Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sürerek takibin iptalini istediği, mahkemece, ödeme emri tebliğ işleminde bir usulsüzlük olmadığı tespit edildikten sonra, takipte istenen tutar ile kredi sözleşmesinde yazılı ve ihtarname ile bildirilen tutarın uyumlu olmadığı ve takipte istenen alacağın neden kaynaklandığının belirtilmediği gerekçesiyle istemin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacı tarafından takip sonrası zaman aşımının gerçekleştiği ileri sürülerek şikayette bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından icranın geri bırakılmasına karar verildiği ,davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı gibi takibin kesinleşmesi sonrası zaman aşımının gerçekleştiğine ilişkin şikayet süreye tabi değildir. İcra dosyasının 08.02.2013- 14.05.2019 tarihleri arasında takip işlemi yapılmayarak işlemsiz kaldığı ve zaman aşımının gerçekleştiği anlaşıldığından mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    un karın ağrısı, bulantı ve kusma şikayeti ile hastaneye geldiği ve sanık doktor tarafından aynı tarihte apendektomi (apandist) ameliyatı yapıldığı, hastanın 03.05.2012 tarihinde taburcu olduğu, 06.05.2012 tarihinde rahatsızlanması üzerine ... Eğitim ve Araştırma Hastanesine yatırıldığı ve tekrar ameliyat edildiği, ameliyat sırasında daha önceki ameliyatta unutulduğu görülen bir adet 35x25 cm boyutlarında kompresin( gazlı bezin) ölenin batınından çıkarıldığı, genel durumu kötü olan hastanın 23.05.2013 tarihinde tedavi gördüğü ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinde enfeksiyon sonucu öldüğü olayda; İstanbul Adli Tıp Kurumu 1.İhtisas Kurulu' nun 16/01/2013 tarihli raporuna göre “ hastanın ölümünün apendektomi operasyonu sonrası kompres (yabancı cisim)'e bağlı İleus ve gelişen komlikasyonlar ( pürülan peritonit-abse) sonucu meydana geldiğinin” oy birliği ile mütalaa edildiği, ölü muayenesi sonrası Adli Tıp Kurumu ......

      olup itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, şöyle ki; müvekkili ile davalı-borçlu şirket arasında, Ankara ......

        İİK'nın 363 ve devamı maddelerinde, icra mahkemesince verilecek kararlardan kanun yoluna başvurulabilecek olanlar belirlenmiş, bunların infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gerektiğine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. Buna göre, icra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmayıp, verildikleri tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğurur. Somut olayda, takip kapsamında düzenlenen icra emrinin İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/60 Esas, 2021/253 Karar sayılı, 30/03/2021 tarihli ilamıyla iptal edildiği tartışmasızdır. İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmadığından, takip kapsamında düzenlenen icra emrinin iptaline karar verilmesi karşısında, 23/11/2021 tarihli ödeme emrinin düzenlenmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

        Dava konusu icra takibine ilişkin Trabzon İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2010/686 Esas, 2010/681 Karar sayılı mahkeme ilamı ile takibin iptaline karar verildiği, söz konusu karara rağmen takibin yenilerek devamına karar verildiği görülmüştür. Davacı yan her ne kadar takibin iptalini talep etmiş ise de ortada usulüne uygun başlatılmış bir takip bulunmadığından takibin devamına ilişkin icra memur işleminin iptali gerekmektedir. Hukuki nitelendirme mahkemeye ait olduğundan mahkemece talebin şikayet olarak değerlendirilip takibin devamına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesi yerinde olmamış ancak bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK'nun 353/1- b-2. maddesi uyarınca kaldırılıp, yerine esasa ilişkin yeniden hüküm tesisine dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir....

        Bu nafakanın icrası için de kesinleşmesi gerekmediği yukarıda izah edilmiştir. Bu halde şikayetin reddine karar verilmiş, davalı alacaklı vekili, icra inkar tazminatı istemiş ise de gerek ilamla aykırılık gerekse memur muamelesi şikayeti yönünden bu talebin kanuni bir mesnedi olmadığından tazminat talebi reddine, İstanbul 12 İcra dairesi'nin 2021/1078 esas numaralı dosyasındaki memur muamelesinin ve ilama aykırılık şikayetlerinin ayrı ayrı reddine, Davalı tarafın tazminat talebinin reddine, Esas hakkında karar verilmekle takibin durdurulmasına müteallik tedbir talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,karar verildiği görülmüştür....

        Takibin kesinleşmesi sonrası ticaret sicili memurluğunda kayıtlı olan adresine gidilmiş, herhangi bir mal bulunamamış, şirketin fiilen ticarete devam etmediği görülmüştür" şeklindeki ifadesinden de anlaşılacağı üzere şikayetçi bu tarihte borçlu şirketin ticareti terk ettiğini öğrenmiş olmasına rağmen, İİK'nın 347. maddesinde belirtilen "3 aylık" süre geçtikten sonra ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan dolayı şikayette bulunulduğunun kabulünün gerekmesi nedeniyle tebliğnamedeki kararın bozulması istemine iştirak edilmemiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca ONANMASINA, 30.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden ise, şikayete konu ve mahkemece kaldırılmasına karar verilen hacizlerin ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden öncesine ilişkin olduğu, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağının tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlı olmadığı, kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesinin gerekmediği, icra mahkemesi kararlarının verildikleri tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğuracağı, ayrıca usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin kararların infazı için kesinleşmesi gerektiğine dair özel yasal bir düzenleme bulunmadığı da gözetilerek (Yargıtay 12. H.D. sinin 22/06/2020 tarih, 2019/8563 esas, 2020/5245 karar sayılı benzer içtihadı bu doğrultadır) davalı vekilinin de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

          İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; 24/09/2013 tarihine kadar takibin kesintisiz yürütüldüğü, alacaklı vekilinin en son bu tarihte borçlunun taşınmazı üzerindeki haczin 103 davetiyesi ile borçluya bildirilmesi yönünde talep açtığı, yenilemenin ise 15/08/2016 tarihli olduğu, bu tarihler arasında bonolar için uygulanması gereken 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığından zamanaşımı şikayetinin/ davanın reddine karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu