Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/530 Esas-2019/605 Karar sayılı dosyasında itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin kabulüne karar verildiğini, icra müdürlüğünden tahliye ilamı doğrultusunda borçlunun tahliye işlemlerinin yapılmasını talep ettiklerini, tahliye taleplerinin İİK.362/a bendi uyarınca reddedildiğini, müvekkili açısından tahliyenin eğitim ve öğretim döneminin sonuna bırakılmasının gerçek anlamda büyük maddi kayıplara sebep olacağını, eğitim ve öğretim süresinin bitmesine yaklaşık 8 ay gibi uzun bir süre bulunduğunu, tahliye yapılmaması ve eğitim ve öğretim yılının sonuna kadar beklenmesinin müvekkilinin mağduriyetine sebep olacağını, kira alacaklarının tahsil edilip edilmeyeceğinin şüpheli olduğunu belirterek, 25/10/2019 tarihli tahliye taleplerinin reddine dair işlemi hakkındaki şikayetin kabulüne, işlemin kaldırılmasına veya düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetçi tarafından Manisa 1....

Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın kabulü ve tahliye yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilince takip talebinde tahliye yolunun seçilmediği sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; dairemizin önceki kararlarında da benimsendiği üzere Örnek 13 ödeme emri tahliye istemli kira alacakları ile ilgili olarak düzenlenen bir takip türü olup doğası gereği tahliye arzusunu ortaya koyduğundan, davalı borçlu kiracı tarafından, takip talebinde tahliye istemi bulunmamasına rağmen icra dairesince takip talebine aykırı olacak şekilde Örnek 13 ödeme emri düzenlenmesi ve tebliğ edilmesi halinde ödeme emrinin iptali için şikayet yoluna başvurulmadığı sürece alacaklının icra mahkemesinden tahliye talebinde bulunmasına yasal engel bulunmamaktadır....

Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenilmeden tahliye isteminde bulunulamaz. Bu durumda mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda ( 2 ) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı borçlunun tahliyeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 30.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı tarafça tahliye istemli dava, İİK.'nun 269/1 yollamasıyla TBK'nun 315.maddesi uyarınca verilen, yasal 30 günlük süre beklenmeden 26/04/2016 tarihinde açılmıştır. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenmeden tahliye isteminde bulunulamaz. Bu durumda mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı borçlu vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenilmeden tahliye isteminde bulunulamaz. Bu durumda mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda ( 2 ) no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalının tahliyeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 01/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacı tarafça tahliye istemli dava, İİK.'nun 269/1 yollamasıyla TBK'nun 315.maddesi uyarınca verilen, yasal 30 günlük süre beklenilmeden 07/12/2015 tarihinde açılmıştır. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenilmeden tahliye isteminde bulunulamaz. Bu durumda mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur....

          Davacı tarafça tahliye istemli dava, İİK.'nun 269/1 ve TBK'nun 315.maddesi uyarınca, yasal 30 günlük süre beklenilmeden 12.03.2013 tarihinde açılmıştır. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenilmeden tahliye isteminde bulunulamaz. Bu durumda mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle kararın alacağa ilişkin kısmının ONANMASINA, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın tahliyeye ilişkin kısmının BOZULMASINA ve onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı tarafça tahliye istemli dava, İİK.'nun 269/1 yollamasıyla TBK'nun 315.maddesi uyarınca verilen, yasal 30 günlük süre beklenilmeden 01/06/2016 tarihinde açılmıştır. Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi beklenilmeden tahliye isteminde bulunulamaz. Bu durumda mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur....

              Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Şikayetçiye tahliye emri yerine muhtıranın gönderildiği tarihte her ne kadar, ihale kesinleşmiş ve alıcı adına tapuda tescil işlemi yapılmış ise de, daha sonra ihalenin yapıldığı tarihten bir yıl geçmeden borçlu T2 tarafından ihalenin feshi davası açılmış olduğundan ötürü, borçluya icra dairesi tarafından tahliye emri yerine gönderilen muhtıra "ihale kesinleşmeden" gönderilmiş duruma düştüğünü, yerel mahkeme tarafından tedbir ve şikayetlerinin kabulüne karar verilmediğinden ötürü, muhtıra gönderilen 80 yaşındaki müvekkili T1 açısından telafisi imkansız zararlar doğacağını açıklanan nedenlerle yerel mahkeme tarafından verilen tedbirin ve şikayetin reddine ilişkin kararların kaldırılarak, şikayetlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Bursa 9. İcra Müdürlüğü'nün 2020/7804 esas sayılı dosyasından davacılara İİK 135. Maddesi uyarınca gönderilen muhtıraya ilişkin şikayettir....

              Ltd.Şti , T5, Dilaver Temel ve İsmail Parlak arasında protokol imzalandığını, protokole göre 3 ayrı taşınmazın bankaya devrinin öngörüldüğünü , devredilen taşınmazların kullanım hakkının 31/07/2020 tarihine kadar T5'e bırakıldığını, davalının protokolün hükümlerine uyduğunu, buna rağmen bankanın protokol hükümlerine uymayarak 31/07/2020 tarihini beklemeksizin taşınmazın tahliyesi için İİK 135 maddesi gereğince tahliye emri gönderdiğini, tahliye emrinin iptaline mahkemece karar verildiğini, haksız kullanım olmadığını, davalı Fadime tarafından tapu iptali ve tescil davası açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; "İhtiyati haciz talebinin REDDİNE" karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu