İcra Hukuk Mahkemesince, kıymet takdirine ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin, haciz kararını ve kıymet takdiri yapılması kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesince ise, somut olayda öncelikle takibin ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin olduğu, haciz aşaması söz konusu olmadığından nokta haczinden bahsedilemeyeceği, Trabzon İcra Hukuk Mahkemesi yetkisizlik kararının bu yönüyle yerinde olmadığı ayrıca kıymet takdirinin Trabzon İcra Müdürlüğü tarafından yapıldığı, İİK’nın 128/a maddesine göre şikayeti inceleme yerinin talimat icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; müvekkiline gönderilen ödeme emrinin muhtara bırakıldığını, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olduğunu ve bu tarihte kendisine tebliğ olduğunu belirterek icra dairesinin yetkisine ve borca itirazla takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece başvurunun usulsüz tebligat şikayeti olarak değerlendirilip ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir....
/a maddeleri uyarınca takip sonrası zamanaşımı iddiasının süresiz olarak ileri sürülmesinin mümkün olduğu, Yargıtay 12....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, İİK'nın 71/2. maddesinin göndermesi ile aynı kanunun 33/a-l. maddesi gereğince, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığı iddiası ile icranın geri bırakılması isteğidir. Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde; borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı nedeniyle takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; takibin dayanağının konut yapım sözleşmesi olduğu, sözleşmenin niteliğinin eser sözleşmesi mahiyetinde olduğu, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nın 71. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetidir....
İlk Derece Mahkemesince, 2918 sayılı Kanunun 109/4.maddesinde düzenlenen zamanaşımı süresi geçtiğinden bahisle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta kaza 05/06/2012 tarihinde meydana gelmiştir. Davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/740 E. sayılı dosyası ile 04/10/2012 tarihinde dava açması ile 05/06/2012 tarihinde başlayan zamanaşımı kesilmiştir. İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/12/2013 tarih, 2012/740 Esas ve 2013/463 Karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin temyiz incelemesi sonucu verdiği 09/09/2014 tarihi bozma ilamı ile de zamanaşımı kesilmiş ve yeni bir süre işlemeye başlamıştır. Bozma sonrası davaya, aynı mahkemenin 2015/24 Esas sayısı üzerinden devam edilmiş, yargılama sırasında hakimin her kararından sonra kesin zamanaşımı yeniden işlemeye başlamış ve 30/05/2017 tarihinde esasa ilişkin karar verilmiştir....
nın 751.maddesi gereğince bono zamanaşımını kesen her işlemden sonra müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı başlayacağından, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacağın zamanaşımına uğramaması için 3 yıldan fazla aralık olmamak üzere icra takip işlemlerinde bulunmasının zorunlu olduğunu, takip dosyası kesinleştikten sonra üç yıllık zamanaşımı süresini aşacak şekilde işlemsiz bırakılmadığını, bu nedenle davacının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
(TTK.1268) maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Somut olayda kazanın 10/01/2009 tarihinde meydana geldiği, 5 günlük ihbar süresinden sonra 15/01/2019 tarihinde zaman aşımı süresinin başladığı 2 yıllık zaman aşımı süresinin 15/01/2011 tarihi itibariyle dolduğu, davanın ise bu süre geçtikten sonra 13/11/2011 tarihinde açıldığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/17- 569 esas 2011/710 karar sayılı ilamının koşullarının somut olayda gerçekleşmediği de göz önüne alındığında davanın zamanaşımı nedeniyle reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından, kararın HMK 353/1- b/2 maddesi uyarınca kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. HÜKÜM : Gerekçe uyarınca; 1- )İstanbul 4....
(TTK.1268) maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Somut olayda kazanın 10/01/2009 tarihinde meydana geldiği, 5 günlük ihbar süresinden sonra 15/01/2019 tarihinde zaman aşımı süresinin başladığı 2 yıllık zaman aşımı süresinin 15/01/2011 tarihi itibariyle dolduğu, davanın ise bu süre geçtikten sonra 13/11/2011 tarihinde açıldığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/17-569 esas 2011/710 karar sayılı ilamının koşullarının somut olayda gerçekleşmediği de göz önüne alındığında davanın zamanaşımı nedeniyle reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından, kararın HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)İstanbul 4....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/8980 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, itiraz konusu sıra cetvelinin dayanağı olan taşınmazlar üzerine 07.10.2010 tarihinde haciz konulduğunu, taşınmazların başka bir alacaklı tarafından satıldığını, satış sonrası dava konusu sıra cetvelinin hazırlandığını ve sıra cetvelinde ilk sırada gösterilen şikayet olunan ...'nün 30.09.2010 tarihli haczinin usul ve yasaya uygun bir haciz olmadığını, zira, kamu alacağından sorumlu şirkete ait borcun şirket ortağından tahsili için şirket ortağı hakkında usulüne uygun icra takibi başlatılması ve kesinleşmesi gerektiğini, bu nedenle şikayet olunan kurumun ilk sırada yer alamayacağını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, husumet itirazında bulunmuş, takibin ve haczin usulüne uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali K A R A R Hüküm, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibine karşı borçlunun şikayeti nedeniyle İcra Hukuk Mahkemesi'nce verildiğine göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'ne ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 02.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....