WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar mahkemece dava esastan incelenerek davanın reddine karar verilmiş ise de, takip tarihinin 09/06/2016 tarihi olduğu, davacı tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemelerin ise takip tarihinden öncesine ait olduğu, İİK 33/1 maddesi gereğince borçlunun icra emrinin tebliği üzerine 7 günlük süre içerisinde borcun itfa edildiği itirazında bulunabileceği, davacıya icra emrinin 13/06/2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin itfa itirazının ise dava tarihi olan 19/06/2019 tarihi itibariyle süresinde olmadığı, mahkemece davanın esası incelenmeksizin süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği halde, yazılı gerekçe ile verilen hüküm usul ve yasaya uygun olmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-2 maddesi uyarınca kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın süre yönünden reddine dair yeniden hüküm kurmak gerektiği anlaşılmıştır....

Borçlunun itfa itirazına dayanak yaptığı ibranamede bir tarih bulunmamakla birlikte, itiraz dilekçesi içeriğine göre yapıldığı iddia edilen ödeme takipten önce olup, takibin kesinleşmesinden önce borcun itfa edildiğine yönelik itiraz İİK. nun 168/5. maddesi kapsamında olup, bu maddeye göre itirazın beş günlük süre içinde yapılması gerekir. Ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü de iddia edilmediğinden mahkemece itirazın süre aşımı nedeniyle reddi yerine işin esasının incelenerek, takibin durmasına karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davalı/alacaklı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: İstek, kambiyo senedine dayalı takipte borca itiraza ilişkindir....

    İstinaf Sebepleri Borcun takip tarihinden sonra itfa edilmesinin tüm icra takip giderleri ve ferileri ile birlikte sağlanmasını gerektirdiği, yerel mahkemece bu durumun gözetilmediği, taraflar arasında yapılan anlaşmanın mahkemece değerlendirmeye alınmadığının görüldüğü, davacının bu anlaşmaya göre belirtilen icra takibinin devamını tapu devri sağlansa da istediği ve bu devirden kastın aslında tam ve eksiksiz bir teslim olduğunu, takipten sonra itfa koşullarının teminat senedine ilişkin değerlendirmelerden ari olarak (davacı tarafça borcun kabulü sağlandığından) yerel mahkemece yerinde değerlendirilmediği ileri sürülmüştür. C....

      nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Davacı tarafça maddede belirtilen belgelerden biri ile ödeme iddiasının ispat edilemediği, sunulan protokol incelendiğinde kayıtsız şartsız bir ikrar olmadığı gibi senede atıf da bulunmadığı ayrıca davalı tarafça protokolün kabul edilmediği anlaşılmakla davanın reddine'' karar verildiği görülmüştür....

      İİK’nun 168/5. maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda, ödeme emrinin borçlu şirkete 21/05/2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise İİK’nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede mahkemeye başvurarak, zamanaşımı nedeniyle takibin iptalini istediği, itiraz tarihinde takibin henüz kesinleşmediği görülmektedir. Başvuru bu hali ile takibin kesinleşmesinden önce alacağın zamanaşımına uğradığına yönelik olup, itirazın kabulü halinde İİK.nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durmasına karar verilmesi gerekir. Öte yandan takip dosyasında başka borçluların da bulunması nedeniyle itiraz eden borçlu yönünden hüküm kurulmak yerine takibin tüm borçluları kapsar şekilde iptaline karar verilmesi de doğru görülmemiştir....

        İcra ve İflas Kanunu'nun 71/1. maddesinde, " Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman tetkik merciinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda ,davacı ... , alacaklı (davalı) ... tarafından genel haciz yoluyla başlatılan Anamur İcra Müdürlüğünün 2008/2546 esas sayılı takip dosyasına karşı, borçlarını ödediğini ileri sürerek, ödeme nedeniyle İİK.'nun 71. Maddesi gereğince takibin iptaline ve hacizlerin fekkine karar verilmesi istemi ile dava açtığı, İİK.'nun 72/1.maddesinde sözü edilen " Boçlu,icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir." hükmü gereğince menfi davası açmadığı anlaşılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 06/02/2020 tarihli ve 2019/14182 Esas - 2020/984 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair karar düzeltme itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takip konusu alacağın takipten önceki dönemde itfa edildiğinden bahisle takibin iptali talebine ilişkin olup, icra mahkemesince istemin kabulü ile takibin iptaline ve icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

            Borçlunun zamanaşımı ve itfa itirazı, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin olup takibin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren icra dairesine yapılması gerekir. Somut olayda borçlunun yasal sürede borca itirazı üzerine takip kesinleşmemiştir. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz sonuç doğurmayacağından, mahkemece, bu gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

              Takibin kesinleşmesinden sonraki safhada borçlu İİK'nun 71. maddesine göre itfa imhal veya zamanaşımı itirazında bulunabilir. Somut olayda bononun vadesi gelmeden takibe konulduğu şikayeti süresinde yapılmadığından takip asıl alacak ve ferileri ile birlikte kesinleşmiştir. Borçlu takibin kesinleşmesi sonrası dönemde ise icra mahkemesine başvurarak ödeme nedeniyle borcunun kalmadığını da ileri sürdüğüne göre mahkemece icra dosyasına yapılan ödeme dikkate alınarak borçlunun isteminin İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, süresinde yapılan bir şikayet bulunmadığı halde takip tarihinde borcun vadesinin gelmediği dolayısiyle muaccel olmadığı gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesis isabetsizdir....

                İİK'nun 53. maddesi gereğince mirasçılar hakkındaki takip, ilk takibin devamından ibaret bulunduğu için mirasçılara ödeme emri çıkarılmasına gerek yoktur. Takibin kendilerine karşı devam ettirilmesi yönündeki alacaklı isteminin tebliği ile yetinilmesi yeterlidir. Yeni ödeme emri çıkarılması fuzuli bir işlem olduğundan mirasçılar, murisin ölümünden önceki kesinleşmiş işlemlere karşı murisin itiraz hakkı bulunmadığı sürece itiraz edemezler. Mirasçıların başvurusu, mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, takibin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı (İİK.71) ve benzeri itirazlar olabilir. Bu nedenle, mirasçılara ödeme emri gönderilmesi esasa etkili olmayıp, yapılan tebligatın muhtıra olarak kabulü gerekir (Y.12.HD. 01/03/2016 T. 2015/28765 E., 2016/5790 K.). Kaldı ki, müteveffa borçlu tarafından imzaya yahut borca itiraz edilmemiş ve muris hakkında yapılan takip kesinleşmiştir....

                UYAP Entegrasyonu