Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir. İtiraz genel haciz yoluyla takip hükümlerine göre (İİK m. 269/2, 62) yapılır. Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır. 15. Borçlunun (kiracının), kira sözleşmesine itiraz etmeyip (bilâkis kira sözleşmesini kabul ederek; İİK m. 269/2, c. 2), kiranın daha az olduğu, ödendiği, muaccel olmadığı, takas, kiralananın tahliye edildiği gibi bir sebep ile ödeme emrine itiraz etmesi hâlinde kira sözleşmesi dışındaki itirazlar denir. Kira sözleşmesi dışındaki itiraz ile de ilâmsız tahliye takibi durur. Takibe devam edilebilmesi için, alacaklının icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve tahliye istemesi gerekir....

    Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. İİK 269/2 maddesinde, "ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise akdi kabul etmiş sayılır" hükmüne yer verilmiştir. Olayımızda; davacı alacaklı takip talebi ile 01.05.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanmış olup, davalı borçlu itiraz dilekçesinde, kiralananı 10.11.2014 tarihinde tahliye ettiğini ve anahtarlarını teslim ettiğini, 2014 yılı Ekim ayının tamamı ve 2014 yılı Kasım ayının tahliye tarihine kadar olan 10 günlük kira borcu dışında herhangi bir borcu bulunmadığını bildirerek itiraz etmiştir....

      Dereceden müştereken ipotek , diğer ipoteklerin takibe konularak toplam 5.357,514,48 TL nin tahsilinin istendiği, takibe asıl borçlu ve ipotek veren davalının itiraz etmediği kesinleştiği , bilahare müşterek ipotekli taşınmazların bir kısmının takibe konu edilmesi nedeniyle tek başına paraya çevrilemeyeceğinden ek takiple ... İli Sincan İlçesi Temelli Mahallesi 1267 Ada ; 2-3-4-5-6-7-8-9-10 parseller içinde aynı ipoteğe dayalı olarak 07.01.2021 tarihinde 1.000.000,00 limit üzeride ilamsız takibe aynı dosya üzerinde geçildiği, yine asıl borçlunun süresinde ödeme emrine itiraz etmediği, ancak bu kez davalı ipotek verenin borca vs itirazı üzerine, takibin ipotek veren yönünde durduğu , davacı vekilince itirazın iptali istemeyle işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır....

        Dairemizce yapılan değerlendirmede; İncelenen icra dosyasına göre davalı borçlular hakkında genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, davalı borçluların vekilleri aracılığıyla takibe itiraz ettikleri, itiraz dilekçesinde "müvekkilimize gönderilen ödeme emrinde talep edilen tutar kadar müvekkilimizin borcu bulunmamaktadır" şeklinde itiraz edildiği, bu itirazın bir an için kısmi itiraz olarak düşünülse de ancak itiraz edilen kısım uyarınca açıkça bildirilmediği nedenle kısmi itiraz olarak değerlendirilemeyeceği, itiraz dilekçesi ve cevap dilekçesi kapsamına göre taraflar arasındaki hukuki ilişki ve borç ilişkisinin kabul edildiği, bu durumda takibin İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayanması gerekmediği, davalı borçlular tarafından da takibe konu borcun ödendiği ispatlanamadığından davalı borçluların icra dosyasına yaptıkları itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken reddine ilişkin karar verilmesi yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olduğundan istinaf...

        Davacı alacaklı, kira bedelinin tahsili için başlattığı takibe, davalı borçlunun itirazı üzerine, icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece, kira sözleşmesine itiraz edildiğinden uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. İİK.nun 269/3. maddesine göre, itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğinden itibaren 6 ay içerisinde alacaklının itirazın kaldırılmasını istemesi gerekmektedir. Davacı alacaklının 18/07/2008 tarihinde başlattığı icra takibi üzerine gönderilen ödeme emrine davalı 29/07/2008 tarihinde itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesi davacıya tebliğ edilmemiş ise de, davacı daha önce aynı takibe ilişkin olarak 26/08/2008 tarihinde Bakırköy 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/2057 Esas sayılı dosyasında itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Bu davanın açılması ile birlikte davacıya itiraz dilekçesinin tebliğ edilmiş sayıldığının kabulü gerekir....

          İlamsız takibe ilişkin ödeme emri borçlu davalıya 24.03.2005 tarihinde tebliğ edilmiş olup, borçlu 7 günlük itiraz süresini geçirdikten sonra 05.04.2005 tarihinde borca itiraz ettiğinden takip kesinleşmiştir. Bu durumda alacaklının, itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. Bu husus dava şartı olduğundan re’sen gözetilir. Mahkemece bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece davacının davalı aleyhine 3 adet çeke dayalı olarak ilamsız takibe giriştiği, davalının takibe borç miktarı, faiz ve yetki yönünden itiraz ettiği, borcun 4.547.47.-YTL.lık kısmını ve bu miktara 24.12.2005 tarihinden itibaren faiz yürütülmesini kabul ettiği, bakiye kısma itiraz ettiği, davacının defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacı şirketin davalı şirketten 4.547.47.-YTL. bakiye alacağının bulunduğu, hal böyle olunca davanın yerinde bulunmadığı gerekçeleri ile red kararı verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde hem borcun bir kısmına, hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK.nun 50. maddesi hükmü gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              Takip dosyasının incelenmesinde; muteriz borçluya 08/04/2014 tarihinde örnek ... nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun, .../04/2014 tarihinde, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, dosya borcunun ise 07.04.2014 tarihinde takibin diğer borçlusu .... ..... ve Tic.A.Ş tarafından ödendiği görülmektedir. Somut olayda, hakkında takibe başlanan ve itiraz eden borçlunun rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, takibe konu borç, diğer borçlu ciranta tarafından ödenmiştir. Diğer borçlu tarafından dosya borcunun ödenerek dosyanın infaz edilmiş olması, itiraz eden borçlu yönünden itirazın esasının incelenmesine engel değildir. O halde, mahkemece, borçlunun borca ve imzaya itirazlarının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile itirazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....

                İcra İflas Kanununun 269/c maddesine göre borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş ise, itiraz sebeplerini açıkça bildirmek ve ödeme konusundaki itirazını noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmeye mecburdur. Somut olayda, davacı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesinde, kira ilişkisine, kira sözleşmesinin düzenlenmesine, sözleşmedeki imzasına itiraz etmemiş, borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Borçlunun kira sözleşmesine açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK'nun 269/2 maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Takibe dayanak olan kira sözleşmeleri davacı ile davalı arasında imzalanmıştır....

                Bu durumda iptal edilen takipten sonra alacaklının Çarşamba İcra Müdürlüğü'nün 2020/1924 E.sayılı dosyasıyla başlattığı takip yeni bir takip olup kendilerine örnek 7 ödeme emri tebliğ edilen davacı mirasçılar önceki takip dosyasındaki itiraz sebepleri ile bağlı olmaksızın bu yeni takibe karşı her türlü itirazı ileri sürme hakkına sahiptir. Bu nedenle mahkemenin iptal edilen takipte murisin imzayı inkar etmediğini gerekçe göstererek takibe dayanak belgeyi İİK.nun 68.maddesi anlamında imzası ikrar edilen belge kabul etmek suretiyle davanın kabulüne karar vermesi doğru olmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu