İİK.nun 71/1. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere itfa şikayetinin noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı mümkün olup, bu yöndeki müracaatın icra mahkemesine yapılması kanun gereğidir. Somut olayda, borçlu, adi yazılı ibranameye dayanarak icra mahkemesine başvuruda bulunmaksızın doğrudan icra müdürlüğüne müracaat etmiş, icra müdürlüğünce ibraname alacaklıya tebliğ edilerek, 7 gün içinde beyanda bulunmadığı takdirde ibranameyi kabul etmiş sayılacağı ihtar edilmiştir....
Somut olayda, her ne kadar borçlu tarafından, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak, 27/12/2017 tarihli protokolde yer alan yoksulluk nafakası miktarı üzerinden hesaplama yapılması ve ödemeler dikkate alınarak itfa nedeniyle icranın geri bırakılması talep edilmiş ise de, sunulan belgenin yukarıda izah edilen nitelikte salt bir ibraname olmadığı, kesinleşmiş mahkeme kararının hüküm fıkralarının yeniden yorumlanarak yeni bir mahkeme ilamı oluşturulduğu, eş ifadeyle; kesinleşmiş mahkeme kararından sonra taraflarca yeni bir ilam ortaya çıkarılması sonucunu doğurduğu açıktır. Nitekim; gerek cevap dilekçesindeki borçlu vekilinin beyanları; gerekse ibranameden sonra açılan muhtelif davalar, yapılan/yapılmayan ödemeler, ibraname olarak adlandırılan belgenin borcu sona erdirmek bir yana, taraflar arasında yeni ihtilaflar ortaya çıkardığı tartışmasızdır....
Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde" borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Ancak alacaklı tarafından ibraname altındaki imzanın inkar edilmesi halinde İcra Mahkemesi'nce bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı kuralı benimsenmiştir. Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK.nun 33/2.maddesinde öngörülen icra emrinin tebliğinden sonraki dönemde borcun ödendiği nedenine dayalı itfa itirazıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; takibe dayanak ilamla hükmedilen alacağın faiz ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere takipten önce 13.04.2015 tarihinde ödendiğini ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, takibin borcun ödenmesinden sonra başlatıldığı gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.İİK'nun 33. maddesi, ''İcra emrinin tebliğ üzerine borçlu 7 gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya ihmal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir.....''...
Y.12.HD.nin 2009/3727 E. 2009/12118 K. sayılı emsal içtihadında özetle;”Borçlu şirket takibin kesinleşmesinden sonra borcun ödenmesi konusunda 21.03.2007 tarihli protokol yaptıklarını bu protokol gereğince alacaklıya borç sebebi ile 50.000 TL ödeme yaptıklarını bu miktar takibin iptalini, bakiye 20.000 TL’lik alacağın vadesi gelmediğinden bu miktar için takibin durdurulmasını istemiş, mahkemece borçlunun dayandığı belgenin İİK.nun 33. maddesindeki şartları taşımadığından reddine karar verilmiştir.İİK.nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun itfa edildiği, ancak noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile borçlu tarafından ispat edilir ise takibin iptaline karar verilebilir. Somut olayda; borçlunun dayandığı 21.03.2007 tarihli potokolde, itirazın iptaline ilişkin Kadıköy 4. Ticaret Mahkemesi’nin 2006/105 E. 2007/71 K. sayılı ilamına ve takip dosyası olan Kadıköy 1....
Dava İİK'nun 71. maddesi uyarınca açılmış takibin kesinleşmesinden sonraki devrede itfa nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir....
Davacının başvurusu İİK'nın 71/1. maddesine dayalı itfa iddiası olup, anılan madde uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için itfa şikayetinin İİK'nun 71. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....
Diğer yandan, İİK'nun 71/2. maddesinde; “borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikine her zaman icra mahkemesinden isteyebilir” düzenlenmesine yer verilmiştir. Somut olayda davacı borçlunun sunduğu ödeme dekontlarının 13.03.2017, 02.06.2017, 19.06.2017, 11.04.2017 tarihlerine ilişkin olduğu ve takipten öncesine ait olduğu anlaşıldığından ve İİK.nun 168/5. maddesine göre borcun itfa edildiği itirazı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde yapılması gerektiğinden ve dava süresinde açılmadığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....
İİK'nun 71/son maddesinde borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki dönem için takip konusu alacağın zamanaşımına uğramadığını ileri sürmesi halinde İİK'nun 33/a maddesinin kıyasen uygulanacağını düzenlemekte olup, anılan maddenin 33/a 1. fıkrası uyarınca icranın geri bırakılması kararı verileceği öngörmektedir. Alacaklı tarafından, 28/11/2011 tarihinde çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu şirket adına çıkarılan örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 19/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu vekilinin 24/11/2015 tarihinde çeklerin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür. Takip borçlusunun dayanak çeke yönelik zamanaşımı iddiası bu durumda, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı niteliğindedir....
Maddesinde "borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklı kendisine bir mühlet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, davalı alacaklı Kuşadası İcra Ceza Mahkemesi dosyasına verdiği, 03/11/2016 tarihli dilekçede, Salih Elmacı'dan tüm nafaka alacaklarını aldığını, bu nedenle hakkındaki dava ve şikayetlerinden tüm hukuki neticeleri ile birlikte vazgeçtiğini beyan etmiştir. Adı geçen belgedeki imza davalı tarafça inkar edilmemiştir....