Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen takiplerinin durmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı bulunduğu gözetilerek, borçlu şirketler yönünden takibin iptaline, gerçek kişi borçlu hakkında ise takibin devamına karar verilmiştir.Her ne kadar takip, alacaklı banka vekili tarafından bu tedbir kararından sonra 01/02/2013 tarihinde başlatılmış ise de, mahkemece, ihtiyati tedbir kararı ile açılmış ve açılacak tüm takiplerin durdurulmasına karar verildiğinden ve icra hâkimi de mahkemenin vermiş olduğu bu kararı yorumlayamayacağından, mahkemece, tedbir kararından sonra açılan takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 21....
Ayrıca mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının ortaklığın giderilmesi dosyası kapsamında cebri icrayı durduracak nitelikte olmadığı da açıktır. Tüm bu nedenlerle somut olayda HMK'nun 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin şartları oluştuğundan yerel mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi ve dava konusu taşınmazın tapu kaydına 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulması ile davalının ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Yerel mahkemenin ara kararları ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup doğru görülmüştür....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/4-914 esas, 2002/999 karar ve 20.11.2002 tarihli kararında belirtildiği gibi “İ.İ.K.nun 72/1. maddesi, borçlunun, hakkında icra takibi yapılmasından sonra menfi tespit davası açabileceği gibi, henüz böyle bir takip yapılmadan da bu yola gidebileceğini öngörmüş; ikinci fıkrada, takipten önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkemenin, talep üzerine ve teminat alarak, takibin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceği düzenlenmiştir. Maddenin dördüncü fıkrası ise, borçlunun açtığı menfi tespit davasının alacaklı lehine sonuçlanması (davanın reddedilmesi) durumunda, ihtiyati tedbir kararının kalkacağını, davanın reddine dair kararın kesinleşmesi durumunda da, alacaklının ihtiyati tedbir kararı nedeniyle alacağına kavuşmakta gecikmesinden doğan zararının aynı davada karara bağlanacağını, bu zararın hiçbir surette %40 oranından daha az tayin edilemeyeceğini öngörmektedir....
ün yapı ruhsatı talepli başvurusuna istinaden idare tarafından yapılmış olan zımni ret şeklinde tezahür eder kararının iptaline, davalının yapı ruhsatı taleplerine ilişkin kararının ihtiyati tedbir ile durdurulmasına karar verilmesi talebiyle açıldığı, dosya kapsamında yapı ruhsatı talebi yönünden verilmiş bir yönetim kurulu veye genel kurul kararının olduğuna dair taraflarca beyanda bulunulmadığı, dosya kapsamıyla iddia ve talebin yargılamayı gerektirdiği, dava konusu uyuşmazlığın esasını çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden bahisle davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine,karar verilmiştir....
, menfi tespit davası hakkında 10.03.2011 tarihinde karar verildiği, bu tarih itibariyle yürürlükte olan HUMK’un 112.maddesi uyarınca kanundan dolayı ihtiyati tedbir kararının kalktığı, zira tedbir konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş, ihtiyati tedbir isteyen (davacı) vekili temyiz etmiştir.İcra ve İflas Kanunu’nun 72’nci maddesinin 4’üncü fıkrasına göre, “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar....
Taşınmaz mallar üzerine ihtiyati tedbir konulması halinde, genellikle taşınmazın başkasına devrinin yasaklanmasına (ferağdan men'ine) de karar verilmektedir ve üzerine ihtiyati tedbir konulan taşınmaz başkasına satılamamaktadır/devredilememektedir. Borçlu, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan taşınmazını başkasına satabilir/devredebilir (İİK m.26l, m.91). İhtiyati hacizde alacaklı ihtiyati haciz kesin hacze dönüşürse, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan mal icra dairesi tarafından satılır ve bedeli ile alacaklının alacağı ödenir. İhtiyati tedbirde ise, davacı davayı kazanırsa, üzerine ihtiyati tedbir konulmuş olan mal aynen davacıya verilir (teslim edilir). İhtiyati haciz ile ihtiyati tedbir arasındaki bu açık farka rağmen, uygulamada ihtiyati haciz yerine hatalı olarak ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmektedir....
Taşınmaz mallar üzerine ihtiyati tedbir konulması halinde, genellikle taşınmazın başkasına devrinin yasaklanmasına (ferağdan men'ine) de karar verilmektedir ve üzerine ihtiyati tedbir konulan taşınmaz başkasına satılamamaktadır/devredilememektedir. Borçlu, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan taşınmazını başkasına satabilir/devredebilir (İİK m.26l, m.91). İhtiyati hacizde alacaklı ihtiyati haciz kesin hacze dönüşürse, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan mal icra dairesi tarafından satılır ve bedeli ile alacaklının alacağı ödenir. İhtiyati tedbirde ise, davacı davayı kazanırsa, üzerine ihtiyati tedbir konulmuş olan mal aynen davacıya verilir (teslim edilir). İhtiyati haciz ile ihtiyati tedbir arasındaki bu açık farka rağmen, uygulamada ihtiyati haciz yerine hatalı olarak ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmektedir....
nin menkul ve gayrimenkul malları üzerine teminatsız olarak tedbir konulmak suretiyle, devir ve temlikleri ile şahsi veya ayni hak konulmasının engellenmesine, davacı Bülent Kavaklı'nın ortaklıktan doğan borçlarının tümünün dondurulmasına şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine yöneliktir. Davacı vekili dava dilekçesinde; gelinen aşamada T1 A.Ş.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.03.2006 gününde verilen dilekçe ile tahliye-alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, davalı ile aralarında daha önce görülen boşanma davasının yargılaması sırasında boşanma kararı kesinleşinceye kadar davalının dava konusu taşınmazda oturması için ihtiyati tedbir kararı verildiğini, boşanma kararı kesinleşmesine ve ihtiyati tedbir kararının kalkmasına rağmen davalının dava konusu taşınmazı tahliye etmediğini belirterek, davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesi ile 800,00 YTL ecrimisil bedelinin tahsili istemleri ile dava açılmıştır....
Ancak tespit edilen bu hukuka aykırılıklar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararda hukuka aykırılıkların niteliğine göre eksikliklerin dairemizce dosya üzerinden tamamlanması mümkün olup, davada ihtiyati tedbir talebi yönünden yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılması ve dairemizce ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü yönünde yeniden hüküm kurulması ve 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında kararla, davacının tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/967 E....