Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki kefalet taahhütnamesinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından yapılan takibin asıl borçlusunun ...Şti olduğunu, müvekkilinin Müşterek Borçluluk ve Müşterek Kefalet Taahhütnamesinde kefil olarak imza attığından takipte kefil sıfatının bulunduğunu, taahhütnamenin boş olarak imzalatıldığını ve miktarının sözlü olarak 3.000.000.000.TL olması istendiği halde, miktar kısmının anlaşmaya aykırı olarak 120.000.000.000.TL olarak yazıldığını ileri sürerek belgenin geçersizliğinin tespiti ile iptalini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....

    Hukuk Dairesinin bir kararına göre “…para alacağına ilişkin uyuşmazlıklarda ihtiyati tedbir değil, İİK’nun 257....

    Basım, Ankara 2012, S. 873). 6100 sayılı HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, genel bir ihtiyatî tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. 6100 sayılı HMK’nun ihtiyati tedbir kararına itiraz başlıklı 394. maddesinde; " (1) Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir....

    Asliye Ticaret Mahkemesince de ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmiş olmasının tedbir talebinin haklılığını açık biçimde gösterdiğini belirterek, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesince 17.11.2022 tarihli duruşmada verilen, şantiyenin boşaltılmasının önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılması ve şantiyenin boşaltılmasının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbir HMK'nın 389 vd maddelerinde düzenlenmiş olup, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir....

      düzenlenirken boş olarak alınan tahliye taahhütnamesini doldurarak vekil edeni hakkında haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını, takibe tahliye taahhütnamesinin geçerli olabilmesi için evli olarak verilen tahliye taahhütnamesinde davalının eşinin de imzasının alınması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      dendiğini,mahkemece ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini,verilen tedbir kararıda yargılama konusu olmadığını, mahkeme de açılan dava tahliye değil, menfi tespit veya kira tespit davası olduğunu, Adana 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/108 Esas sayılı dosyasında,16/09/2021 tarihinde verilen itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesine yönelik karar İİK'nun 269/c hükmü gereğince, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi kararı olduğunu, bu karara karşı başvurulacak kanun yolu, yine İİK.nun 269/c son maddesinde " Borçlu tahliye kararı hakkında 36'ıncı madde hükmünden faydalanabilir." denilmekte olduğunu, İİK. 36 Maddesi gereğince de, borçlunun izleyeceği yol, borçlunun göstereceği ve mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında kendisine verilen süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinden tehir-i icra kararı getirmek olduğundan verilen 20/09/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya uygun olmadığından kaldırılmasına karar verilmesini talep...

      - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 21.07.2008 tarihli satış sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak 12.10.2010 tarihinde feshedildiğini, feshin sözleşme şartlarına uygun olarak yapılmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile sözleşmenin halen yürürlükte olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, satış sözleşmesinin 23. maddesinde açıkça tahkim şartının bulunduğunu, Alman Hukuk ve Uluslar arası Tahkim Heyetinin yetkisinin kabul edildiğini, 18.11.2010 tarihinde 1CC'de yargılamaya başlanıldığını ve verilen ihtiyati tedbir kararının haksız olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, HMK'nun 114.maddesi kapsamında; mahkemenin yargı hakkının bulunmadığı, tahkim şartı olup, tahkim yargılamasının devam ettiği anlaşılmakla HMK'nun 115/2.maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        Mahkeme ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; Ankara Batı 4....

        Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların aile konutu olarak kullandıkları Kılınçarslan Mahallesi Boyalı Sokak Reyhan Sitesi B Blok 6/25 Selçuklu/Konya adresindeki dairede kiracı olarak oturduklarını, boşanma davasının açılmasıyla birlikte davalıların kendi aralarında sonradan bir yazılı tahliye taahhüdü düzenleyerek ve kendi aralarında yazışma ve ihbarnameler yaparak davacı ve çocukları bu evden tahliye etmeye çalıştıklarını, tahliye taahhütnamesinin davalı koca tarafından muvazaalı olarak düzenlendiğini belirterek dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile tapu kayıtlarına bu şekilde işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu