Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan deliller, hükme esas alınan------ miktarım zamanında------ bedeli tahakkuk ettirerek ----davacıya gönderdiği, davacının, faturayı itiraz kaydıyla 19.02.2015 tarihinde ödediği anlaşılmış olup --------------gereğince; Dava konusu somut olayda davacıya------- alınmaması gerekmektedir. Bu nedenle davacıdan tahsil edilen------ gerekmektedir. Davacıdan tahsil edilen ---- ile olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile, 56.764,01-TL nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı ---- alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi, icra hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesine göre, tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir. İcra ve İflas Kanunu’nun 15. maddesi ise, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir.Bu durumda icra dosyasına bildirilen haricen ödemelerle ilgili olarak borçluya muhtıra çıkartılarak tahsil harcına talep edilmesi gerekirken hem borçlu hem alacaklıya tahsil harcı için icra müdürlüğünce müzekkere yazılması isabetsizdir.O halde icra mahkemesince şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönündeki kararı isabetsizdir....

      elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı hususunun üçüncü şahsa bildirileceği, tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirilerini tebliğ alan üçüncü şahsın, borcunun olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiası var ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorunda olduğu, süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılacağı ve hakkında bu Kanun hükümlerinin tatbik edileceği, kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs itiraz süresini geçirmesi halinde bildirinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit...

        Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezaları, bu Kanunun 80 inci maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idarî para cezalarına karşı Kuruma itiraz etme veya yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak, Kurumca itirazın reddedilmesi veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 80 inci madde hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir” denilmektedir. Bu düzenlemeler karşısında İdari para cezalarının tahsili için davalı Kurumca 6183 sayılı Yasa gereğince çıkarılan ödeme emrinin iptali için açılacak davaların İş Mahkemesinde görüleceğinin kabulü gerekir....

          Başkanlığı aleyhine 19/07/2011 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; tahsil zamanaşımının dolması nedeniyle davanın reddine dair verilen 07/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Hakem sıfatıyla istemin tahsil zamanaşımının geçmesi nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. 3533 sayılı Kanunun 6. maddesine göre bu kanun uyarınca verilen kararların temyiz edilebilme niteliği olmayıp, bu kararlara karşı sadece itiraz mümkündür. Bu durumda dilekçenin itiraz niteliğinde olduğunun kabulüyle isteğin hakemce incelenmesi gerekir. SONUÇ: Gerekli inceleme hakemce yapılmak üzere dosyanın GERİ ÇEVRİLMESİNE 17/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan protokol gereği takip konusu ettikleri dosya alacağının haricen tahsil edildiğini ve icra müdürlüğüne haricen tahsil beyanında bulunularak tahsil harcının yatırıldığını, icra takibindeki faizin hatalı olduğundan bahisle davacı tarafça dava açıldığını ve Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/217 E.- 2021/156 K. sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiğini, taraflarınca istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, dosyanın istinaf incelemesinde olduğunu, icra takibine taraflarınca itiraz edildiğini, ödeme emri ve takibin iptali talebi ile Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/453 E. sayılı dosyası ile dava açtıklarını, dosyanın halen derdest olduğunu belirterek, bu davanın öncelikle usulden, bu talebin kabul edilmemesi halinde esastan reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme gerekçeli kararında özetle; Ankara 24....

            Konusu para veya para ile değerlendirilmesi mümkün bir şey (meselâ, taşınır, taşınmaz bir mal) olan icra takiplerinde buna tahsil harcı denir. Tahsil harcı, icra takibi konusunun değeri üzerinden nispi olarak alınır. Tahsil harcı da, borçluya ait olup, sonuçta ayrıca hüküm ve takibe gerek kalmaksızın borçludan tahsil olunur (İİK m. l5/1) (Kuru, Baki : İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, Ankara 2013, s. 118-119). 15. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Nispi harçlarda ödeme zamanı” başlıklı 28. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine göre icra tahsil harcı, icranın yerine getirilmesiyle doğar. 16....

              Öte yandan, süresinde ödenmeyen prim ve diğer Kurum alacaklarının bizzat Kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Kanun'un açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Kanun'da gösterilmiştir.506 sayılı Kanun'un 80/7. maddesinde Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesinin yetkili olduğu, 6183 sayılı Kanun'un 58/1. maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın ödeme emrine karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlemine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itiraz edebileceği bildirilmiştir.Bu 7 günlük itiraz süresi hak düşürücü süre olup süreyi geçiren borçlunun artık menfi tespit, istirdat gibi aynı konuda hiçbir mahkemede dava açması mümkün değildir. Çünkü 6183 sayılı Kanun'da İİK.'nun 72. Maddesine koşut bir hüküm yer almamaktadır. 6183 sayılı Kanun İİK.'...

                a borç olarak yansıtıldığının anlaşılması karşısında, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesinde yer alan; "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz kamisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur. Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır. İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir. İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı %10 zamla tahsil edilir. İtiraz komisyonlarının bu konudaki kararları kesindir....

                  Davacı her ne kadar faturaya konu bedelin mevzuata aykırı olduğunu bu sebeple iadesi gerektiğini savunmuş ise de; davacı tarafın ----- tarihli faturalara kendisine tebliğinden itibaren basiretli bir tacir gibi davranarak ---- gün içerisinde itiraz etmesi gerekirken itiraz etmeyerek içeriğini kabul ettiği, kendi usulüne uygun olarak tutulan yasal ticari defterlerine kaydettiği ve bu faturaların bedellerinin davalı tarafa ödediği birbiriyle uyumlu olan her iki tarafın defterleri ile sabittir....

                    UYAP Entegrasyonu