Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir ve bu nedenle re’sen nazara alınmalıdır. 6183 sayılı Kanun’un 58’inci maddesinde “vergi itiraz komisyonu”na itiraz edilebileceği öngörülmüş ise de; 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’la kurulan vergi mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle, itiraz komisyonlarının görevleri son bulduğundan, anılan 2576 sayılı Kanun’un 13 ve 15’inci maddeleri uyarınca, madde metninde geçen “itiraz komisyonu” terimi “vergi mahkemeleri”; “itiraz” terimi ise “dava” olarak anlaşılmalıdır....
Süresinde ödenmeyen prim ve diğer Kurum alacaklarının bizzat Kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Kanun'un açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Kanun'da gösterilmiştir. 506 sayılı Kanun'un 80/7. maddesinde Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesinin yetkili olduğu, 6183 sayılı Kanun'un 58/1. maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın ödeme emrine karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlemine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itiraz edebileceği bildirilmiştir. Bu 7 günlük itiraz süresi hak düşürücü süre olup süreyi geçiren borçlunun artık 7 günlük itiraz süresinden sonra (103. maddede düzenlenen ve yeniden başlayan zamanaşımı süresi sona erene kadar) menfi tespit, iptal gibi aynı konuda hiçbir mahkemede dava açması mümkün değildir....
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 6183 sayılı Yasa’nın 54.maddesinde "Cebren Tahsil ve Takip Esasları" düzenlenmiş,55.maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir "Ödeme emri" ile tebliğ olunacağı ve ödeme emrinin hangi unsurları içermesi gerektiği belirtilmiş,aynı Yasa’nın 58.maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabileceği ve itiraz üzerine izlenecek usul ve esaslar düzenlenmiştir....
İlk derece mahkemesince Davacının itirazlarında haksız çıkması sebebiyle 6183 sayılı Yasanın 58/4 maddesi uyarınca itiraza konu reddolunan miktarın %10'u kadar zamla tahsil edilmesi gerektiğinine hükmedilmiş ise de ; 6183 Sayılı Yasanın 58.maddesi düzenlemesinde ; " Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün (15 gün) içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur. Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır. (Mülga üçüncü fıkra: 28/1/2010- 5951/1 md.) İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir....
Maddesinde Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesinin yetkili olduğu, 6183 sayılı Yasa'nın 58/1. maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın ödeme emrine karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlemine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itiraz edebileceği bildirilmiştir.Bu 7 günlük itiraz süresi hak düşürücü süre olup süreyi geçiren borçlunun artık menfi tespit, istirdat gibi aynı konuda hiçbir mahkemede dava açması mümkün değildir. Çünkü 6183 sayılı Yasa'da İİK.'nun 72. Maddesine koşut bir hüküm yer almamaktadır. 6183 sayılı Yasa İİK.'na nazaran özel bir yasa olup uygulama önceliğine sahiptir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10.04.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.03.2004 gün ve 2004/10-164-170 sayılı kararları)....
-TL teminat tutarını bankadan aldığını, davalı şirket yetkilileri tarafından haksız olarak çekilen bu bedelin banka tarafından müvekkilinden tahsil edildiğini, bu nedenden dolayı ... İcra Müdürlüğünün .../... esas sayılı dosyası ile icra takibine itiraz edildiğini ve haksız olarak takibin durdurulduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline takibin % 20'den az olmamak üzere tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirkete dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak davalı şirketin davaya cevap vermediği anlaşılmıştır. Dava: davacı tarafından çek bedelinin banka aracılığıyla davalıya ödenmesine rağmen, bedelsiz kalan çekin muhatap bankaya ibrazı ile zorunlu karşılığın tahsil edilmesi ve muhatap banka tarafından zorunlu karşılığın davacıdan tahsil edilmesi nedeniyle zorunlu karşılık bedelinin davalıdan tahsil için girişilen takibe yapılan itirazın iptali davasıdır. ......
zorunda olduğu, üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılacağı ve hakkında kanun hükümlerinin tatbik olunacağı, 4. fıkrasında, herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahsın haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda olduğunu, 6. fıkrasında da, üçüncü şahsın, haciz bildirisi üzerine yedi gün içinde alacaklı tahsil dairesine itiraz ettiği takdirde, alacaklı amme idaresinin bir yıl içinde, yapılan itirazın aksini genel mahkemelerde açacağı davada ispat ederek, üçüncü şahsın İcra ve İflas Kanununun 338. maddesinin birinci fıkrasına göre cezalandırılmasını ve borçlu bulunduğu tutarın ödenmesine hükmedilmesini isteyebileceği hüküm altına alınmıştır....
(X)-KARŞI OY : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Üçüncü Şahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi" başlıklı 79. maddesinin birinci fıkrasında, hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacak ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle, haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczinin, borçlu veya zilyet olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılacağı, tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu, ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağının bildirileceği; üçüncü...
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Sinanpaşa İcra Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava davacı .... Başkanlığı alacağının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca sıra cetvelinde öncelikli olduğu iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Verilen önceki hükmün görev noktasından bozulması üzerine mahkemece garameten paylaştırma sağlayan sıra cetveline yönelik davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'a göre kamu alacakları için konulmuş kesin hacizlere üçüncü kişilerin iştirak hakları bulunmamaktadır....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....