Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/240 Esas, 2021/100 Karar sayılı kararı ile söz konusu itiraz, vekil veya şirket yetkilisi tarafından yapılmaması sebebiyle geçersiz olduğundan müdürlüğün 19/02/2021 tarihli takibin durdurulması kararının kaldırılmasına, takibin devamına karar verdiği görülmüştür. Mahkemece takibin devamına karar verilmiş olması takibin kesinleştiği sonucunu doğurmayacağı gibi borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden, itiraz ve şikayet süresi ile borcu ödeme süresi dolmadan haciz tatbik edilmesi yasalara aykırıdır. Müdürlükçe borçlu şirkete ödeme emri tebliğ edilip sonucuna göre işlem yapılması gerektiğinden şikayetin kabulü ile müdürlüğün 09/05/2021 tarihli işleminin ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçluların şikayeti üzerine Bursa 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/601 Esas 2021/611 Karar sayılı ilamı ile takibin iptaline karar verildiği, borçluların bu kararı ibraz ederek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, talebin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine, memur muamelesinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece şikayetin kabulüne dair karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK’nun 350. maddesine göre, kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez İİK'nun 363 ve sonraki maddelerinde ise, icra mahkemesince verilecek kararlardan temyizi kabil olanlar belirlenmiş, ancak, bunların infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gerektiğine dair bir hükme yer verilmemiştir. Bir başka deyişle, icra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu değildir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, İİK'nın 71. maddesi yollaması ile İİK''nın 33/a maddesi gereğince zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılması ve zamanaşımı gerçekleştikten sonra konulan haczin kaldırılması talebine ilişkindir. Yalova İcra Müdürlüğü'nün 2020/1265 esas sayılı icra dosyası ile; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, dosyanın 27/02/2012 tarihli işlem sonrası takipsiz bırakıldığı, alacaklı vekilinin 14/11/2019 tarihinde yenileme talebinde bulunduğu, yenileme emrinin 21/02/2020 tarihinde davacı borçluya tebliğ edildiği, 25/02/2020 tarihinde davanın açıldığı görülmüştür....

İcra Müdürlüğü'nün 2018/19179 sayılı dosyası ile 17/08/2018 tarihinde 17/10/2008 tarihli taksitten başlamak üzere diğer muaccel olan taksitlerin ilamlı icraya konu edildiğini, işbu davaya konu 17/08/2018 tarihli icra takibinin, 17/10/2008 tarihli taksit ve sonrası taksitler için açılmış olup 10 yıllık zamanaşımı süresinin aşılmadığını, verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddini istemiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Davacıların başvurusu; takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığı şikayeti olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir....

İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafın üç seneden fazla bir süre takibe ara vererek işlem yapmadığını, zamanaşımı süresi senede dayalı takip nedeni ile üç yıl olduğunu, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini gerektiğini, sürekli alacaklı vekillerine ödeme yaptığını, dosya borcunun üzerinde ödemelerde bulunduğunu, bu kadar bir borcunun olmadığını beyan ederek icranın geri bırakılmasına, takibin iptaline, takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Somut olayda da, takibe dayanak olarak taksitli satış sözleşmelerine istinaden ödenmeyen taksitli alışveriş borcunun gösterildiği, dosyada herhangi bir dayanak belge gösterilmediği, bu nedenle genel haciz yoluyla ilamsız takip olarak TBK'nun 146. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir....

zamanaşımını kesmeyeceğini, takip dayanağı bononun zamanaşımına uğradığını beyanla takibin zamanaşımı nedeniyle, ödeme emirlerinin de birden fazla olduğu iddiasıyla iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takibin kesinleşmesi, sözü edilen durumu değiştirmeyeceğinden olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi, Türk Borçlar Kanunu'nun 146. (818 sayılı Borçlar Kanununun 125.) maddesi uyarınca 10 yıl olup zamanaşımı süresi dolmadığından borçlunun istemi yerinde değildir. O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı sürelerinde yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile istemin kabulü isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taşkın Haciz Şikayeti Yönünden; İ.İ.K 363. maddesinin 1. fıkrasında istinaf yoluna başvurma ve istinaf yoluna başvurulamayacak kararlar düzenlenmiştir....

    Ayrıca, alacaklının yaptığı, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. Somut olayda, davacı borçlu, aval veren, alacaklı ise lehtardır ve üç yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Alacaklının, 27/01/2003 tarihinde takibe başlaması ile zamanaşımı kesilmiş ve yeni bir süre işlemeye başlamıştır. 04/02/2003 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş ve takip kesinleşmiştir. Alacaklı, 05/03/2003 tarihinde taşınmaz haczi talep etmiş, 04/12/2018 tarihli tapu sorgusu talebi zamanaşımını kesmediği gibi dava tarihi 08/01/2019 tarihine kadar da zamanaşımı süresi dolmuştur....

    Sair karar düzeltme nedenleri yerinde değil ise de; 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03/02/2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nun 6273 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de, çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır. Çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise, o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre, çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması zorunludur....

      UYAP Entegrasyonu