Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; dava ilama aykırılık şikayeti olup, alacaklı taraf Kars 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 9/6/2011 tarih 2011/162 E. 2011/259 K sayılı ilamına dayalı olarak icra takibi başlatmış olup, söz konusu ilamda ; aylık 200 tl tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra ise yoksulluk nafakası olarak devamına, karar verildiği, takip talebi incelendiğinde alacaklı vekilinin diğer alacak kalemleri ile birlikte 10.373,16 tedbir nafakası, 1.806,57 yoksulluk nafakası talebinde bulunmuş olup icra emrinde ilgili alacak kalemlerinin asıl alacak olarak yer aldığı görülmüştür. Bozma sonrası hükme esas alınan 12/06/2018 hakim havale tarihli bilirkişi raporunda,yoksu!...

    İcra Müdürlüğü'nün 2010/8980 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, itiraz konusu sıra cetvelinin dayanağı olan taşınmazlar üzerine 07.10.2010 tarihinde haciz konulduğunu, taşınmazların başka bir alacaklı tarafından satıldığını, satış sonrası dava konusu sıra cetvelinin hazırlandığını ve sıra cetvelinde ilk sırada gösterilen şikayet olunan ...'nün 30.09.2010 tarihli haczinin usul ve yasaya uygun bir haciz olmadığını, zira, kamu alacağından sorumlu şirkete ait borcun şirket ortağından tahsili için şirket ortağı hakkında usulüne uygun icra takibi başlatılması ve kesinleşmesi gerektiğini, bu nedenle şikayet olunan kurumun ilk sırada yer alamayacağını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, husumet itirazında bulunmuş, takibin ve haczin usulüne uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....

      Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi borçlunun, takip dayanağı ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi’nce şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve şikayetin reddine hükmedildiği, Kararın şikayetçi/borçlu tarafından 13.07.2021 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibine borçlunun süresi içinde itirazı üzerine takibin durdurulduğu, alacaklı tarafından açılan itirazın itirazın iptali davasının kabulüne ilişkin kısa karar icra müdürlüğüne ibraz edilmek suretiyle takibin devamı sağlanmış, borçlunun itirazın iptali davasında verilen kısa kararın ibrazı suretiyle takibin devamının mümkün olmadığına ilişkin şikayeti icra mahkemesince reddedilmiştir....

          /a maddeleri uyarınca takip sonrası zamanaşımı iddiasının süresiz olarak ileri sürülmesinin mümkün olduğu, Yargıtay 12....

          nın 751.maddesi gereğince bono zamanaşımını kesen her işlemden sonra müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı başlayacağından, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacağın zamanaşımına uğramaması için 3 yıldan fazla aralık olmamak üzere icra takip işlemlerinde bulunmasının zorunlu olduğunu, takip dosyası kesinleştikten sonra üç yıllık zamanaşımı süresini aşacak şekilde işlemsiz bırakılmadığını, bu nedenle davacının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık ve imar kirliliğine neden olmak Hüküm : 1-2863 sayılı Kanuna aykırılık suçu yönünden, 765 sayılı TCK'nın 102/4, 104/2, CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince düşme. 2-İmar kirliliğine neden olmak suçu yönünden, CMK'nın 223/2-a. maddesi gereğince beraat. 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine ve imar kirliliğine neden olmak suçundan sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: İmar kirliliğine neden olmak suçundan, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/121 esas, 2011/240 karar sayılı ve 26.04.2011 tarihli kararıyla sanığın beraatine karar verilmesi ve bu kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi karşısında, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı, Yargıtay 12....

            Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı icra takibinde borçlunun takibe dayanak ilamın kesinleşmeden icraya konulamayacağı şikayeti ile mahkemeye başvurduğu, mahkemece menfi tespite ilişkin ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağından bahisle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, alacaklının istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince,takibe dayanak ilamın doğrudan açılan istirdat davasına ilişkin olduğu kesinleşmesi gerekmediği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verildiği görülmüştür....

              TTK'nun 661/1. maddesi gereğince, poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren üç yıldır. Aynı Kanun'un 662. maddesinde; zaman aşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Şikayete konu icra takip dosyasının incelenmesinde; borçlu hakkında 07/10/2009 tarihinde başlayan takibin kesinleşmesi üzerine, alacaklının 2009 ve 2010 yılları içerisinde haciz taleplerinin bulunduğu, en son 14/06/2010 tarihli haciz talebi üzerine zamanaşımının kesildiği anlaşılmış ise de; bu tarihten sonra 06/05/2014 tarihli yenileme talebi ve 13/05/2014 tarihli haciz talebine kadar, borçlu ... yönünden zamanaşımını kesen hiç bir işlem bulunmadığı görüldüğünden, adı geçen borçlu yönünden 3 yıllık bono zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulü gerekir....

                İİK'nun 134/son maddesi uyarınca; ihalenin feshi için öngörülen şikayet süresinin geçmesinden ya da ihalenin feshi istenmiş ise, bu konudaki şikayeti neticelendiren kararın kesinleşmesinden sonra, ihalesi yapılan taşınmazın alıcı adına tescili için tapu idaresine yazı yazılır. İİK.nun 135/1.maddesi uyarınca ihalenin kesinleşmesi üzerine icra müdürü, taşınmazın alıcı adına tescili için tapuya yazı yazar. Buna göre icra müdürünün görevi yalnızca tapu sicil müdürlüğüne alıcı adına tescil yazısı yazmaktan ibarettir. Yukarıda anılan ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, ihale sonrası mülkiyetin ihale alıcısına geçmesi için, ihalenin kesinleşmiş olması ve ihale bedelinin ödenmiş olması gerekir. İİK'nun 134/son ve 135/1. maddeleri uyarınca, ihalenin kesinleşmesi üzerine icra müdürü, taşınmazın alıcı adına tescili için tapuya yazı yazar. İcra müdürlüğünün yasanın amir hükmüne aykırı davranışı bir hakkın yerine getirilmemesi olup, İİK'nun 16. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir....

                UYAP Entegrasyonu