Mahkemece takibe dayanak ilamda alacaklının Remzi Karakuş, takipteki alacaklının ise ... olması nedeniyle takibin ilama aykırı olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile ... 2.İcra Müdürlüğü'nün 2013/1177E.sayılı dosyasındaki takibin iptaline, takip iptal edildiğinden şikayetçinin brüt-net alacak ayrımı ve faize yönelik taleplerinin incelenmesine gerek olmadığına karar verilmiştir. Hüküm alacaklı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Alacağın temliki 6098 Borçlar Kanunu'nun 183-194. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Alacağın temliki ile alacak hakkı bunu devralan 3. kişiye geçer. Böylece devralan daha önce temlik edene ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder; bunun üzerinde “tasarruf etme” yetkisini kazanır. Temlik eden alacaklının da bu aşamadan sonra artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından (kalmadığından) bu alacağa dayalı olarak herhangi bir hukuki işlem yapması mümkün değildir....
O halde takibin sadece şikayet eden ... bakımından iptali gerekirken, tümden iptali ile şikayet etmeyen diğer borçlular hakkında da iptalinin sağlanmış olması isabetsiz olup, mahkemece şikayet eden davacı ... bakımından takibin iptali şeklinde hüküm kurulması gerektiği sonucuna varılmıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Taraflar arasındaki kambiyo senedine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti, davalının yetkili hamil olmadığı, ciro silsilesinde kopukluk olduğu, borç ikrarı içermediğine dair şikayet, faize, çek tazminatına itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı-borçlular vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle takibin iptaline yönelik şikayetin kabulüne ve İİK'nın 170/a maddesi gereğince şikayetçiler yönünden takibin iptaline karar verilmiştir....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; kendilerine ödeme emri tebliğ edilmeden takibin haricen öğrenildiğini ve takibe itiraz edilmesi sonucu takibin durdurulmasına karar verildiğini ancak alacaklı yanca takibin durdurulmasına dair icra müdürlük işleminin şikayet edilmesi üzerine mahkemece şikayetin kabulü ile müdürlük kararının kaldırılmasına karar verildiğini, takibin devamına karar verilmesine karşın taraflarına yapılmış bir tebligat olmadığını ancak icra müdürlüğünce malvarlıkları üzerine haciz uygulandığından bahisle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; borçlunun ödeme emrinden haberdar olduğunu, ödeme emri tebliğ edilmese dahi borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takibin durması ile ödeme emri tebliğinden beklenen faydanın sağlandığını belirterek şikayetin reddini istemiştir. III....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece Hatay İcra Dairesinin 2019/27518 esas sayılı takibin ilamsız takip olduğu, alacaklının Denizbank, borçlunun Metin Genç olduğu, davacının Aslı Genç olduğu, davacının borçlunun boşanma aşamasındaki eşi olup İcra Hukuk Mahkemeleri görev itibariyle dar yetkili mahkemeler olup takibin iptaline ilişkin şikayetlerin borçlu tarafından yapılabileceği, takibin esasına ilişkin 3.kişilerin genel mahkemelerde dava açabileceği, davacının takibin iptaline yönelik şikayetlerinde aktif husumet ehliyeti olmadığı, İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı şeklinde yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayetinin, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı olmadığı, haczedilmezlik şikayeti yalnızca takip borçlusu tarafından dile getirilebileceğinden davacı tarafın meskeniyet iddiasında bulunma hakkı olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline...
Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2-Takibin iptaline ilişkin şikayet yönünden yapılan incelemede; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 29,20 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekilinin itirazın iptaline ilişkin ilamı aynı icra dosyasına sunarak icra emri gönderilmek sureti ile icra takibi yapması gerekirken yeni bir icra takibi yapılamıyacağına yönelik şikayetinin yanında alacaklı firmanın ilamdaki ünvanı “...” olmasına rağmen icra emrinde ise farklı şirket olan “...” tarafından icra takibi yapılamayacağını belirterek takibin iptalini talep etmiş ise de mahkemece bu şikayet hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ... davalı taraflarından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili, İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; icra takibine dayanak ilamdaki alacağın devlet alacağı olduğunu, bu nedenle alacağın ancak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun hükümleri uyarınca tahsil edilebileceğini ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda, takibe konu senette şikayette bulunan T1'nin ciranta olduğu, alacaklı hamil tarafından keşidecinin protesto edilmediği, İlk Derece Mahkemesince İİK'nun 170/a maddesi uyarınca davacı borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi yerindedir. Her ne kadar davalı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davanın memur muamelesini şikayet olup, aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürmüşse de, cevap dilekçesinde şikayet alacaklı tarafından kabul edilmediğinden ve işin esasına girilerek çekişmeli hale gelen konuda inceleme yapılmış olduğundan, haksız çıkan taraf aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi yerindedir....
İcra emri tebliğinin usulsüz olması sebebiyle tebliğ tarihinin belirlenmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebinin incelenmesinde; Şikayetçi tarafça icra emri tebliğinin usulsüz olduğu belirtilerek, şikayet dilekçesinin netice talep kısmında icra emri ve takibin iptali talebinin yanında tebligatın iptalinin de istendiği, mahkemece icra emri tebliğinin usulsüz olduğunun kabul edildiği ancak buna ilişkin bir hüküm kurulmadığı, takibin ve icra emrinin iptaline yönelik şikayete ilişkin kısmen kabul kararı verildiği görülmektedir....