemesinin 12/12/2019 tarih ve 2016/10454 sayılı kararında "...başvurucunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti mahkeme tarafından dava ehliyeti yokluğu sebebiyle reddedilmiştir. Başvurucunun aile konutuna ilişkin Anayasa'daki güvencelerin gözetilmediği iddialarını öne sürme imkanı ortadan kaldırılmıştır....
GEREKÇE; Uyuşmazlık, tebligatın usulsüzlüğü şikayeti ve takibin, ödeme emrinin iptali ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir. Mersin 5.İcra Müdürlüğünün 2016/16473 esas sayılı dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı T4 T7 T1 aleyhine keşidecisi T1, lehtarı ve yetkili hamili T4 olan 15.12.2016 tanzim, 28.12.2016 vade tarihli 1.000.00,00 TL bedelli, bir adet bonoya dayalı olarak 30.12.2016 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde örnek 10 ödeme emrinin davacıya 23.01.2017 tarihinde TK'nun 21/2. Maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davacı borçlunun takip konusu bono üzerinde yazılı adresinin "GMK Bulvarı Cumhuriyet mah....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/345 esas nolu dosyasında verilen kararın kesinleşmesi beklenmeden karar verildiğini ileri sürmüş ise de aynı senetle ilgili başlatılan kambiyo senedine özgü takibin davalı-takip borçlusunun şikayeti üzerine Gaziosmanpaşa 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/345 esas nolu dosyasında verilen karar ile iptali üzerine takip borçlusunun vekalet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurması, alacaklı tarafın istinaf yoluna başvurmaması nedeniyle takibin iptali yönünden karar kesinleşmiş olacağından bu nedenle söz konusu dosyanın kesinleşmesinin beklenmesine gerek olmadığı anlaşılmakla istinaf talebinin HMK.353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İnşaat … ....tarafından borçlu .....Kent Konut Yapı Kooperatifi’ne karşı 12.08.2004 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine girişildiği, - Takipte, 574.253,22 TL asıl alacak olmak üzere toplam 997.902,33 TL alacağın talep edildiği, - Borçlunun, süresinde takibe yapmış olduğu itiraz sonucu takibin durması üzerine, alacaklı tarafça itirazın iptali davası açıldığı, ...... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.03.2014 tarih ve 2012/87 Esas 2014/67 Karar sayılı ilamı ile asıl alacağın 201.878 TL'lik bölümü yönünden itirazın iptaline karar verildiği, - Takibin kesinleşmesinden önce, ........nin, takibe konu alacağın 100.000 TL'lik kısmını 10.10.2006 tarihinde ...’e, 150.000 TL'lik kısmını ise 07.03.2012 tarihinde ...’a temlik ettiği, her iki temlik alacaklısının da yukarıda bahsi geçen itirazın iptali davasına dahil oldukları, - .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurusunda sair şikayeti yanında, takip alacaklısı şirketin yeniden ihyası nedeniyle Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılması gereken ilanın yapılmamış olması nedeniyle taraf ehliyetinin olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, ilamsız takipte ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine itiraz edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür....
Borçlunun şikayeti 6552 sayılı Yasa ile eklenen 5393 sayılı Belediye Yasası'nın 15/son fıkrası ve 5393 sayılı Yasa'nın 15. maddesine ilişkin olup, Mahkemece borçlu vekilinin şikayet nedenleri ve borçlu Belediye ile ilgisi olmayan 6552 sayılı Yasa ile değiştirilen 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 36. maddesinden bahisle şikayetin kabulüne ve takibin iptaline karar verildiğinden, şikayet nedenleri incelenerek, buna göre karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir....