Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takip talebi ve ödeme emrinde borcun sebebi gösterilmediğinden takibin hangi sebep ile başlatıldığının belli olmadığını, icra müdürlüğüne yapılan itiraz olmasına rağmen ödeme emri ve takibin iptali için şikayet yoluna başvurulmuş olmasının fuzuli işlem değil hukuki yarardan söz edilebileceğini, borçlunun icraya itiraz ederek icra takibini durdursa dahi, icra mahkemesinden takibin ve ödeme emrinin iptalini İİK'nun 58 ve 61. maddelerine dayalı olarak talep etmesinde hukuki yararı olduğunu, ayrıca İİK'nun 58/2- 4. maddesine göre alacak belgeye dayanmıyorsa borcun sebebinin ödeme emrinde ve Takip talebinde belirtilmesi aksi halde takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, istinaf taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

İcra Dairesinin ... sayılı takip dosyası ile toplam 28.305,70-TL alacağın tahsili için takibe girişildiği, ödeme emrinin 18/02/2019 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği borçlu davalı vekilinin 19/02/2020 tarihli dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı davacı vekilinin 26/02/2020 tarihli talebi üzerine dosyanın Bakırköy ... İcra Dairesine gönderildiği ve ... esas dosya numarasını aldığı, 08/03/2020 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin 24/06/2022 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği ve 25/06/2022 tarihinde borca itiraz edildiği, eldeki davanın ise yetkili icra dairesinde ödeme emri tebliği ve borca itiraz yapılmadan, 10/02/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili T3'e çıkartılan ödeme emrinin 24/06/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, 29/06/2020 tarihinde vekaletname sunarak itiraz ettiklerini, ayrıca ikinci ödeme emrinin vekil olarak kendisine değil asile çıkartılmasının davanın konusu olmamakla birlikte hukuk dışı olduğunu, müvekkili T3'e yeniden ödeme emri gönderildiği, Didem ve T4 de ödeme emri gönderildiğini, süresi içerisinde 30/09/2020 tarihinde itiraz ettiklerini, ödeme emrinin müvekkillerinin her birine tebliğ edildiğini söyleyerek davanın reddini istemitir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Davacı alacaklı tarafça, borçlular T3 ve Edip Öz hakkında 19/06/2020 tarihinde İstanbul Anadolu 21....

    Borçluya, takibin kesinleşmesinden sonra çıkartılan yenileme emri ise, takibin kesinleşmesinden önceki sebeplere dayalı olarak yeni bir itiraz hakkı vermez....

    İlk derece mahkemesi tarafından; borçluIara ödeme emri tebliğ edilip yasal bir yıllık süre içinde alacaklının talebi üzerine, borçluların menkul malları ve haklarına haciz konulduğu, ancak süresinde satış istenmediğinden İİK.nın 106 ve 110. maddeleri gereğince hacizlerin düştüğü, haciz isteme hakkı düşmediğinden alacaklının yeniden haciz isteyebilmesi için İİK.nın 78/5. maddesi gereğince borçlulara yenileme emrinin tebliğine ve dolayısıyla yenileme harcı alınmasına gerek bulunmadığı, borçluya, takibin kesinleşmesinden sonra çıkartılan yenileme emrinin takibin kesinleşmesinden önceki sebeplere dayalı olarak yeni bir itiraz hakkı vermeyeceği, ödeme emrinin davacıya 06/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, davacının mahkemenin 2017/903 Esas sayılı dosyasının tarafı olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine, davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....

    İcra hukuk mahkemesinin 2021/158 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile takibin itiraz nedeni ile durdurulmasına ilişkin kararın kaldırılmasına yönelik şikayetin reddedildiği, red kararının kesinleştiğinden bahisle hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de ödeme emri tebliğinden önce itiraz nedeni ile takibin durdurulmuş olması sonradan tebliğ edilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin esastan incelenmesine engel teşkil etmeyip bu konuda davacının hukuki yararı mevcut ise de ödeme emrinin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, muhatabın işte olduğundan bahisle yardımcısı imzasına ödeme emrinin tebliğ edildiği, bu nedenle şikayetin esastan incelenerek usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirse de istinafa gelenin sıfat itibariyle daha aleyhine karar verilemeyeceğinden bu nedenle davacı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Somut olayda, alacaklı tarafından, yazılı kira sözleşmesi ile kiralanan taşınmazın kira süresinin bitmesi nedeniyle tahliyesi talebiyle ilamsız icra takibine başlandığı, borçluya örnek 14 numaralı tahliye emrinin 13.11.2015 tarihinde tebliği üzerine, borçlunun icra müdürlüğüne 18.11.2015 tarihinde verdiği itiraz dilekçesi ile, tahliye emrine konu taşınmaz ile tahliye taahhütnamesinde belirtilen taşınmazın adreslerinin farklı olduğunu ve tahliye taahhütnamesinin baskı altında alındığını ileri sürerek takibin durdurulmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce, itiraz merciinin icra mahkemesi olduğu gerekçesiyle 20.11.2015 tarihinde talebin reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 274/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirir. Bu suretle itiraz tahliye takibini durdurur" hükmüne yer verilmiştir....

      İcra Müdürlüğü'nün 2020/10023 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra müdürlüğüne takibin kesinleştirilmesi için 05/11/2020 tarihinde talepte bulunulduğunu, 06/11/2020 tarihinde icra dosyası incelendiğinde borçlunun 07/10/2020 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiğini, borçlunun mernis adresine usulüne uygun olarak 28/10/2020 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiğini ve İİK 62/1 maddesi uyarınca 7 günlük itiraz süresinin dolduğunu, itiraz süresi içinde itiraz etmediğini borçlu hakkındaki takibin kesinleştiğini, Yargıtay içtihatlarınında bu yönde olduğunu, şikayetin kabulü ile Bakırköy 15. İcra Müdürlüğü'nün 2020/10023 Esas sayılı dosyasında takibin durdurulmasına yönelik 05/11/2020 tarihli kararın iptaline ve takibin devamına, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05/10/2020 tarih 2020/346 esas 2020/224 karar sayılı kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar aleyhine 06/08/2020 tarihinde Adana 10.İcra Dairesinin 2020/6670 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalılar ve diğer borçlular vekili tarafında ilamsız takibe, borca, faize ve tüm ferilerine 26/08/2020 tarihinde itiraz edildiğini ve bu itiraz neticesinde takibin tüm borçlular lehine olmak üzere icra müdürlüğünün 27/08/2020 tarihli kararı uyarınca durdurulduğunu, söz konusu kararın hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, takip borçlularından T3'a ödeme emrinin Tebligat Kanunu 21/2 maddesine göre 07/09/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, tebellüğden önce yapılan itiraz neticesinde icra takibinin durdurulması kararının herhangi bir hüküm ifade etmeyeceğini, T3 ise ödeme emrinin tebliğ edilemediğini, bu şahıs yönünden de ödeme emrinin...

      Dosyanın yapılan incelemesinde, şikayetçi alacaklı tarafın müdürlüğe ödeme emrinin tebliğinden önce borçlunun yaptığı itirazın geçersiz olduğundan takibin devamı talebinin reddine ilişkin 17/08/2022 tarihli müdürlük kararına şikayet edildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İİK.nın 62.maddesinde "İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (Değişik ikinci cümle: 17/7/2003- 4949/13 md.) İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumludur. Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur....

      UYAP Entegrasyonu