Şikayet yoluyla icra mahkemesinden takibin iptali istenemez. O halde mahkemece, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle istemin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm ferilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda alacaklı vekilinin yetkisi olmadan icra takibini başlattığı ve azledildiğine ilişkin belgelere dayanılarak takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun sunmuş olduğu belgeler incelendiğinde geçerli bir azilname olmadığı görülmektedir. Her ne kadar, mahkemece, borçlunun başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilerek, ilamsız takipte tüm itirazların icra dairesine yapılması gerektiğine ve borçlunun icra müdürlüğüne itirazı sonucu takibin durduğundan bahisle icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığına hükmedilmiş ise de, borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 58/2. maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir....
İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi kural olarak 7 günlük süreye tabidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK'nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır: 1-Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş "amir hükümlere" aykırı olarak yapılmış işlemler kamu düzenine aykırıdır. Bu işlemler için her zaman şikayet yoluna gidilebilir (Prof....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/298 Esas ve 2012/464 Karar sayılı ilamına dayalı olarak, ilam vekalet ücreti ve işlemiş faiz talebiyle ilamlı takip başlatılmıştır.Borçlu vekili, takibin mükerrer olduğundan bahisle takibin iptalini talep etmiştir.Mahkemece, takip dayanağı ilamın tapu iptal ve tescili ilamı olması nedeniyle kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir. Hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 26/1. maddesinde, (1086 sayılı HUMK. m. 74) ''hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir.'' hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, şikayetçi borçlunun şikayet nedenleri arasında ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı yönünde bir başvurusu yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapıldığı, borçlunun takibe yönelik şikayetleri ile birlikte borcun kısmen itfa edildiğini belirterek takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemenin icra emrinin henüz borçlu şirkete tebliğ edilmediğinden ve mahkemeye başvurmakta hukuki yararın bulunmadığından bahisle istemin reddine karar verdiği anlaşılmaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/20657 Esas sayılı takip dosyasında vekil edeni aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, bu takipte itiraz nedeniyle alacaklının itirazın iptali davası açtığını ve bu davada hükmedilen kararın tehir-i icra talebiyle temyiz edildiğini, tehir-i icra sebebiyle yapılan dosya kapak hesabında teminat miktarına itirazın iptali ilamındaki icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretininin de dahil edilerek, depo edildiğini, buna rağmen icra inkar tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderinin tahsili için ayrı bir takip başlatılmasının mükerrer takip oluşturduğundan bahisle İcra Müdürlüğü'nün 2014/5479 Esas sayılı takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından 41.547,85 Euro asıl alacak ve işlemiş faizinin tahsili talebiyle faturaya dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun borca ve faize itiraz ettiği, alacaklının takibin devamının sağlanması amacıyla itirazın iptali davası açtığı, ... 1....
O halde şikayetin kabulü ile şikayetçi hakkındaki takibin iptali gerekirken bu yönden de red kararı verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyaırnca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
O halde İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca muteriz borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, başvurunun İİK’nun 170/a maddesi kapsamında şikayet olarak vasıflandırılarak takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nin 05.07.2019 tarih ve 2019/339 E. - 2019/1254 K. sayılı kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, İstanbul Anadolu 10....
O halde Bölge Adliye Mahkemesi’nce, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca muteriz borçlular hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, başvurunun İİK’nun 170/a maddesi kapsamında şikayet olarak vasıflandırılarak takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 22....