WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu vekili 16.01.2013 tarihli dilekçe ile İcra Müdürlüğü'ne başvurarak icra emrinin tebliği tarihinden itibaren 2 yıldan fazla süre geçtiği halde satış istenmediğinden vekil edeni aleyhine başlatılan takibin düşürülmesi ve tapudaki satışa arz şerhinin kaldırılmasını istemiş, talebin reddedilmesi üzerine İcra Mahkemesi'ne şikayet başvurusunda bulunmuştur. İcra Mahkemesi'nce istem, takibin kesinleşmesinden sonra 2 yıllık satış isteme sürelerinin başlaması gerektiğinden İcra Müdürlüğü kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile reddedilmiştir....

    Senetteki borçlu kaşesi üzerindeki imzalardan şahsen sorumlu olunmadığı iddiası, İcra ve İflas Kanunu'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olup, aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi uyarınca, itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verilir. Bu durumda, mahkemece, muteriz borçlu hakkındaki takibin durdurulması yerine ödeme/icra emrinin iptaline' hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 3....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ödeme emrinin vasiye tebliğ edilmiş olup Tebligat kanunları gereğince herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, kısıtlı borçlunun vasisi olan davacıya kanuna uygun şekilde tebligat yapıldığını, davacı tarafın ödeme emrini 29.01.2020 tarihinde tebliğ aldığını, 03.02.2020 tarihinde itiraz etmiş olduğunu, ödeme emrinin iptalini talep ettiğini davacı yanın borçlu olduğunu bildiği halde icra takibine itiraz ettiğini, yerel mahkemeve ödeme emrinin iptali talep edilmesine rağmen takibin iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığını ,takibin iptali için şartlar oluşmadığını , vasiye tebliğ edilen ödeme emrinde borcun miktarının, borcun dayandığı ilamın, borcun günlük efektif kur üzerinden çevirisinin, alacaklı ve borçlunun kimliklerini ve adreslerini içerir bilgiler bulunduğunu ,borçlunun kanuni süre içerinde borca yönelik herhangi bir itirazı da söz konusu olmadığını ,davacı yanın dava dilekçesinde; vasiye tebliğ edilmiş...

      Somut olayda, şikayetçi 21.11.2013 tarihinde yapılan haciz sırasında borçlulardan Kaplan Transformatör....Ltd.Şti. için icra kefili olmuş, icra emrinin 04.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Şikayette taraf olmayan asıl borçlu şirkete ise ödeme emri 09.10.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup, şirket tarafından borca itiraz edilmiştir. Asıl borçlu şirketin borca itirazı üzerine ...İcra Hukuk Mahkemesince 2013/1149 E.- 2014/332 K.sayılı karar ile takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de, şikayet tarihinde dosyanın alacaklının talebi ile temyiz incelemesine gönderildiği ve borçlu hakkındaki takibin kesinleşmediği görülmektedir. Asıl borçlu hakkında itiraz üzerine ... İcra Hukuk Mahkemesince verilen tedbir kararının tarihi de 22.11.2013 olup, teminatın bu tarihte yatırılarak takibin durdurulması istenilmiş ise de, icra kefaletinin verildiği menkul haczi tarihi 21.11.2013 günü olduğundan yapılan haciz işlemi de geçerlidir....

        Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, vekille yapılan tebliğ işleminin geçerli bir tebliğ işlemi olduğunu, borçlulara gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iade döndüğünü, bila tebliğ iade geldikten sonra ödeme emrine itiraz ettiklerini, itirazdan sonra vekilin uyap kaydının yapıldığını, bundan sonra vekile gönderilen ödeme emrinin yasal anlamda geçerli olduğunu, buna itiraz edilmemiş olması sebebiyle takibin kesinleştirilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı tarafından İzmir 21....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından yazılı kira sözleşmesi ile kiralanan taşınmazın kira süresinin bitmesi nedeniyle tahliyesi talebiyle ilamsız icra takibine başlandığı, borçluya örnek 14 numaralı tahliye emrinin tebliğ edildiği, borçlunun sair itirazları ile birlikte geçerli bir tahliye taahhütnamesi olmadığından bahisle takibin geçersizliğini ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....

          İcra Dairesi'nin 2019/13460 E sayılı dosyasından borçlular İbrahim Önen T3 Şirketi hakkında genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, her iki borçlu vekilinin takibe itiraz dilekçesi sunduklarını, icra müdürlüğünce 20/10/2020 tarihli karar ile borçlu İbrahim yönünden itiraz süresinde olmadığından takibin devamına, borçlu şirket yönünden müddeti içerisinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, İbrahim yönünden verilen karara bir itirazlarının olmadığını ancak, borçlu şirketin yetkilisi olan diğer borçluya yapılan tebligat ile şirket takipten haberdar olduğundan şirket yönünden yapılan itirazın süresinde olmadığının açık olduğunu, ayrıca borçlu şirket vekilince itiraz yapıldığı tarihte tebligat yapılmamış olduğundan itirazın sonuç doğurmayacağını beyan etmiş, şikayete konu kararın kaldırılmasına ve takibin her iki borçlu yönünden de devamına karar verilmesini talep etmiştir....

          Taşınır rehninin paraya çevrilmesi başlığı altında yer alan İİK'nun 147. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 62. maddesinde "itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Mükerrerlik iddiası borca itiraz niteliğinde olup, anılan yasal düzenlemeler gereği ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde İcra Müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra Müdürlüğü yerine İcra Mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibin dayanağı, rehinli olan ... plakalı kamyonete dayalı olarak, daha önce... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/5323 sayılı dosyası ile icra takibi yürütüldüğü ve bu takibin halen derdest olduğu ileri sürülerek mükerrerlik itirazı ile İcra Mahkemesine başvurulmuştur....

            Somut olayda, aleyhine 16.03.2009 tarihinde başlatılan takipte, ödeme emrinin borçlu-murisin vasisi ve borçlu ...’na 01.04.2009 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz edilmediği için anılan takibin muris-borçlu yönünden kesinleştiği, murisin takibin kesinleşmesinden sonra 03.12.2011 tarihinde vefat ettiği, murisin mirasçılarına karşı red süresinin dolmasından sonra icra takibine devam edildiği, mirasçı ...'ya yenileme emrinin ise 03/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, şikayetçinin icra takibinin kesinleşmesinden sonra 08.05.2012 tarihinde anılan mirası kesin olarak reddettiklerine dair mahkeme ilamını sunduğu görülmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere takibin kesinleşmesinden sonra murisin ölümü halinde mirasçıların,mirası usulüne uygun reddettiklerine ilişkin mahkeme kararı almaları halinde mirasçılar aleyhinde takibe devam edilmesi ve mirasçıların mal ve haklarına haciz konulması mümkün değildir....

              Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; icra dosyasında ödeme emrinin davacı borçlu vekili olarak görev yapan Av. Özlem Karaçam Güven'e tebliğ edildiğini, bu kişinin ilamsız takibe itiraz etmeyerek, Kooperatif başkanını da yanıltarak takibin kesinleşmesine sebebiyet verdiğini, avukat hakkında şikayette bulunulması üzerine adı geçen avukatın görevi kötüye kullanma suçundan ceza aldığını, Av....

              UYAP Entegrasyonu