Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre tahliye ihtarlı ödeme emri TBK 315 ve 362 maddelerinde yazılı ihtarı ve kanuni maddeleri geçtikten sonra icra mahkemesinden borçlunun kiralanan şeyden çıkarılmasını isteyebileceği tebliğini ihtiva eder. Kiracıya kira borcunu ödemesi için verilecek süre adi kiralarda TBK’nın 315 maddesine göre 30 gün, hasılat kiralarında TBK’nın 362 maddesine göre 60 gündür. Ödeme emrinde İİK 269. maddesinin ikinci fıkrasına göre borçlunun itiraz sebeplerini 62 madde hükümlerine göre icra dairesine bildirebileceği ihtarını da içerir. Ödeme emrinin hüküm ve sonuç doğurması, borçlunun temerrüde düşürülebilmesi için ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmiş olması şarttır. Ancak ödeme emrinin tebliğinden itibaren borçluya ödeme süresinin sonrasında alacaklı icra mahkemesinde itirazın kaldırılması ve tahliye, itiraz edilmemiş ise sadece tahliye ister....

    DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Müvekkili ile davalı arasında İİK uyarınca bir ilişkinin söz konusu olmadığını, tahliye talep edilmesi halinde "TBK" uyarınca takip edilmesi gerektiğini, Mahkeme ara kararında ihtiyati tedbirin reddi neticesinde davaya konu taşınmazdan müvekkil İİK uyarınca tahliye edilir ise ve eldeki haklı dava kazanıldığında müvekkilin uğradığı maddi zarar önü alınmaz ve telafisi imkansız bir zarar olacağını, davanın mahiyetine aykırı olarak İİK işaret edilerek talebin reddine karar verilmesi Hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğünü ihlal ettiği gibi adil yargılanma hakkını ve hak arama özgürlüğünü de ihlal ettiğini, eksik inceleme ile sadece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, mahkemece tahliye işleminin tedbiren durdurulmasınına ne de malın tesliminin durdurulmasına karar verilmediğini, ihtiyati tedbir kararı verilmeyip müvekkilin hukuka aykırı bir şekilde davaya konu yerden tahliye edilmesi halinde eldeki tespit davasının...

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davasını usulen yanlış bir şekilde açtığını, 21/06/2018 tarihli tahliyle emrinde gerekli ihtarda bulunulduğunu, uyap üzerinden ve fiziki dosya kontrol edildiğinde davacı tarafın satış memurluğunca bir dilekçe sunmadığını ve sözlü olarak bildirimde bulunduğuna dair bir tutanağın olmadığını, tahliye emrinin itiraz yolunun usulüne uygun aykırı davrandığını ve artık bu aşamada davacının yasal hakkının bulunmadığını, davacı tarafın kanun hükümlerini yanlış uyguladığını ve doğrudan tahliye emrinin iptali için dava açtığını, fakat İİK hükümlerine göre tahliye emrine itiraz edene dava açma hakkı tanınmadığını, bunun sadece itirazın kaldırılması için düzenlendiğini, davacı tarafın tahliye emrinde açık adres yazılmadığından bahisle tahliye emrinin iptalini istediğini, davacı tarafın bu beyan ve taleplerinin tamamen tahliyeyi geciktirmek için yapılmış kötüniyetli hamleler olduğunu, davacının bir zamanlar hissedar olduğu ve fiilen oturduğu taşınmazın...

    Üçüncü kişi bu tahliye emrine karşı asıl takibin yapıldığı yer icra mahkemesine şikayette bulunabilir. Somut olayda ise, İİK'nun 135/2. maddesine uygun olarak bir tahliye emri çıkarılmadan talimat icra müdürlüğünce tahliyesi istenilen taşınmaza gidilerek tahliye ihtarında bulunulduğundan, talimat icra dairesinin bu işlemine yönelik şikayeti, talimat icra dairesinin bağlı olduğu ... İcra Mahkemesi incelemeye yetkilidir. İİK'nun 135/2. maddesi uyarınca tahliye emri çıkarılmadan usul ve yasaya aykırı olarak yapılan talimat icra müdürlüğü işleminin iptali gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      nun 269. maddesi gereğince, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini, İİK 62. madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Ancak iş bu dava açılmadan önce davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde borçlu kiracıya tahliye ihtarlı ödeme emri tebliğ edilememiştir. Ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından, yukarıda anılan maddedeki süreler işlemez. Borçlunun haricen takibi öğrenip icra dairesine itiraz etmesi, yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece, bu nedenle istemin reddine karar vermek gerekirken, işin esasına girilerek yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru değildir....

