Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olay ve iddiaların incelenmesinde, her ne kadar takip konusu senette çift vade olduğu nedenle kambiyo vasfında değil ise de davacı dava dilekçesinde borcun tamamını ödediğini iddia ettiği nedenle İİK'nun 170/a-son maddesi gereğince kambiyo vasfının tartışılmasının artık mümkün olmadığı, davacı borçlu mahkemenin borca itirazın reddine ilişkin kararını istinafa getirmiş ise de borçlunun icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması zorunludur. Buna rağmen takip borçlusu davacı taraf bu maddede düzenlenen belgeler ile borca itirazını ispatlayamamıştır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik kararı isabetli olup, istinaf sebep ve gerekçeleri yerinde değildir....

Borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın alacaklıya tebliği için yatırması gereken posta giderinin davacı tarafından yatırılmaması hususu, hak düşürücü nitelikteki dava şartı olan sürenin işlemeye başladığı anlamına gelmez. Zira İİK.nun 59. maddesi uyarınca alacaklının tebliğ masrafını avans olarak peşinen ödememesi, icra takibine vaki istemini hükümsüz kılmaz. Somut olayda, icra dosyasındaki borçlular ...,...,...,...vekilleri Av. ... vasıtası ile 17.08.2010 tarihli itiraz dilekçesi ile ödeme emrine itiraz ederken borçlu ... ise asıl olarak 18.08.2010 tarihli itiraz dilekçesi ile ödeme emrine itiraz etmiştir. Alacaklı davacı vekiline, itiraz dilekçesi 24.08.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. İtiraz dilekçesinin tebliğ edildiği tebligat zarafında tebliğ isteyen Av. ..., tebliğ edilen “itiraz dilekçesi” yazılmıştır. Bu durumda, davacı vekiline tebliğ edilen itiraz dilekçesinin davalı borçlular ...,...,... vekili Av. ...’ün 17.08.2010 tarihli itiraz dilekçesi olduğu anlaşılmaktadır....

    İtirazın iptali davasının amacı itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamaktır. Bu nedenle davada haklılık durumu takip tarihi itibariyle belirlenmelidir (HGK 16.10.1996,19-601/711). İtirazın iptali davasında takipten önce, takipten sonra ancak ödeme emrine itiraz süresi bitmeden yapılan ödemeler gözetilir. Ancak ödeme emrine itiraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ödemeler ise dikkate alınmaz. Bu tür ödemeler kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınıp borçtan mahsup edilmelidir. Aksi halde ödeme tarihleri itibariyle takip konusu alacağa faiz yürütülüp, ödemenin öncelikle faize mahsup edilmesinden sonra kalan alacak saptanarak hüküm kurulmalıdır. Bu şekilde yapılacak işlem sonucu bulunan meblağ üzerinden hüküm kurulması infazda tereddüt yaratır. Davacının davadan önce yapılan ödemeler yönünden tüm borç ödenip, infaz edilmediği sürece hukuki yararı bulunmaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle sayın çoğıunluğun (2) nolu belirtilen bozma gerekçesine katılamıyorum....

      GEREKÇE : Uyuşmazlık genel haciz yolu ile yapılan ilamsız takibe karşı yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ile takibin ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Adana 14.İcra Müdürlüğünün 2020/5071 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 vekili tarafından, borçlu T1 Ltd....

      DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İİK 67. maddesinde düzenlenmiş olup, takibin devamını amaçladığından takibe ve itiraza sıkı sıkıya bağlıdır. İtirazın iptali davasının şartları; 1-) Geçerli bir takip bulunması, 2-) Süresinde ödeme emrine itiraz edilmesi ve 3-)1yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılması (itirazın tebliğinden itibaren) şeklindedir. İtirazın iptali davasında usule ilişkin veya esasa ilişkin nihai kararlar verilebilmektedir. Usule ilişkin nihai kararlar dava şartı noksanlığı durumunda verilen kararlar olup, süresinde ödeme emrine itiraz edilmemiş olması, itirazın davadan önce geri alınmış olması, davadan önce borcun tamamen ödenmiş olması, hak düşürücü sürede dava açılmaması ve geçerli takibin bulunmaması durumlarında verilecektir. Dava konusu .......

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :İ Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde takibin/ödeme emrinin iptali ve borca itiraza ilişkindir. 2004 sayılı İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir". Buna göre; başvurunun niteliği de gözetilerek anılan madde gereğince mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir....

        Esas sırasına kaydedildiği, davalı borçlu tarafından ödeme emrine karşı borca itirazı ile birlikte takibin yetkisiz olan Bakırköy İcra Müdürlüğünde başlatıldığından ve müvekkilinin adresinin Ankara olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu anlaşılmakla Bursa ... İcra Müdürlüğünün ......

          Borçlunun icra mahkemesine yaptığı itiraz, borçlunun borcu olup olmadığının ilamsız icra prosedürü içinde tespit edilmesine yarayan bir yoldur. İmzaya itiraz dışındaki bütün itirazlara borca itiraz denir; borcun mevcut olmadığı, ödendiği, ertelendiği, zamanaşımına uğradığı, takas, faiz oranına itiraz, yetki itirazı gibi (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Ankara 2013, s. 778, 783). Borca itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz (İİK m. 169). İcra mahkemesi hâkimi, borçlunun itiraz dilekçesine ekli olarak ibraz ettiği belgelerden borcun itfa veya imhal edildiği veya senet metninden zamanaşımına uğradığı veya borçlunun borçlu olmadığı yahut icra dairesinin yetkili olmadığı kanaatine varırsa, daha evvel itirazın esası hakkındaki kararına kadar icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebilir (İİK m. 169/a-2). 18....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, davacının, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK'nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkilleri şirketin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir. Bakırköy ...... İcra Müdürlüğünün ........

              Davalı borçlu ... vekili süresi içinde icra takibine itiraz ederek Ö... ... şeklinde bir şahsın veya hükmi şahsın olmadığını takibe konu kira sözleşmesinin müvekkili ... Hancıoğülu ile bağlantısı olmadığını belirterek borca itiraz etmiştir. Mahkemece daha önce kira ilişkisine itiraz edildiği uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen ilk karar davacının temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş olup bozma ilamında, davalının kira sözleşmesindeki imzayı inkar etmediği, kira ilişkisi ve takip konusu kira borcunun miktarı kesinleştiğinden davalının borcu ödediğini kanıtlaması gerektiği, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davalı vekili kira parasının bankaya ödendiğini belirtmiştir. Getirtilen banka hesap ekstresine göre davacının banka hesabına ......

                UYAP Entegrasyonu