Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda borçlunun icra mahkemesine başvurusu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız takibe ilişkin bir itiraz olup, itirazı incelemeye yetkili ve görevli icra mahkemesi ise, İİK'nun 4. maddesi uyarınca icra takibinin yapıldığı yer icra dairesinin bağlı olduğu yer icra mahkemesidir. Bu yetki kanunu düzenine ilişkin olup kesindir. Bu nedenle, Gölbaşı İcra Müdürlüğünün 2015/1912 Esas sayılı icra dosyasında anılan takibe yönelik şikayet ve itirazları inceleme yetkisi ve görevi Gölbaşı İcra Mahkemesine aittir. O halde mahkemece, borçlunun itiraz ve şikayetlerinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yasanın açık hükmü gözardı edilerek, yanılgılı değerlendirme ile icra mahkemesinin yetkisiz ve görevsizliğine dair yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.08.1996 başlangıç tarihli 1 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı kira sözleşmesine dayalı olarak davalı-borçlu hakkında tahliye talepli 8.3.2012 tarihinde başlattığı takip talebi ile 2012 yılı Şubat ve Mart ayı kiralarının tahsilini istemiştir. Ödeme emri davalıya 10/03/2012 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı ödeme emrine süresinde itiraz etmediğinden takip kesinleşmiştir. Takibe konu Şubat ayı kirasının takip tarihinden önce 24.2.2012 tarihinde, Mart ayı kirasının ise, takipten sonra 22.3.2012 tarihinde yasal 30 günlük süre içerisinde ödendiği tüm dosya kapsamından anlaşıldığı gibi, bu durum mahkemeninde kabulündedir. Takibe konu ay kiraları yasal süre içerisinde ödendiğine göre temerrüt olgusu gerçekleşmemiştir....

      Davalı borçlular ödeme emrinin tebliğ üzerine süresinde itiraz ederek, dayanak yazılı kira sözleşmesindeki yükümlülüklerini yerine getirmekte olduklarını, USD üzerinden kararlaştırılan kira parasının % 10 artış ile yenilenmesi hukuki dayanaktan yoksun olduğundan davacı alacaklıdan borcun yapılandırılmasını talep ettiklerini, takip konusu borca, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmişlerdir. Yargılama davalıların yokluğunda yürütülmüş Mahkemece, davacıların dayandıkları kira sözleşmesi İcra İflas Kanunu’nun 68/1. maddesinde sayılı belgelerden olmadığı takibe konu alacağı ispat edemediklerinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Takibe ve davaya dayanak olan, 01.11.2012 başlangıç tarihli (3+2) yıl süreli yazılı kira sözleşmesinin varlığı, taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Kaldı ki, davalı kiracılar sözleşmenin varlığını kabul etmişler, açık ve kesin biçimde imza inkarında bulunmamışlardır....

        İcra Müdürlüğü'nün 2021/3369 Esas sayılı dosyası ile kapora iadesi amaçlı icra takibi başlattıkların, ancak takibe itiraz edildiğini beyanla, Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü'nün 2021/3396 Esas sayılı takibe yapılan kötü niyetli itirazın iptaline, itiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takibin kaldığı yerden devamına, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlunun aleyhine %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine borca yetecek tutarda ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Şti. arasında akdedilen 01.01.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanmış olup, borçlu kiracı itiraz dilekçesinde takibe dayanak yapılan kira sözleşmesine itiraz etmekle birlikte, dayanak kira sözleşmesindeki imzasını açıkça inkar etmemiştir. Davaya dayanak takip ile yazılı kira sözleşmesine dayanılmasına ve davalı borçlu kiracının takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmedeki imzasına karşı çıkmadığının anlaşılmasına göre İİK'nin 269/2 maddesi gereğince kira ilişkisi ve kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Takibe dayanak 01.01.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kira bedeli aylık 25.000,00 TL olarak belirlenip, kira bedeline ÜFE ve TÜFE ortalaması oranında artış yapılacağı kararlaştırıldığına göre, davalı borçlu takibe dayanak iş bu kira sözleşmesine göre kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini İİK’nin 269/c maddesinde belirtilen belgelerle kanıtlamak durumundadır....