        GEREKÇE: Uyuşmazlık, tahliye taahhüdüne dayalı takibin ve tahliye emrinin iptali talebine ilişkindir. Hatay İcra Dairesinin 2019/1848 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 tarafından borçlu Eser Alparslan hakkında 10/04/2018 düzenleme tarihli 01/01/2019 tarihinde tahliye edileceği taahhüdünü içerin yazılı belge ile 14/01/2019 tarihinde takip başlatıldığı, örnek 14 ödeme emrinin 18/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, takibe itiraz edilmediği, 08/02/2019 tarihinde tahliye işlemi için taşınmaza gidildiği, taşınmazda bulunan T1 bir hafta süre verildiği, şikayetin 15/02/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. Taşınmazların ilamsız icra yolu ile tahliyesinde, tahliyesi istenen yerde, kiracıdan başka kişi ile karşılaşılması halinde, uyulması gereken usul İİK'nun 276. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddede "Tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika gösteremezse derhal tahliye olunur....

        İcra ve İflas Yasasının 135/2 maddesinde; "Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi belgeyle belgelenmiş bir sözleşmeye dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekteyse 15 gün içerisinde tahliye etmesi için borçluya veya işgal edene tahliye emri gönderileceği" belirtilmiştir. Davalıların ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmazı birlikte satın aldıkları, pay ve paydaş çoğunluğunu sağlamaları nedeniyle tahliye taleplerinde usule aykırılık bulunmadığı, davacının dayanmış olduğu kira sözleşmesinin 01/06/2018 tarihi ortaklığın giderilmesi davasının açılış tarihinin ise 06/08/2013 tarihi olması söz konusu dayanak belgenin ortaklığın giderilmesi davasından sonraki tarihlere dayanması nedeniyle İİK'nun 135/2. maddesindeki belgelerden olmadığı ve davacıya tahliye emri gönderilmesinin usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır....

        DEĞERLENDİRME : Dava, öncelikle İİK'nın 269/a maddesi uyarınca tahliye istemine, davalının mahkemenin 2020/345 Esasında kayıtlı davadaki isteminin kabulü halinde ise İİK 269/c madde ilişkindir. Kuşadası İcra Müdürlüğü’nün 2020/8934 Esas sayılı dosyasının incelemesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 2020 yılı kira alacağı açıklaması ile 36.000,00 TL asıl alacağın ferileri ile birlikte tahsili talebi ile tahliye talepli takip yapıldığı, davalıya ödeme emrinin sadece Kuşadası Aydın adresi yazılarak tebliğe çıkarıldığı, adres yetersizliğinden iade edildiği, bunun üzerine bu kez Camikebir Mah., Bahar Sokak, No:27, Kuşadası/Aydın adresi yazılarak gönderilen ödeme emrinin 27/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 06/11/2020 havale tarihli dilekçe ile takibe itiraz edildiği....

        Selçuklu /KONYA adresinde bulunan fabrika nitelikli taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki yazılı kira sözleşmesinin 29.02.2021 imza ve 01.03.2021 başlangıç tarihli olup bir yıllık olduğunu, kira sözleşmesinden sonra 30.04.2021 tarihinde ayrıca tahliye taahhütnamesinin düzenlendiğini, buna göre davalının kiralanan 30.04.2022 tarihinde tahliye edeceğini kayıtsız şartsız kabul ve taahhüt ettiğini, ancak bu tarihin geçmiş olmasına arğmen taşınmazın tahliye edilmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından Konya .İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile Örnek-14 tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine başladığını, ancak davalının, tahliye emrinin tebliğinden sonra 03.06.2022 tarihinde icra müdürlüğüne dilekçe yazarak "tahliye taahhütnamesinde imzanın kendilerine ait olmadığından" bahisle itiraz ettiğini ve takibi durdurduğundan bahisle; Davanın kabulü ile davalının Konya .İcra Müdürlüğü'nün ......

          İcra Müdürlüğünün 2017/17179 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine yapılan takipte takibe dayanak gösterilen sözleşmenin takip talebi ile birlikte icra müdürlüğüne sunulmadığı, ödeme emri ekinde taraflarına suretinin tebliğ edilmediği, bu hususun İİK 58. Ve 61. Maddelerine aykırı olduğu, ayrıca müvekkilince davaya konu alacak borç yönünden açılan menfi tespit davasında İzmir 8. Tüketici Mahkemesinin 2018/454 Esas, 2020/135 Karar sayılı 16/06/2020 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, alacaklı tarafından bu karar takip dosyasına sunularak bu ilama göre düzenlenen icra emrinin taraflarına 01/09/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak tebliğ edilen icra emrinin menfi tespit davasında verilen ilama uygun düzenlenmediğini, müvekkilinden talep edilen alacakların fahiş olduğunu beyanla, davanın kabulü ile ödeme emrinin ve 01/09/2020 tarihinde tebliğ edilen icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

          UYAP Entegrasyonu