Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, vekille yapılan tebliğ işleminin geçerli bir tebliğ işlemi olduğunu, borçlulara gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iade döndüğünü, bila tebliğ iade geldikten sonra ödeme emrine itiraz ettiklerini, itirazdan sonra vekilin uyap kaydının yapıldığını, bundan sonra vekile gönderilen ödeme emrinin yasal anlamda geçerli olduğunu, buna itiraz edilmemiş olması sebebiyle takibin kesinleştirilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı tarafından İzmir 21....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından yazılı kira sözleşmesi ile kiralanan taşınmazın kira süresinin bitmesi nedeniyle tahliyesi talebiyle ilamsız icra takibine başlandığı, borçluya örnek 14 numaralı tahliye emrinin tebliğ edildiği, borçlunun sair itirazları ile birlikte geçerli bir tahliye taahhütnamesi olmadığından bahisle takibin geçersizliğini ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....

    Taşınır rehninin paraya çevrilmesi başlığı altında yer alan İİK'nun 147. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 62. maddesinde "itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Mükerrerlik iddiası borca itiraz niteliğinde olup, anılan yasal düzenlemeler gereği ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde İcra Müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra Müdürlüğü yerine İcra Mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibin dayanağı, rehinli olan ... plakalı kamyonete dayalı olarak, daha önce... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/5323 sayılı dosyası ile icra takibi yürütüldüğü ve bu takibin halen derdest olduğu ileri sürülerek mükerrerlik itirazı ile İcra Mahkemesine başvurulmuştur....

      İcra Dairesi'nin 2019/13460 E sayılı dosyasından borçlular İbrahim Önen T3 Şirketi hakkında genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, her iki borçlu vekilinin takibe itiraz dilekçesi sunduklarını, icra müdürlüğünce 20/10/2020 tarihli karar ile borçlu İbrahim yönünden itiraz süresinde olmadığından takibin devamına, borçlu şirket yönünden müddeti içerisinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, İbrahim yönünden verilen karara bir itirazlarının olmadığını ancak, borçlu şirketin yetkilisi olan diğer borçluya yapılan tebligat ile şirket takipten haberdar olduğundan şirket yönünden yapılan itirazın süresinde olmadığının açık olduğunu, ayrıca borçlu şirket vekilince itiraz yapıldığı tarihte tebligat yapılmamış olduğundan itirazın sonuç doğurmayacağını beyan etmiş, şikayete konu kararın kaldırılmasına ve takibin her iki borçlu yönünden de devamına karar verilmesini talep etmiştir....

      Somut olayda, aleyhine 16.03.2009 tarihinde başlatılan takipte, ödeme emrinin borçlu-murisin vasisi ve borçlu ...’na 01.04.2009 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz edilmediği için anılan takibin muris-borçlu yönünden kesinleştiği, murisin takibin kesinleşmesinden sonra 03.12.2011 tarihinde vefat ettiği, murisin mirasçılarına karşı red süresinin dolmasından sonra icra takibine devam edildiği, mirasçı ...'ya yenileme emrinin ise 03/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, şikayetçinin icra takibinin kesinleşmesinden sonra 08.05.2012 tarihinde anılan mirası kesin olarak reddettiklerine dair mahkeme ilamını sunduğu görülmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere takibin kesinleşmesinden sonra murisin ölümü halinde mirasçıların,mirası usulüne uygun reddettiklerine ilişkin mahkeme kararı almaları halinde mirasçılar aleyhinde takibe devam edilmesi ve mirasçıların mal ve haklarına haciz konulması mümkün değildir....

        Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; icra dosyasında ödeme emrinin davacı borçlu vekili olarak görev yapan Av. Özlem Karaçam Güven'e tebliğ edildiğini, bu kişinin ilamsız takibe itiraz etmeyerek, Kooperatif başkanını da yanıltarak takibin kesinleşmesine sebebiyet verdiğini, avukat hakkında şikayette bulunulması üzerine adı geçen avukatın görevi kötüye kullanma suçundan ceza aldığını, Av....

        Çeşme İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, şikayetin kısmen kabul/kısmen reddi ile tebligatın usulsüz olduğu şikayetinin kabulü ile Çeşme İcra Müdürlüğünün 2020/42 sayılı takip dosyasındaki ödeme emrinin tebliğ tarihinin 25/03/2020 olarak düzeltilmesine, takibin durdurulması taleplerinin reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliği kabul edildiğinden ödeme emrinin iptali ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davanın açılış tarihi itibariyle borca itirazları süresinde olduğundan borca itiraz yönünden de değerlendirme yapılması gerektiğini savunarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....

        Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda; icra dosyası içerisinde yer alan ödeme emrinin tarihinin 20/06/2016 tarihi olduğu ve borçlu tarafından 17/07/2016 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu ancak davalı vekili tarafından 29/11/2016 tarihinde takibin durdurulması talepli dilekçe sunulduğu ve 01/12/2016 tarihinde takibin durdurulması için tebligat neticesinin beklenilmesine ilişkin karar verildiği görülerek, icra dosyasının süresi içerisinde yapılmış bir itiraz ile durduğuna ilişkin dosyada herhangi bir belge ve bilgi olmadığından, itirazın iptali davasının açılması için aranan usulü şartların oluşmadığı görülerek, davacının davasının usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          İcra Müdürlüğünün 2020/934 esas, 2020/930 esas, Kütahya 1.icra müdürlüğünün 2020/951 esas sayılı takip dosyalarından takip açıldığını, bu takiplere karşı müvekkili tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, bu takiplerle alakalı olarak itiraz iptal edilmeden iş bu senedin takibe konulmuş olup takibin mükerrer olduğunu, takibe konu senedin konusuz olduğunu, müvekkili hakkında daha önce üç adet ilamsız takip açılmış olup bu defada örnek 10 şekline dayalı takip açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili hakkında açılan takibe dayanak senedin teminat senedi olduğunu, takibe dayanak senedin kayıtsız ve şartsız borç ikrarı içermediğinden İİK'nın 170/a maddesi gereğince takibin ve ödeme emrinin iptali gerektiğini, takibin kesinleşmesi ve durdurulmaması halinde işlemlerin devam edeceğinden telafisi mümkün olmayan zararların oluşacağını belirterek ödeme emri usulsüz olduğundan şikayetlerinin kabulüne, müvekkilinin borçlu olamamasından dolayı borca ve takibe itirazlarının kabulüne...

          Noterliğinin 31/07/2019 tarih ve 27322 yevmiye yevmiye nolu ihtarnamesinin asıl borçluya tebliğ edildiği, asıl borçlu tarafından 06/08/2019 tarihinde itiraz edildiği, takibin ise ihtarnameye yasal 8 günlük itiraz süresinin geçmesi beklenmeksizin 25/10/2017 tarihinde İİK'nun 150/ı maddesindeki koşullar oluşmadan başlatıldığı görüldüğünden icra emrinin bu gerekçe ile iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile icra emrinin iptaline hükmolunması isabetsiz olmuştur. (Benzer karar Yargıtay 12....

          UYAP Entegrasyonu