Önceki takibin itiraz üzerine durmuş olması veya önceki takibin kesinleşmiş olmasının takip yolunu değiştirilmesine bir etkisi yoktur. Alacaklının takip yolunu değiştirme hakkı bir defaya mahsus olup alacaklıdan yeniden harç alınmaz. Bu halde dosya kapatılmaz. Borçluya yeni bir ödeme emri gönderilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "Davacı, aleyhine başlatılan iflas yoluyla adi takipte USD cinsinden talep edilen borcun TL cinsinden karşılığının ödeme emrinde gösterilmediğini ileri sürerek takibe itiraz etmiş olup; Dava konusu icra dosyası incelendiğinde takibin İİK 155 maddesine göre başlatıldığı, Madde mentinde “Borçlu iflas yoliyle takibe tabi sahıslardan olup da alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmedigi takdirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabilecegi ve borçlunun gerek borcu olmadıgına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadıgına dair itirazı varsa bu müddet içinde istida ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebilecegi ilave olunur.” hükmünün bulunduğu, madde metninden açıkça anlaışılacağı üzere iflas yoluyla adi takipte itiraz merciinin İcra Dairesi olduğu, Davacının 28/08/2020 tarihinde icra dosyasına itiraz dilekçesi sunduğu ve itirazı üzerine aynı gün icra takibinin...
nde Mustafa Demirci isimli bir çalışan olmadığı, söz konusu tebligatın şirket temsilcisi veya çalışanı olmayan bir kişiye yapıldığı, tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün 2018/25489 Esas sayılı icra dosyasında davacı borçluya yapılan ödeme emrinin tebliğ tarihinin 16/08/2018 olarak tespitine karar vermek gerekmiştir. İtirazlar yönünden; İİK'nun 62. Maddesinde "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumludur." denilmektedir. İ.İ.K.'nun 62....
Tüm dosya kapsamına göre, davacı aleyhine 19/06/2020 tarihinde icra takibine başlanıldığı, ödeme emrinin 30/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kambiyo senetlerine mahsus takip olması nedeniyle takibin yasal 5 günlük süreden sonra kesinleşmiş olduğu, takibe ilişkin olarak açılan borca itiraz davasının takibin kesinleşmesine engel olmadığı, Ticaret Mahkemesince 17/07/2020 tarihinde yani takip kesinleştikten sonra ihtiyati haciz kararının davacı yönünden kaldırılmasına karar verildiği, ancak takibin kesinleşmiş olması nedeniyle ihtiyati haciz kesin hacze dönüştüğünden, daha sonra ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının konulan hacizler yönünden sonuca etkisi olmadığı, daha önce açılan Antalya 8....
nın 170/a-2. maddesi gereğince; icra mahkemesi yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde öncelikle takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re'sen inceleyerek takibin iptaline karar verebilir....
"İçtihat Metni"İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İmzaya itiraz, takibin taliki veya iptali Dava konusu uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipten kaynaklanan şikayete ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemiz'in inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali K A R A R Şikayet konusu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte itiraz davası olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Menfi tespit davasında, usulsüz tebligat nedeniyle borca itiraz süresini kaçıran borçlunun, öğrenmeden itibaren borca itiraz ederek memur muamelesini şikayet yolu ile icra mahkemesine müracaat ederek tebligat tarihinin düzeltilmesini talep etme hakkı olmakla birlikte, aynı süre içerisinde ayrıca menfi tespit davası ile borçlu olmadığının tespitini genel mahkemeden talep edebilir. Borçlunun, memur muamelesini şikayet hakkının bulunmuş olması, menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığı şeklinde değerlendirilemez. Bu durumda davacının dava tarihinde hukuki yararı bulunduğundan, dava sırasında icra mahkemesi tarafından memur muamelesini şikayet yolu ile ödeme emri tarihinin düzeltilmesi nedeniyle süresinde icra takibine itirazın olduğundan bahisle icra takibinin durmasına karar verilse dahi dava, taraflar arasında borç ilişkisinin olmadığına yönelik genel mahkemede açılan bir dava olduğundan davanın açılması sırasında var olan hukuki yarar, takibin durması ile sona ermez....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacı borçlunun ödeme emrine süresinde itiraz ettiği, ancak yapılan itirazın maddi hata sonucu dilekçe başlığına Adana 9. İcra Müdürlüğü yerine Adana 8. İcra Müdürlüğü yazılmış olduğundan Adana 8. İcra Müdürlüğünün 2020/647 esas sayılı dosyasına gönderildiği, ayrıca Adana 8. İcra Müdürlüğü'nde davacı tarafla ilgili herhangi bir takibin bulunmadığı, bu nedenlerle yapılan maddi hatanın yasal süresi içinde borca itiraz edilmiş bulunmasını engellemeyeceğinden itirazın süresinde olduğu gözetilerek şikayetin kabulüne ve Adana 9. İcra Müdürlüğünün 11.09.2020 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....
Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır. 25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 21. maddesinde ise; tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduğu takdirde tebliğin orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması gerektiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden...