Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 135/2. maddesine göre; "Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akde dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise on beş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmez ise zorla çıkarılıp taşınmaz alıcıya teslim olunur."...

kullanıldığının dosya içeriğinden belli olduğunu, taşınmazın alacaklıya teslim edilmemesinin İİK'na aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek 08/01/2020 tarihli müdürlük kararının iptali ile borçlu T3'un taşınmazı tahliye etmesi için tahliye emri gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

İİK'nun 274/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirir. Bu suretle itiraz tahliye takibini durdurur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasa maddesine göre; itirazın, tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. Bu hüküm uyarınca borçlunun süresinde tahliye emrine itiraz etmesi halinde takibin icra müdürlüğünce durdurulması gerekir. Aksi yönde verilen karar, bir hakkın yerine getirilmemesi niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tâbi olmaksızın şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda, tahliye emrinin 22.10.2015 tarihinde tebliği üzerine borçlunun 28.10.2015 tarihinde, yasal itiraz süresi içerisinde, tahliye emrine itirazı üzerine takibin icra müdürlüğünce 28.10.2015 tarihinde kesin olarak durdurulmasına karar verildiği görülmüştür....

    kararının iptaline, tahliye ve teslim taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2020/10540 E. sayılı dosyasında taşınmaz tahliye veya teslimine ilişkin icra takibi başlatıldığını, icra emrinin 24.07.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, icra emrine dayanak kararın İstanbul 11. İcra Mahkemesi'nin 2016/772 E, 2017/347 K. sayılı tahliye kararı olduğunu, iş bu kararın 09/05/2017 tarihinde kesinleştiğini, tahliye kararından sonra tarafların uzlaşması neticesinde kiraya zam yapıldığını, kiraların düzenli olarak ödendiğini, taraflar uzlaşmadan önce verilen tahliye kararının hükümsüz hale geldiğini, alacaklı tarafından aradan 3 yıl geçtikten sonra icra takibinin hukuka aykırı olduğunu belirterek takibin iptali ve tahliye işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    İİK’nun 135/2. maddesi hükmüne göre, bir ayırıma gidilmeksizin taşınmazın borçlu veya üçüncü kişi tarafından işgal edilmekte olması tahliye emrinin gönderilmesi için yeterlidir. Kaldı ki, ihalenin kesinleşmesi ve taşınmazın borçlu ya da üçüncü kişi tarafından işgal ediliyor olması durumunda ihale alıcısının tahliye emri gönderilmesini talep etmesi halinde icra müdürlüğünün bu hususta bir takdir hakkı bulunmayıp tahliye emrinin gönderilmesi zorunludur. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2019/13860 Esas- 2020/6147 Karar sayılı ilamı) Diğer taraftan, TMK.’nun 688. maddesine göre; “Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır. Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir” hükmü yer almaktadır....

    Mahkemece; borçlunun icra mahkemesine başvurusu bir yönüyle itiraz niteliğinde olup, İİK 274. maddesine göre itirazın, tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. Buna göre, borçlunun itirazı, icra dairesine yasal sürede itiraz edilmesi ve alacaklı tarafından da itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece incelenir. Şikayet yoluyla icra mahkemesinden takibin iptali istenemez (Yargıtay 12. HD. 2016/30390 Esas 2018/3310 Karar; 2015/22537 Esas 2015/32557 Karar). Dolayısıyla, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte mahkemece iddialarının incelenmediğini, savcılık soruşturmasının devam ettiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

    . davalıya ödemeyi kabul ettiğini, davalı tarafça yukarıda da belirtildiği üzere müvekkiline İİK 135. maddesi uyarınca tahliye talebini içerir icra emrinin gönderilmediğini ve yine müvekkili aleyhine ecrimisil talepli bir dava açılmadığını, ecrimisil bedelinin davalı tarafça belirlendiğini ve bu bedelin tahliye tehdidi ile müvekkiline kabul ettirildiğini, kendisinden tahliye baskısı ile alınan ve hukuken böyle bir borcu olmayan müvekkilinin belgede belirlenen taksitlerden 04/09/2019 tarihli 1.950,00 TL.'...

    Somut olayda, alacaklı tarafından, yazılı kira sözleşmesi ile kiralanan taşınmazın kira süresinin bitmesi nedeniyle tahliyesi talebiyle ilamsız icra takibine başlandığı, borçluya örnek 14 numaralı tahliye emrinin 13.11.2015 tarihinde tebliği üzerine, borçlunun icra müdürlüğüne 18.11.2015 tarihinde verdiği itiraz dilekçesi ile, tahliye emrine konu taşınmaz ile tahliye taahhütnamesinde belirtilen taşınmazın adreslerinin farklı olduğunu ve tahliye taahhütnamesinin baskı altında alındığını ileri sürerek takibin durdurulmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce, itiraz merciinin icra mahkemesi olduğu gerekçesiyle 20.11.2015 tarihinde talebin reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 274/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirir. Bu suretle itiraz tahliye takibini durdurur" hükmüne yer verilmiştir....

      ya İİK.nun 135. maddesi gereğince 27.07.2010 tarihinde tahliye emri gönderildiği, İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesince 25.10.2010 tarihinde tahliye emrinin iptaline karar verilmesi üzerine dosyanın ilgili Yargıtay Dairesi tarafından bozulduğu ve karara direnilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2012/12-38, 2012/163 sayılı ilamında belirtildiği üzere; "Şikayetçi tarafın delil olarak ileri sürdüğü kira sözleşmesi adi yazılı nitelikte olup İİK.nun 135/2. maddesinde sayılan niteliğinde olmadığı, bu nitelikteki belgeler geçmişe dönük olarak her zaman düzenlenebileceğinden, yasanın aradığı nitelikte bir belge olarak kabul edilemez....

        UYAP Entegrasyonu