Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararın kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ... 3....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın haczinin, ödeme emrinin usulüne tebliğ edilmemesi nedeniyle takibi kesinleşmediğinden usulsüz olduğunu, ayrıca müvekkilinin alacağının ilama dayalı olduğu ve dava tarihinin şikayet olunanın takibinden önce olduğunu, bu durumda İİK'nun 100. maddesine göre paylaştırma yapılması gerektiğini, fakat sıra cetvelinde şikayet olunanın .... sırada gösterilerek tüm paranın ona ayrıldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, kendi hacizlerinin önce olduğunu savunarak, şikayetin reddine karar verilmiştir....
Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, takip konusu asıl alacak ve faize yönelik şikayet hakkında yapılacak iş, takibin 500.000 USD asıl alacak ve 174.785 USD takip öncesi işlemiş faiz ile faize faiz işletilemeyeği gerekçesiyle, takipten sonraki dönemde ise sadece 500.000 USD’a faiz işletilmesi yönünde karar vermekten ibarettir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; icra emrinde istenen alacak kalemlerinin ilama aykırılığına dayalı şikayet olup, dosya hesabına yönelik bir şikayet değildir. İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, başvurunun yanılgılı olarak dosya hesabını şikayet gibi değerlendirilmek suretiyle, takipten sonra işleyecek faiz yönünden bilirkişi raporu alınarak ve hesaplama yaptırılarak hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....
Şti. aleyhine icra takibi yapıldığını, söz konusu takibin kesinleşmesi üzerine borçlu şirketin taşınmazların kaydına haciz konulduğunu, dosyadan taşınmazların satışının istendiğini, bu yönde karar verildiğini, dosyaya satış avansının taraflarından yapıldığını, dolayısıyla satış istenmiş olması ve satış masrafı yatırılmış olması nedeniyle hacizlerin düşmediğini, sıra cetveli düzenlendiğini sıra cetvelinin hatalı olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekilleri davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece iddia savunma ve dosya kapsamında; şikayetçi vekilinin haczinin düşmediği gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Kararı şikayet olunan ... Bankası vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre şikayet olunan ... Bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 25.02.2014 tarih ve 2011/520 E., 2014/49 K. sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne, takip dosyasında itiraza konu asıl alacağın 66.993,37 TL'lik kısmına yönelik itirazın iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, itirazın iptaline karar verilen 66.933,37 TL asıl alacak üzerinden borçlu aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedildiği, tarafların kararı temyiz etmesi üzerine, Yargıtay 19....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin olarak Dairemizin 26.04.2012 gün ve 2012/688 Esas 2012/3152 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayet olunan tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayetçi vekili, satılan taşınırlar için sıra cetveli düzenlenmiş ve şikayet olunana da pay ayrılmış ise de her iki alacaklının borçlularının farklı olduğunu, şikayet olunanın daha evvel ileri sürdüğü istihkak ve muvazaa iddialarının reddedildiğini, mahcuzların borçlusuna ait olduğunu ispatlayamayan şikayet olunanın sıra cetveline alınmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Dairemiz bozma ilamı 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesine göre hakimin talepten fazlasına hükmedemeyeceği, bu durumda da ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağına yönelik şikayet bulunmadığından anılan hususta karar verilemeyeceğine ilişkindir. Bozma ilamında "Kaldı ki" sözcüğüyle başlayan açıklamalar Mahkeme'nin kabulündeki konulardaki eleştirilerdir. Mahkemece, şikayet dilekçesindeki iddialar yönünden işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayet konusu yapılmayan husus gerekçe gösterilerek ret kararı verilmesi doğru olmadığından hükmün yeniden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle, İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, ... .... ... Müdürlüğü'nün 2011/4146 Esas sayılı dosyasıyla müvekkili şirketçe girişilen takipte ödeme emrinin, borçlu şikayet olunan şirkete ....04.2011 tarihinde tebliğ edildiğini, takibin ....04.2011 tarihi itibariyle kesinleştiğini, talepleri üzerine ....04.2011 tarihinde borçlunun T.C. Merkez ...'nda bulunan hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verildiğini, ihtiyati haczin ....04.2011 tarihinde kesin hacze dönüştüğünü, ... .... ... Müdürlüğü'nün 2011/1620 Esas sayılı dosyasında yapılan 05.07.2011 tarihli sıra cetvelinin, usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline, T.C. Merkez ...'...
Adi ortaklığın tüzel kişiliği ve dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmadığından, adi ortaklık hakkında yapılan takibin ve çıkartılan ödeme emrinin hukuken geçerliliği bulunmamaktadır. Mahkemece takibin iptaline karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davalı alacaklı vekili takibin tümden iptaline karar verilerek şikayette bulunmayan Akman Limited Şirketi hakkındaki takibin de iptaline karar verilmiş olduğunu belirterek bu yönden istinaf talebinde bulunmuştur. Ödeme emrinin sadece ortaklık adına düzenlenip tebliğ edildiği, Akman Limited Şirketi hakkında takip talebi ve ödeme emri bulunmadığından takibin iptali kararı verilmesi isabetlidir....
Davalı vekili, davacının ... ... bedelini ödeyerek icra müdürlüğünden takibin kendisi açısından durdurulmasını talep etmesi ve reddi halinde İcra Tetkik Merciinden şikayet yoluna başvurması gerekirken menfi tespit davası açtığını, davacının ... limitine ilaveten tüm faiz ve fer'ilerden de sorumlu olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taşınmaz üzerindeki ... üst sınır ipoteği olup, davacının sorumluluğunun da ... miktarı olan 20.000.00 YTL ile sınırlı olduğu, M.K.' nun 796/1. ve 766. maddelerindeki emredici hükümleri bertaraf etmeye yönelik olarak sözleşmeye konan kayıtların hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının davalıya ... miktarı olan 20.000.00 YTL ile borçlu olduğunun tespitine, aşan kısım yönünden borçluya yönelik takibin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....