Kooperatifine ait 2282 parsel üzerinde yer alan C Blok 2 nolu bağımsız bölümü bedelin tamamını ödemek suretiyle ve davalıyı da ortak yaparak satın aldığını, bilahare 09.11.2004 tarihinde yurt dışında yoğun tedavi gördüğü sırada kooperatifteki hakkını davalıya sattığı bilgisini içeren harici belge düzenlendiğini, geçerli olmayan bu belgenin kooperatif tarafından işleme konulmadığını, bunun üzerine davalı tarafından kooperatif aleyhine çekişmenin giderilmesi ve hisse devrinin tespiti isteğiyle açılan davanın kabulle sonuçlandığını, ancak temyiz yoluna başvurduklarını ve hükmün bozulduğunu, aşamada davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, fakat ihtiyati tedbir ve anılan kararlara rağmen kooperatifçe taşınmazın davalı üzerine kaydettirildiğini, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gibi, ½ kooperatif pay devrinin de sahte ve gerçek dışı işlemlerle gerçekleştirildiğini, miras bırakanın 2004 yılında bilincinin de yerinde olmadığını ileri sürerek, tapu iptali...
Bu düzenleme karşısında davalı alacaklıların hali hazırda masaya karşı takip yapmaları durumunda eldeki davanın konusuz kalabileceği ve giderilmesi güç zararlar doğacağı büyük olasılıktır. Bu durumda davacının geçici koruma koruma önlemi isteminin kabulü gerekirken yanılgılı gerekçe ile verilen ret kararının kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik ara karara istinaf başvurusunun kabulü ile; sadece davada taraf olan bankaların dava konusu takyidatlar nedeni ile yaptıkları takipler sonucu dava konusu taşınmazın cebri icra yoluyla satış işlemi yapılmasını engeller mahiyette teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Yine, ileride verilecek olan hükmün etkinliğini temin etmek üzere verilen ihtiyati tedbir kararının dava konusu ile aynı sonucu doğuracak bir ihtiyati tedbir kararı olduğunu iddia etmek de mümkün değildir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir talebine itiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı 6100 sayılı HMK'da düzenlenen zorunlu unsurları taşımadığından usule aykırı olduğunu, bununla birlikte kararın teminatsız verilmesinin haklı ve hukuki olmadığını, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için esas yönünden haklılığın yaklaşık olarak ispatlanması gerekirken bu yönde somut bir delil olmaksızın ve müvekkil dinlenmeksizin verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiği nedenleri ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına veya en azından müvekkile olan ve kabul ettiği itiraz etmediği ödenmeyen normal tüketim fatura borçlarının ödenmesini teminen ihtiyati tedbir kararının belirtildiği şekilde tavzih edilmesi, tedbir kararı verilecekse dahi davacının tüm borcu üzerinden teminata hükmedilerek karar verilmesi, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf...
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davalı şirketin taşınmazları üzerine ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ara kararında isabet görülmediğinden ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Buna göre: "Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile: Dava konusu Ankara İli, .... bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazın üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına. İhtiyati tedbir tapu kaydı üzerine konulduğundan takdiren teminat alınmasına yer olmadığına. Bu konuda Daire yazı işleri müdürünün yetkilendirilmesine." II-İstek halinde peşin alınan istinaf karar harcanın iadesine. III-İhtiyati tedbir talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince hükümle birlikte değerlendirilmesine....
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 14.02.2017 tarihli ilamı ile verilen karar onanmış olup taraflar bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir. 2-İİK 72/3-4 maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15'inden aşağı olmamak üzere göstereceği tazminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği, dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararının kalkacağı, buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış olmaktan dolayı doğan zararını gösterilen teminattan alacağı...
Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış olmaktan dolayı doğan zararını gösterilen teminattan alır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. Bu yasal düzenleme doğrultusunda davalı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve kararın fiilen infaz edilmesi gerekir. Somut olayda davalı aleyhine infaz edilmiş ihtiyati tedbir kararı olmadığı halde % 20 inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, davacı-borçlu aleyhine para cezası uygulanmasının şartları da oluşmamıştır. Hal böyleyken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7.maddesi gereğidir....
Somut olayda, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası söz konusu olduğundan, icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilemez ise de, İİK 72/3 maddesi kapsamında, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15'inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir....
DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, belirtilen dosyada 26.02.2021 tarihinde davacı adresine tedbiren abonelik yapılmasının sağlanmasına karar verilmiş olup ihtiyati tedbir kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının şartlarının oluşmadığını, talep eden taraf dilekçesinde dayandığı tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu, tedbir kararının teminatsız olarak verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tedbir kararının teminatsız olarak verilme sebebinin açıklanmasının da yasal zorunluluk olduğunu, tedbir kararına itirazları baki kalmak üzere, Tedbire itiraz dilekçelerinde belirttikleri üzere mahkeme aksi kanaatte ise dava değerinin en az %25 i oranında teminat şartına bağlanmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle ilk derece mahkeme ara kararının incelenerek bozulmasına ve düzeltilerek...