          Açıklamasında bulunduktan sonra dilekçenin “sonuç” kısmında da “takibe ve borcun tamamına itiraz ediyor, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ediyoruz.” Şeklinde takip konusu borcun tamamına itiraz ettikleri İcra Müdürlüğünce de borcun tamamı yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan davacının, “takibe vaki itirazın iptali” istemiyle açmış olduğu bu davada da, harca esas dava değerini “9.500,00 TL” olarak belirterek, ödenmesi gereken peşin harç miktarını bu miktar üzerinden yatırdığı, bonolarda lehdar olarak görünen “Merkez Özdemir” ile davacı ...’in de aynı kişi olduğu tüm dosya kapsamıyla sabittir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak bononun teminat için verilmediğini, davacının bankaya olan borçlarına karşılık verildiğini, ayrıca takibe konu senede ilişkin borcun 56.504,85- TL olduğunu, borçlunun kısmi itirazlarını kabul ettiklerini, borç miktarının sehven hatalı olarak başlatıldığını, teminat senedi iddiası ve tazminat taleplerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Somut olayda, davacılar her ne kadar takibe dayanak senedin teminat senedi niteliğinde olduğuna yönelik iddiada bulunmuşlar ise de, bu iddia senet metninden açıkça anlaşılamadığı gibi, davacılarca senedin teminat olarak verildiğine dair herhangi bir yazılı belge de sunulamadığı gibi takip talebi ekinde bulunan genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde takibe dayanak bononun teminat senedi olarak verildiği hususunda herhangi bir kayda da rastlanmamıştır. Ayrıca davacıların bu iddiası davalı alacaklı tarafından açıkça reddedilmiştir....

            Somut olayda, davacı borçlunun, hakkında başlatılan adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takipte kendisine ödeme emri tebliğ edilmeden, 25/02/2019 tarihinde takibe itiraz ettiği, icra müdürlüğünün 26/02/2019 tarihli kararıyla itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği , alacaklının talebi üzerine davacı borçluya 15/08/2019 tarihinde ödeme emri tebliğ edilerek takibe devam edildiği görülmektedir. Alacaklının ödeme emrinin tebliği talebine dayanak yaptığı Marmaris İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/96 Esas 2019/94 Karar sayılı kararında, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, icra müdürlüğünün takibin durdurulması kararına ilişkin bir hüküm yer almamaktadır....

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşmeyi diğer davalının kefil sıfatı ile imzaladğını, davalı tarafın kredi borcunu ödememesi üzerine hesabın kat edilip takibe geçildiğin, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davaya cevap vermeyip, yargılamaya da katılmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesinde diğer davalının kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu, davalı tarafın kredi borcunu ödememesi üzerine yürütülen takibe davalıların haksız olarak itiraz ettiğini, davacının takip tarihi itibari ile davalılardan alacaklı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, %40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir....

              Dava, tahliye taahhüdü nedeniyle yapılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı kiralayan davalının verdiği 18/7/2007 düzenleme ve 1/4/2011 tahliye tarihli adi yazılı tahliye taahhütnamesine dayanarak, davalı hakkında kiralananın tahliyesi için Malatya 7.İcra Müdürlüğü’nün 2011/1940 esas sayılı dosyası ile 18/4/2011 tarihinde icra takibi yapmış, takibe süresinde itiraz eden davalı taşınmazı 31/12/2008 tarihinde tahliye ettiğini belirterek takibe itiraz etmiştir.İcra İflas Yasası’nın 62/5 maddesi hükmü gereğince borçlu takibin dayanağı senet (sözleşme) altındaki imzasını reddediyorsa bunu itirazında “ayrıca ve açıkça” beyan etmesi gerekir. Aksi takdirde icra takibi yönünden senetteki (sözleşmedeki) imzayı kabul etmiş sayılır.Davalı kiracı itirazında taahhütnamedeki tarih ve imzaya açıkça itiraz etmemiştir. Bu husus mahkemenin de kabulündedir....

                UYAP Entegrasyonu