İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/10/2021 NUMARASI : 2021/433 ESAS - 2021/769 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine yapılan takipte alacaklı tarafın elektronik imza ile imzalayarak Uyaptan gönderdiği takip talebi ile müvekkili şirkete gönderilen ödeme emrinin birbirinden farklı olduğunu, Uyap sisteminden gelen takip talebinde herhangi bir belgeye dayanılmadığını, buna rağmen 18/06/2021 tarihinde dayanak belgelerin icra müdürlüğüne gönderilerek ödeme emri ile tebliğe çıkartılmasının istenildiğini, bu nedenle dışarıdan hazırlanan ödeme emrinin müvekkiline tebliğe çıkartıldığını, 22/06/2021 tarihli ödeme emri ile müvekkiline takibe dayanak belgelerin gönderilmediğini belirterek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İlk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, takipte istenen işlemiş faiz alacağının ilam ile uyumlu olduğu, fazlalığın bulunmadığı, uyap ortamından davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ mazbatasının içerisinde icra emrinin bulunduğu, mazbata üzerinde ödeme emri ve maaş haczi ihtiva eder yazısının icra emrinin iptalini gerektirmeyeceği, takip talebinde borcun sebebinin gösterildiği, İİK'nun 24. maddesinde, icra emrinin ekinde mahkeme ilamının gönderilmesi gerektiğine dair herhangi bir düzenleme bulunmayıp, icra emrinin ekinde mahkeme ilamının gönderilmemesi icra emrinin iptalini gerektirmeyeceği, dosya kapsamı ve delil durumu değerlendirildiğinde, istinaf olunan kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK.353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece icra emrinin 18.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin süresinde olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş olup, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. 2577 sayılı İYUK 28/2. maddesinde "Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur." hükmü düzenlenmiştir. İYUK'nun 28. maddesinde yer alan prosedüre uyulmadığı şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre icra emrinin tebliğ tarihinden başlar....
Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiklerini, borca ve imzaya itirazları da olduğu halde dosya üzerinden karar verildiğini, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, sadece icra ceza dosyasından yapılan tebligatın yeterli görülüp icra dosyasından ödeme emrinin usulüne göre tebliğ edilmemesinin düşünülemeyeceğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde borçlunun cebri icra yoluna kim tarafından, ne suretle ve miktarda maruz kaldığını bilebileceğini, ceza dosyasının da takibe ilişkin olmayıp çeke ilişkin olduğunu, icra dosyası ile bağı ve bağlantısı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacının başvurusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emri tebliğinin usulüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz davasıdır. İlk derece mahkemesince; davacı/borçlunun İstanbul Anadolu 14....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/03/2021 NUMARASI : 2021/15 ESAS - 2021/299 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet, Borca itiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacılar tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; (1) Alacaklı tarafından müvekkillerine gönderilen ödeme emrinde borcun sebebi olarak 70.738,36- USD bedelli, 06/09/2020 tanzim tarihli, 30/09/2020 vade tarihli senedin gösterildiğini, ancak ödeme emri ekindeki senedin 09/30/2020 tarihli, 70.000- USD bedelli, 09/06/2020 düzenleme tarihli senet olduğunu, ödeme emrinin dördüncü bendinde yazılan senet bedeli ve bilgilerinin ödeme emri ekinde gönderilen senet bedeli ve bilgilerinden farklı olduğunu, bu nedenle ödeme emrinin iptali...
Ancak, iptali istenen ödeme emrinin Senirkent İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/7 Esas 2020/11 Karar ve 06/11/2020 tarihli kararına istinaden yeniden çıkartılan ödeme emri olduğu, daha önceki ödeme emrine ilişkin yukarıda esas numaralı dosya ile açılan davada ödeme emrinin iptaline karar verildiği, ikinci defa davacıya 20/12/2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinde takip dayanağı belgelerinde tebliğ parçasına eklenmiş olduğunun görüldüğü, mahkemece hatalı değerlendirme yapılarak ikinci ödeme emrinin de iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygun değilse de, istinaf edenin sıfatı ve aleyhe bozma yasağı çerçevesinde bu husus bozma nedeni sayılmamış, davacının davasının reddi gerektiğinden, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının tüm istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir....
taraftan yapılan takip kapsamında müvekkilinin araçları ve banka hesapları üzerine haciz konulduğunu, davalı alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenlerle ödeme emri tebliğ tarihinin 26/08/2021 tarihi olduğu tespiti ile takibin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin 2009 yılında tebliğ edildiğini, takibin kesinleştiğini, borçlunun taşınmazlarına haciz konulduğunu, takipten 12 yıl sonra haberdar olunduğunun iddia edilmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; '' Şikayeti süre aşımı nedeniyle REDDİNE, '' karar verilmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra işlemini şikayet ile imzaya itiraz ve takibin ve ödeme emrinin iptali davalarının konusu ve sonucu farklı olduğunu, bu nedenle aynı dilekçe ile açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların davalarını süresinde açmadığını, davacı şirkete gönderilen tebligatın tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesinin, T2 yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin ve T4 yönünden ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı da, dava dilekçesinde davacının tebligattan 26.07.2017 tarihinde haberdar olduklarını beyan ve ikrar ettiğini, bu durumda senetlerin metinlerinden haberdar olmadıklarını beyan edip talepte bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde senetlerin metnine ilişkin her türlü beyan ve itirazda bulunulduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/9783 Esas sayılı dosyada tarafına gönderilen tebligatta sadece ödeme emrinin eklendiğini, takibe dayanak belgeye ilişkin senet fotokopisinin gönderilmediğini, mazbata da ekli olduğu belirtilse de bu işlemin gerçeği yansıtmadığını, yapılan işlemden zarara uğramamak için şikayetin kabulü ile İİK 58. maddesi gereğince ödeme emrinin iptaline, takip dayanağı senette zorunlu unsur olan düzenleme yerinin ve bu unsurun yerine kanunda belirtilen seçimlik unsurların da bulunmaması nedeniyle kambiyo senedi vasfına haiz olmayan senede dayalı takibin iptali ile yargılama giderinin karşı taraftan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....