Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince haline münasiplik konusunda yanlış değerlendirme yapıldığını, aksi kabul edilecek olsa dahi haline münasip ev bedelinin fahiş derece düşük hesaplandığını, Yargıtay güncel kararlarında borçlunun mevcut sosyal statüsünden daha kötü bir hâle gelmesine neden olunamayacağını, bilirkişi raporunda sunulan iki adet emsal dairenin şehir merkezinin dışında, yoksul semtlerde yer almakta olduğunu ve müvekkilinin sosyal yaşamı ve aile yaşamı ile uyumsuz olduğunu beyan ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık; İİK.'nın 82/12. maddesine dayalı meskeniyet iddiasına ilişkin şikayet niteliğindedir. Takip dosyasında; borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı ve takibin kesinleştiği anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, meskeniyet şikayetine ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı tarafça, dava dilekçesinde 3 ayrı icra dosyası bakımından meskeniyet şikayetinde bulunulmuş, mahkemece yalnızca, Bilecik İcra Müdürlüğü'nün 2019/6387 esas sayılı icra dosyası bakımından değerlendirme yapılmış, diğer icra dosyaları ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır....
Bu durumda mahkemenin gerekçesine esas aldığı Tire İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/70 Esas, 2015/119 Karar sayılı ilamındaki meskeniyet şikayetinin 10/12/2019 tarihinden önce konulan hacizlere ilişkin olduğu ve bu şikayetin sebebinin inceleme konusu şikayet ile aynı olmadığı hususları dikkate alındığına somut olayda derdestliğin varlığının sözkonusu olmadığından mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun, esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davacı yanın meskeniyet şikayeti yönünden delilleri toplanmak ve karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
Davacı vekili tarafından tek dava dilekçesi ile meskeniyet şikayeti ile kıymet takdirine itiraz şikayetinin birlikte yapıldığı, mahkemece tensip kararı ile meskeniyet şikayeti yönünden dosyanın tefrik edilerek inceleme konusu esasa kaydının yapıldığı ve yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Koşulların oluşması halinde İİK'nın 79. ve 360. maddeleri, kanunun yetki ile ilgili istisnalarını oluşturmaktadır. İİK'nın 79/2. maddesinde; "haczolunacak mallar başka bir yerde ise haciz yapılmasını malların bulunduğu yerin icra dairesine hemen yazar. Bu halde hacizle ilgili şikayetler, istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir..." hükmü yer almaktadır....
kıymet takdirine itirazları ile yeniden bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasına ve haczedilmezlik şikayetinin de kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, şikayet konusu haciz uygulanan taşınmazın, şikayetçi ... adına değil, ... adına kayıtlı olduğunu, meskeniyet iddiasında bulunmak hakkının ancak taşınmaz maliki olan takip borçlusuna ait olduğunu, şikayetçi ...'ın şikayet konusu taşınmaz yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığının açık olduğunu, kaldı ki İİK'nın 82/1. maddenin 12. bendi uyarınca meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için haczin dayanağını teşkil eden borcun haczedilmezlik iddiasına konu edilen evin bedelinden doğmamış olması gerekeceğini, borcun bu eşya yani evin bedelinden doğması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağını, somut olayda şikayetçi ... yönünden takibe konu borcun söz konusu meskene ilişkin tasarrufun iptali davası sonucu verilen ilama dayandığı açık olduğundan şikayetçi ...'...
İcra Müdürlüğünün 2021/900 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, takibin kesinleşmesinden sonra 25636 ada 6 parselde kayıtlı 6 numaralı bağımsız bölüm üzerine haciz konulduğunu, hacze konu taşınmazda haline münasip evi bulunduğunu ileri sürerek yargılama neticelenene kadar takibin durdurulmasını ve haczin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; borcun ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine takip başlatıldığını, taşınmaz üzerinde ipotek olduğunu, ipotek tesis edilen taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayetinde bulunulamayacağını, haczin hukuka uygun olduğunu beyan ederek talebin reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... 3....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/688 KARAR NO : 2020/927 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ESKİPAZAR İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/06/2018 NUMARASI : 2018/5 ESAS - 2018/9 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşındığı adresine ödeme emri tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiğini, ödeme emri tebliği işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilinin evinin haczedildiğini, meskeniyet iddialarının bulunduğunu, kaldı ki müvekkilinin alacaklıya böyle bir borcunun bulunmadığını belirterek öğrenme tarihi olan 05/04/2018 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini ve borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile borçlunun ölümü ile İİK'nın 53. maddesi uyarınca alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçıların haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede İİK'nın 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği, somut olayda, davacının meskeniyet şikayetinden sonra 20.01.2019 tarihinde öldüğü nüfus kayıtlarıyla sabit olduğundan, şikayetçi borçlunun vefatı nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin konusunun kalmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlunun mirasçıları temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin Yapı ve Kredi Bankası AŞ. lehine borçlu davacının kullandığı/ kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edilmiş olup, dolayısıyla zorunlu ipoteklerden olmamasına, resmi senette yer alan sözkonusu kayıtlar karşısında lehine ipotek tesis edilen bankanın cevabi yazısında ipoteğin konut kredisi ile ilgili kullanılan kredinin teminatı olarak tesis edildiği şeklindeki beyanının sonuca etkisinin bulunmamasına, aynı şekilde üçüncü kişi Alaattin Muharremoğlu lehine tesis edilen ipoteğin de konut finansmanı kapsamında değerlendirilemeyeceğine, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin daha sonra bu taşınmaz ile ilgili meskeniyet iddiasında bulunmasını engelleyeceğine, ipoteğe konu borcun haciz tarihinden önce ödenmediğinin sabit ve tartışmasız olmasına ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine...