Temyiz Sebepleri Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; takip talebinde ve ödeme emrinde takip dayanağı olarak gösterilen sözleşme ile takibin ekine eklenen sözleşmenin faklı olmasının Yargıtay içtihatlarına göre başlı başına takibin iptali nedeni olduğunu iddia etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, takip talebinde takip dayanağı olarak 4 yıllık kira sözleşmesinin gösterilmiş olmasına rağmen takip talebi ekine ve tahliye emrine 5 yıllık kira sözleşmesinin eklenmiş olması nedeniyle tahliye emrinin, takibin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İİK'nın 16. 272. maddeleri 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Sayılı kararıyla takibe dayanak belge sureti eklenmediğinden istemin kabulüne, 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği 16.04.2013 tarihinde borçluya yeni ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itiraz etmediği anlaşılmıştır. Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/13697 esas sayılı dosyasında borçlu sıfatı ile kendileri haklarında genel haciz yolu ile takip yapıldığını, takipten önceki temlik nedeniyle borçlu sıfatları bulunmadıklarını ileri sürerek ödeme emrinin iptali ve ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetinde bulunduğu, mahkemece usulsüz tebliğ işlemi şikayeti hakkında değerlendirme yapılmadığı, takip tarihi itibariyle alacağın temlik edilmiş olması nedeniyle Türk Ekonomi Bankası AŞ.'nin borçlu sıfatı bulunmadığı kabul edilerek takibin iptaline karar verilmiştir.Borçlunun yukarıda detaylı olarak açıklanan bu itirazı, borca itiraz niteliğinde olup, takip prosedürü itibariyle genel haciz yolu ile takipte İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yasal yedi günlük itiraz süresi içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir....
Geçerli bir haczin varlığı için öncelikle takip borçlusu hakkındaki takibin kesinleşmesi gerekmektedir. Somut olayda, her ne kadar takip dosyasındaki ödeme emrinin borçluya 26.6.2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği kabul edilerek dava konusu araç üzerine 17.12.2009 tarihinde haciz şerhi işlenmiş ise de dava dosyası içerisinde mevcut olan ... 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 19.10.2010 gün ve 2010/958-1196 sayılı kesinleşmiş kararına göre, borçlunun ödeme emri tebliğine yönelik şikayeti üzerine, mahkemece şikayetin kabulüne ve takip dosyasındaki 26.6.2009 tarihli usulsüz ödeme emrinin iptali ile borçlunun ödeme emrine 24.6.2010 tarihinde muttali olduğuna karar verilmiştir. Bu durumda, davanın açıldığı 16.3.2010 tarihi itibariyle takibin kesinleşmediği, buna bağlı olarak takip kesinleşmeden konulan dava konusu haczin geçersiz hale geldiği ve hüküm tarihinden önce asıl ve karşılık davalar yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır....
Geçerli bir haczin varlığı için öncelikle takip borçlusu hakkındaki takibin kesinleşmesi gerekmektedir. Somut olayda, her ne kadar takip dosyasındaki ödeme emrinin borçluya 26.6.2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği kabul edilerek dava konusu araç üzerine 17.12.2009 tarihinde haciz şerhi işlenmiş ise de dava dosyası içerisinde mevcut olan ... 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 19.10.2010 gün ve 2010/958-1196 sayılı kesinleşmiş kararına göre, borçlunun ödeme emri tebliğine yönelik şikayeti üzerine, mahkemece şikayetin kabulüne ve takip dosyasındaki 26.6.2009 tarihli usulsüz ödeme emrinin iptali ile borçlunun ödeme emrine 24.6.2010 tarihinde muttali olduğuna karar verilmiştir. Bu durumda, davanın açıldığı 16.3.2010 tarihi itibariyle takibin kesinleşmediği, buna bağlı olarak takip kesinleşmeden konulan dava konusu haczin geçersiz hale geldiği ve hüküm tarihinden önce asıl ve karşılık davalar yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır....
Bu nedenle takibin ferileri yönünden davacı-alacaklının itirazın iptali davasını açmasında hukuki yararı vardır. Ödeme emrinin tebliğinden önce borç ödendiğinden vekalet ücreti mevzuat gereği 3/4 oranında hesaplanmış olup 2.559,14 TL'dir. Masraf toplamı ise 64,70 TL'dir. 2.559,14 + 64,70 = 2.623,84 TL takibin ferileri toplamıdır. Takip miktarı 22.747,93 +feriler toplamı 2.623,84 =25.371,77 TL toplam ödenmesi gereken tutardıır. Davalı tarafından ödenen miktar olan 23.204,12 TL toplam tutardan çıkarıldığında ödenmesi gereken tutar 2.167,65 TL'dir. Takibin bu tutar yönünden devamı gerekmektedir. İcra tazminatı talebinin şartları oluşmamıştır. Davalı ödeme emrinin tebliğinden önce borcu ödemiştir. İtirazın iptali davasının konusunun asıl alacak yanında ferileri, icra harç ve masrafları ve icra vekalet ücretini kapsadığı, bu anlamda davacının borcun tüm bu ferileri yönünden takibe devam etmesinde hukuki yararının bulunduğu da anlaşılmakla davanın kabulü ile; davalının Bursa 18....
Merkez Bankası faiz oranlarına göre taraflarından talep edilecek faiz oranının yıllık % 6,75 olduğunu, takip konusu ödeme emrinde 283,56 TL diğer asıl alacak adı altında bir alacak kaleminin de kendilerinden talep edildiğini, bu alacağın mahiyeti ve neden kaynaklı olduğunun belirtilmediğini, ödeme emri ekinde takip dayanağı çek suretinin taraflarına tebliğ edilmediğini, "dayanak belge/çek/kambiyo senedi sureti eklidir." ibaresi geçmediğini, ödeme emrinin iptalini talep ettiklerini, çekte usulüne uygun ibraz kaşesi ve tarihi bulunmadığını, dolayısıyla kambiyo takibi yapılamayacağını belirterek, şikayetin kabulü ile öncelikle takibin iptaline, takibin iptal edilmemesi halinde ödeme emrinin iptaline, yetki itirazlarının kabulüne karar verilerek icra takip dosyasının yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, yetki itirazlarının kabul edilmemesi halinde faize, faiz oranına ve diğer asıl alacağa olan itirazlarının kabulüne, takibin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, teminatsız...
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/1425 Esas sayılı dosyasından çek iptali davası açtıklarını, çek iptal davası nedeni ile müvekkilinin mükerrer ödeme tehlikesi altında olduğunu söyleyerek takibin ve ödeme emrinin iptalini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlu hakkında takip başlattıklarını, ödeme emrinin usulüne uygun olarak borçlu şirkete tebliğ edildiğini, davaya konu çeklerin faktöring müşterisi Casabalı Et Ve Et ÜRünlü Şirketi ile yapmış oldukları faktöring işleri ertesinde teslim aldıklarını, faktöring işlemine konu faturalardan anlaşılacağı üzere faktöring müşterilerinin de kendi müşterisi ile arasındaki ticari ilişki gereği düzenlendiğini, faturalar incelendiğinde müvekkilinin meşru hamil sıfatına haciz olduğunun anlaşılacağını, borçlunun sicil kaydında geçtiği şekli ile ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığını, usulüne göre ödeme emrinin tebliğ edildiğini söyleyerek davanın reddini istemiştir....
Somut olayda, takipte ve ödeme emrinde borcun sebebi “Diğer Alacak Bilgisi: 04.05.2016 tarihli 79.056,00 TL tutarında taraflar arasındaki sözleşme gereği” olarak gösterilmiştir. Alacak belgeye dayandığından, belgenin takip talebi anında icra dairesine sunulması zorunlu iken bu zorunluluğun yerine getirilmediği görülmüştür. O halde mahkemece, borçlunun şikayet dilekçesinde “takibin iptali” yerine “ödeme emrinin iptali” ne ilişkin istemi gözetilerek, şikâyetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İM .../... sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına , %20 tazminatın hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde; dava konusu icra takibiyle ilgili ödeme emrinin iptali talebiyle İzmir 4. İHM nin .../... sayılı dosyasında dava açıldığını, açılan davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini ,davanın alacak davası olmayıp itirazın iptali davası olduğunu , davacının dava açarken dayanak olarak gösterdiği , icra dosyasındaki takip talebinde ileri sürdüğü borcun sebebiyle bağlı olduğunu , takip talebindeki borcun sebebi bölümünde " 01.07.2019 tarihli , 67.990,28 USD tutarlı " cümlesinin yazılı olduğunu , açılan davada ise dayanak olarak 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerin gösterildiğini , bu hususun kabul edilmediğini , davacı iddiasının aksine davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirtmiş , öncelikle İzmir 4....