Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda; ilamlı takibe konu edilen nafaka alacağının, takipten önce, ödendiğini iddia ederek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece, nafaka borcunun ödendiğinden bahisle icra eminin iptaline karar verilmiştir. İİK'nın 33. maddesinin 1. fıkrasında; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir” hükmü yer almaktadır....

    ilgili bir bilgi mesajının gönderilip gönderilmediğinin sorulması gerektiğini belirterek öncelikle tedbir talebinin kabulü ile takibin tedbiren durdurulmasına, itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına, alacak kalemlerinin %20'sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı borçlu takibe dayanak ilamın gereğini imar barışına başvurarak yerine getirdiğini ileri sürerek itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nun 33/2. maddesinde; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü yer almaktadır....

    HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Fethiye İcra Hukuk Mahkemesinin 21/12/2021 tarihli, 2021/634 esas ve 2021/784 karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b. 1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL'nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın istinaf edenden tahsili ile hazineye irat kaydına, 3- İstinaf kanun yolu yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4- HMK 333. madde gereğince kararın kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda İİK'nun 364.maddesi gereğince uyuşmazlık konusu miktar 238.730,00- TL'yi geçmediğinden miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....

    A.Ş. ile menfaat birlikteliği içinde yatırıldığını, dolayısı ile davacı-borçlu çek keşidecisinin, çekin bedelsiz kaldığı iddiası ile takibin iptali talebinin reddedilmesi gerektiğini, çek bedelini icra takibinden sonra mahkemeye yatırmış olması takibin iptal edilmesini sağlamayacağını, çek bedelininin mahkemeden alınıp icra dosyasına yatırması gerektiğini, ileri sürerek açılan davanın süre yönünden reddine, alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. III....

      Dayanılan protokol takibin kesinleşmesinden sonra düzenlenmiş olup bu hali ile iddia takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde imhale ilişkindir. İİK 33/2. Maddesi takibin kesinleşmesinden sonraki imhal iddiasının noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik edilmiş belgeler veya icra zaptı ile ispat edilebileceğine işaret etmiştir. Davacı yanca dayanılan protokol İİK 33/2. maddesinde tahdidi olarak sayılan belgelerden değildir. Diğer taraftan aksinin kabulü halinde de alacaklı yanca İİK 33/2. Maddesi gereğince borçlu yana süre verildiğinin kabulü için tarafların iradelerinin kayıtsız şartsız bu noktada birleştiğinin tespiti gerekir. Davacı yanca dayanılan protokol her iki tarafa karşılıklı edimler yükler nitelikte olup kayıtsız ve şartsız süre öngörmemektedir. Bu edimlerin yerine getirilip getirilmediği hususunu tartışmak edimlerin yerine getirildiği tarafların kabulünde olsa bile icra mahkemesinin görevi değildir. Kaldı ki protokolde 3....

      Ayrıca, alacaklının, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. Somut olayda, ilgili takip dosyasının şeklen kesinleşmesinden sonra, (davacı borçlu yönünden) 02/02/2012 tarihli haciz talebi ile 22/06/2017 tarihli sorgu ve haciz talepleri arasında 3 yıldan fazlaca bir süre geçtiği, bu süreçte zamanaşımını keser nitelikte usuli işlem yapılmadığı ve bu itibarla da zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Zira, haciz istemini ihtiva etmeyen yenileme talebi (18/08/2014) tek başına zamanaşımını kesmez. Mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımına istinaden icranın davacı yönünden geri bırakılmasına dair karar verilmesi gerekirken, bu yöndeki istemin reddi de hukuka uygun değildir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "İİK’nun 71 maddesi; “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir. Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33 a. maddesi hükmü kıyasen uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre; davacı/ borçlu tarafından yapılan zamanaşımı iddiası takibin kesinleşmesinden sonra yapıldığı için İİK’nun 71. maddesine göre her zaman ileri sürülebilir. Diğer yandan; İİK’nun 33/a maddesi ise; “İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir....

      Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin zamanaşımı şikayetidir. İ.İK'nın 168/5.maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Aynı Kanunun 71/2. maddesine göre ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımı itirazı bir süreye tâbi değildir. İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile olayda uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2. ve 33a/1. maddelerine göre; takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacağın zamanaşımına uğradığı iddiası, resmi belgelere dayalı olarak incelenir....

      Başvuru bu hali ile İİK'nun 169. maddesine dayalı, ödeme emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı olup, İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır. Burada ispat külfeti borçluya aittir. Somut olayda; takip dayanağı senetin ön yüzünde lehdarının ..., keşidecisinin ... ve aval vereninin ... olduğu, anılan senetin aval veren-alacaklı ...’e ciro edildiği görülmektedir. Her ne kadar ödeme iddiasını ispat için dosya kapsamına 10.09.2013 tarihli ve ... imzalı bir belge sunulduğu görülse de, anılan belgenin taraflar ile ilgisinin ispatlanamadığı ve alacaklı tarafından da söz konusu belgenin kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Öte yandan dar yetkili icra mahkemelerinde, kambiyo senetlerine dair borca itiraz davasında, borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği ancak resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanabilir, tanık beyanları ile ispat düşünülemez....

        UYAP Entegrasyonu