E. sayılı dosya ile taraflarınca takip başlatıldığını ancak davalının yine ödeme yapmaktan kaçınarak borca ve ferilerine itiraz ettiğini ve başlatmış oldukları takibi durdurduğunu, davalı-borçlunun ödeme emrine itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, borçlu tarafından dosyaya sunulan itiraz dilekçesinin müvekkiline tebliğ edilmediğini ve itirazın taraflarınca haricen öğrenildiğini, hiçbir hukuki gerekçeye dayanmayan ve kötü niyetli yapılan itirazın iptali için işbu davayı açma zaruretinin hâsıl olduğunu, davalı tarafça ... E. sayılı dosyasına itiraz edilmiş olmasının davalının kötüniyetli hareket ettiğini açıkça ortaya koyduğunu, davalı/borçlu tarafca yapılan itiraz üzerine dava şartı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu bir anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafça ......
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın icra takibinde kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunduğu, takip konusu borcun para borcu olması nedeniyle takip tarihinde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazda itiraz edilen miktar açıkça gösterilmediğinden geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle yetki itirazının iptali ile takibin devamına, borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı kabul edilmemişse de itiraz dilekçesinde takipteki borç miktarına itiraz edilmesi karşısında borca itirazın kısmi itiraz olduğu ve itiraz edilen miktarın açıkca gösterilmediği gerekçesiyle borca itiraz edilmemiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....
Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrine karşı tarafın itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek davacı tarafça takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Borçlu, itirazında imzaya itiraz ettiğini ayrıca ve açıkça bildirmezse (o icra takibi yönünden) adi senet altındaki imzayı kabul etmiş sayılır (İİK m. 60/3, 62/5). İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken, borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun hiç bir sebep göstermeden, yalnız "itiraz ediyorum" şeklinde yaptığı itiraz da geçerlidir ve böyle bir itiraz borca itirazdır. Başka bir deyimle, itiraz sebeplerinin bildirilmesi, itiraz için bir geçerlik (muteberlik) şartı değildir (Kuru, s. 224-226). 15. Borca itiraz hâlinde alacaklı, icra mahkemesinden itirazın kesin kaldırılmasını (İİK m. 68) isteyebilir. Borçlu, itirazında bildirmiş olduğu sebeplerle bağlıdır. İİK’nın 63. maddesine göre itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. 16....
Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; "Yerleşik uygulamada da bu sebeple ödeme emrine itiraz Tebligat Kanunu’nun düzenlediği şekilde alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse, sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü sürenin başlamayacağı kabul edilmektedir (Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2015 tarihli, 2013/19-2415 E., 2015/2335 K. sayılı kararı). Ne var ki, bu yönde tebligat kendisine yapılmamış olsa bile alacaklının ödeme emrine itirazın hükümden düşürülmesi için öngörülen kanuni yollara başvurabilir ve bu hâlde salt ödeme emrine itiraz alacaklıya henüz tebliğ edilmediği gerekçesiyle erken dava açıldığından bahsedilemeyeceği açıktır....
İcra İnkar tazminatı açısından ise; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır....
Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından 06.06.2024 tarihli borca itiraz dilekçesi ile '' hiçbir borcu olmadığı/bulunmadığı '' gerekçesi ile takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirketin faaliyeti kapsamında davalı borçlu şirkete motor bloğu sattığını ve bu satışa dair 07.05.2024 tarihli, ......
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; dava dilekçesini tekrar ederek, davalıların takibe konu borca itiraz etmediklerini, borcu ödediklerini beyanla itirazda bulunduklarını, ödeme def'inde bulunan davalıların borçlarını ödediklerini HMK'nun 200. maddesi gereğince yazılı delil ile ispat etmeleri gerektiğini, davalıların haksız ve kötü niyetli olarak ödeme emrine itiraz ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasına, takibin devamına, % 20'den az olmamak üzere davacı lehine icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....
ve imza olunan kredi sözleşmesine istinaden kredi kartı/krediler açıldığını ve kullandırıldığını, ancak davalı haksız ve kötüniyetli olarak taraflarınca başlatılmış olan takibe itiraz ederek borcun varlığını kabul etmemekte ve tüm sözlü ihtarlarımıza rağmen söz konusu borcu ödemeye yanaşmadığını, borcun ödenmesi amacıyla yapılan icra takibine karşı sırf alacağın tahsilini geciktirmek maksadıyla haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, borçlu tarafından kötüniyetli olarak borca itiraz edildiğinden ve itiraz neticesinde icra takibinin durmasına sebebiyet verildiğinden borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle, borçlunun Düzce İcra Müdürlüğü’nün 2021/18287 Esas sayılı dosyasına haksız ve kötüniyetle yaptığı itirazının iptali ile takibin devamını, takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar...
İİK'nın 62. maddesi uyarınca "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumludur." Borçlunun mükerrerlik iddiası ve faize ilişkin itirazı borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre bu itirazın İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir. Başvurunun icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılması fuzuli bir talep olup sonuç doğurmaz (Yargıtay 12. HD., 2016/19783 E-2017/12012 K ; 2018/5873 E -2019/3912 K.sayılı ilamı)....