İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05/10/2020 tarih 2020/346 esas 2020/224 karar sayılı kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar aleyhine 06/08/2020 tarihinde Adana 10.İcra Dairesinin 2020/6670 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalılar ve diğer borçlular vekili tarafında ilamsız takibe, borca, faize ve tüm ferilerine 26/08/2020 tarihinde itiraz edildiğini ve bu itiraz neticesinde takibin tüm borçlular lehine olmak üzere icra müdürlüğünün 27/08/2020 tarihli kararı uyarınca durdurulduğunu, söz konusu kararın hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, takip borçlularından T3'a ödeme emrinin Tebligat Kanunu 21/2 maddesine göre 07/09/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, tebellüğden önce yapılan itiraz neticesinde icra takibinin durdurulması kararının herhangi bir hüküm ifade etmeyeceğini, T3 ise ödeme emrinin tebliğ edilemediğini, bu şahıs yönünden de ödeme emrinin...
Dosyanın yapılan incelemesinde, şikayetçi alacaklı tarafın müdürlüğe ödeme emrinin tebliğinden önce borçlunun yaptığı itirazın geçersiz olduğundan takibin devamı talebinin reddine ilişkin 17/08/2022 tarihli müdürlük kararına şikayet edildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İİK.nın 62.maddesinde "İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (Değişik ikinci cümle: 17/7/2003- 4949/13 md.) İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumludur. Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur....
Sayılı icra takibi nedeniyle borçluya gönderilen ödeme emrinin iptaline, Ödeme emrinin iptaline karar verildiğinden borcunuzu itiraz süresi içinde öderseniz şeklindeki ibareyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiği görülmüştür....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ,İstanbul Anadolu 8.İcra Müdürlüğünün 2021/7049 Esas dosyasından müvekkili T1 hakkında yapılan ilamsız takipte ikinci kez gönderilen örnek no:7 ödeme emrinin 29.06.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu , ikinci ödeme emrinin tebliğinin akabinde de yasal itiraz süresinde borca itiraz edilerek takibin durdurulmasına karar verilmesi talep edildiğini, yasal süresinde yapılan itiraz nedeniyle 06.07.2021 tarihinde takibin durdurulmasına karar veren icra müdürünün, aynı tarihte alacaklı vekilinin talebine karşı verdiği red kararından sonra ise bu kez 12.07.2021 tarihinde '‘Müdürlüğümüzün 06.07.2021 tarihli takibin durdurulması kararından vazgeçilmesine, borçlu T1 yönünden takibin devamına’ şeklinde ilk iki kararının tam aksi yönünde olmak üzere üçüncü bir karar daha vermiş olduğunu, aynı dosyadan borçluya yeniden ödeme emri tebliğinin, borçluya itiraz hakkının yeniden doğmasını sağlayacağını . icra müdürünün verdiği karardan...
Hatay İcra Dairesinin 2019/19135 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı T7 tarafından borçlu muris Mustafa Özberk hakkında 03/05/2019 tarihinde ilamların icrası yoluyla 26.912,48 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, borçlunun 09/03/2019 tarihinde öldüğünün tespiti üzerine alacaklı vekilinin talebi ile 28/10/2019 tarihinde mirasçı davacılara örnek 4- 5 icra emrinin çıkartıldığı, 10/01/2020 tarihli dilekçe ile borçlu T1 mirası red sebebiyle takibin durdurulması için dilekçe verdiği, icra müdürlüğünün 15/01/2020 tarihli karar ile "Süresinde olmayan itirazın reddi ile takibin itiraz eden (reddi miras gerekçesi ile ) borçlu yönünden devamına" karar verildiği, T5 T2 T3 ve T4 21/01/2020 tarihinde verdikleri dilekçe ile mirası reddettiklerini belirterek borca itiraz edip takibin iptalini talep ettikleri, icra müdürlüğünün 21/01/2020 tarihli karar ile "Süresinde olmayan itirazın reddi ile takibin itiraz eden (reddi miras gerekçesi ile) borçlular yönünden devamına" karar verildiği...
Hukuk Genel Kurulu’nun,19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 E.-2014/929 K. sayılı kararında borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olduğu, itirazın ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması ve imzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazların borca itiraz olarak kabulü gerektiği belirtilmiştir....
Bunun üzerine, ipotek veren T3 ve borçlu T1 vekili icra mahkemesine başvurarak; 1- Takibin aslı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip olduğundan ve yargılama gideri, vekalet ücreti , inkar tazminatından sadece ipotek veren T3 sorumlu olduğundan bu alacak kalemleri için ayrı bir takip başlatılması gerektiğini, 2- Takibin devamına karar verilen alacak kalemleri bakımından icra emri çıkartılmasına gerek olmadığını, bu kalemlerde dahil edilerek çıkartılan icra emrinin iptali gerektiğini, 3- İtirazın kaldırılması ilamında sadece T3 taraf olduğundan bu ilama dayalı olarak diğer borçlular adına da düzenlenen icra emrinin iptali gerektiğini, 4- Üç borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı olduğunu, itiraz eden diğer borçlu hakkında karar verilmeden tek başına ipotekli taşınmaz maliki aleyhine takibin yürütülemeyeceğini, bu nedenle de icra emrinin iptali gerektiğini, beyan ederek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, borçlunun dosya borcuna 14/04/2009 tarihinde itiraz ettiği, borca itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün olduğundan Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 14/04/2009 tarihli kararı ile itiraz süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiği, borçlu davacı yeniden 2. kez 14/11/2022 tarihinde iş bu borca itiraz ederek itiraz dilekçesi sunduğu ve icra müdürlüğünce de 14/11/2022 tarihinde süresinde olmadığından bahisle itirazı reddedilerek takibin devamına karar verilmiştir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, itiraz süresi ödeme emrinin tebliği ile başlar. Ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmaz (Yargıtay 12. HD 2015/31874 E-2016/1451 K). Borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından haricen icra takibini öğrenip icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz ise de bu durum borçluya hiç tebligat çıkartılmaması ya da tebliğ edilememesi hali için geçerlidir (Yargıtay 12. HD 2015/31874 E-2016/1451 K 2020/1200 E- 2020/2827 K). İcra dosyasının incelemesinde, borçluya ödeme emrinin 28/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 24/09/2021 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünün 27/09/2021 tarihli kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının takibin devamı yönünde husumetini sürdürdüğü anlaşılmakla; borçlu tarafından 24/09/2021 tarihinde yapılan itirazın geçerli olduğunun kabulü gerekir....
Somut olayda, alacaklı tarafından başlatılan ilamsız takipte borçlu tarafından, ödeme emrinin tebliğ edildiği gün icra mahkemesine yapılan başvuruda, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmekle beraber, takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığı da ileri sürülmüştür. Borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü hususlar, İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmelidir. Borçlunun ileri sürdüğü hususlar, icra mahkemesince ancak, alacaklının itirazın kaldırılmasına yönelik başvurusu halinde değerlendirilebilecektir. O halde, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye başvurusu sonuç doğurmayacağından, mahkemece istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....