Her icra mahkemesi hâkimi, kendisine Adlî Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflâs dairelerinin muamelelerine yönelik şikâyetleri ve itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idarî işlerine bakar." hükmü düzenlenmiş, aynı kanunun 16. maddesinde "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir." düzenlemesi mevcuttur. Açıklanan yasa hükümleri çerçevesinde, borçlunun, aleyhine başlatılan takibin iptaline ilişkin bahse konu şikayeti hakkında inceleme ve karar verme görevi İcra Mahkemeleri'ne aittir. Mahkemece, şikayet dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir....
Şikayetin konusu, ilamlı takipte itiraz üzerine icra müdürlüğünce verilen takibin durdurulmasına ilişkin kararın iptali talebi olup, mahkemece, taleple ilgisi olmayan gerekçeyle, alacaklı aleyhine olacak şekilde takibin iptaline hükmolunduğu görülmektedir. Mahkemece, alacaklının şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü şikayet sebebinin incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi ŞİKAYETÇİ : ŞİKAYET OLUNAN : Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde 2007/10558 ve 2007/7843 esas sayılı dosyalar ile 12.6.2007 tarihinde kesin haciz uyguladıklarını, şikayet olunanın ise 06.03.2007 tarihinde ihtiyati haczi bulunduğunu ve bu haczin müvekkiline ait kesin hacizden sonra kesinleşmiş olduğunu, bu nedenle sıra cetvelinde kendilerinden sonra yer alması gerekirken şikayet olunana da ödeme yapıldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini istemiştir....
ne ise gönderilen bir ödeme emri bulunmadığından, adi ortaklık adına gönderilen tebligat esas alınarak, şikayet eden ... .... yönünden takibin kesinleştiğinden söz etmek mümkün değildir. Ayrıca adi ortaklığın tüzel kişiliği ve dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmadığından, adi ortaklık hakkında çıkartılan ödeme emrinin hukuken geçerliliği de bulunmamaktadır. Gerçek ya da tüzel kişi olan adi ortaklığın ortaklarından her birinin, adi ortaklık hakkında yapılan takibe yönelik olarak şikayet haklarının bulunduğu izahtan varestedir. O halde mahkemece, taraf ehliyetine ilişkin bu durumun da gözetilerek, .......hakkındaki ödeme emrinin iptaline ve şikayet eden ... yönünden takibin kesinleştirilmesine ilişkin icra müdürlüğünün 04.06.2015 tarihli kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 170/a-1 ve 168/3-5. maddeleri gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borca itiraz ile takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetin yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda borçluya ödeme emrinin 19/01/2015 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin 26/01/2015 Pazartesi günü sona erdiği halde borçlunun süresinden sonra 06/02/2015 tarihinde icra mahkemesine müracaatla takibin iptalini talep ettiği, borçlunun tebligat usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının da bulunmadığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece başvurunun, süreaşımı nedeniyle reddi gerekir iken işin esasının incelenmesi suretiyle yazılı şekilde kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....
, takibin eski hale getirme yönünden iptaline karar verilmesini istemiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki takibin iptaline ilişkin şikayet dolayısıyla yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Her iki dosya uyap üzerinden incelenmiş, her iki davanında aynı tarihte açıldığı, taraflarının ve icra dosyasının aynı olduğu, eldeki davada davacıların aynı zamanda İİK 53.maddeye dayalı olarak da şikayetlerinin bulunduğu, 2022/73 Esas sayılı dosyada ise salt takibin mirasın reddi süresi içinde başladığından dolayı şikayette bulundukları görülmektedir. İİK 53.maddeye dayalı şikayetler her iki davada da ortaktır. Ancak eldeki davada davacıların aynı zamanda borca yönelik bir takım itirazlarda da bulunduğu görülmektedir. Kambiyo takiplerinde borca yönelik itirazların ileri sürülüş şekli ve ispat usulü İİK 168.madde de düzenlenmiş olup mahkeme yargılamasını söz konusu yasal mevzuat çerçevesi içinde yapacaktır. Öte yandan İstanbul 20. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/73 esas sayılı takibin iptaline yönelik dosyasının kesinleştiği görülmektedir. İstinaf yargısının önünde takibin iptaline ilişkin kesinleşmiş bir karar mevcuttur....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/05/2018 tarih, 2018/3728 d.iş esas, 2010/3728 d.iş karar sayılı kararı ile davalının müvekkiline destekten yoksun kalma tazminatı borcu bulunduğunun kesin hükme bağlandığını, bu alacağın da müvekkiline davalı tarafça ödendiğini, şayet takip konusu alacak yapılan bu ödemenin rücuan geri istenmesine yönelik ise de bu kez de takibin kesin hüküm nedeniyle iptali gerektiğini, zira müvekkilinin davalıya böyle bir borcunun bulunmadığını belirterek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl ve birleşen sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl şikayetin reddine, birleşen şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde birleşen dosyada şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Asıl dosyada şikayetçi vekili, 25.02.2011 tarihli derece kararı ile hacizli ve satışı yapılan .... plaka sayılı aracın üzerindeki ilk haczin dosyalarından konulduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Birleşen dosyada şikayetçi vekili, aynı araç üzerine müvekkili lehine konan rehin olduğunu, ancak pol-net kayıtlarında bu rehnin görünmediğini ileri sürerek, 25.02.2012 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Asıl ve birleşen dosyada şikayet olunan ......