Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan tüm bu bilgiler ışığında görülmekte olan davadaki üstün zilyetlik hakkının belirlenmesine ilişkin delillerin irdelenmesine gelince; dosyada mevcut teknik bilirkişilerin 22.5.2008 tarihli rapor ve krokisinde A, B ve D harfleriyle gösterilen dava konusu parsel dahilinde bulunan toplam 783,41 m2 taşınmaz bölümünün ve üzerinde mevcut seranın 7-8 yıldır davalılar zilyetliğinde bulunduğu, aynı parsel içinde yer alan davacılar zilyetliğindeki bölümün kadim su arkıyla ayrıldığı yerel bilirkişi ve taraf tanıkları tarafından bildirilmiştir. Bu açıklamalar karşısında davalıların üstün zilyetliğinin varlığının kabulü gerekir. Kaldı ki, TMK.nun 984. maddesi hükmüne göre gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayıp iki ay ve herhalde bir yıl geçmekle düşer....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmaz...II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 08.03.1996 gün ve 4051 sayılı kararı ile 1. grup korunması gerekli ......

      Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine Temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapusuz taşınmaz üzerinde TEDAŞ tarafından geçirilen enerji nakil hattı nedeniyle zilyetliğinin tespiti isteğine ilişkindir. TEDAŞ'ın taşınmaz üzerinden nakil hattı geçirmesi irtifak hakkının kullanılması niteliğindedir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4. maddesinde "Taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılması yerine amaç için yeterli olduğu takdirde taşınmaz malın belirli kesimi, yüksekliği, derinliği veya kaynak üzerinde kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulabilir." denilmiştir....

        Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine Temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapusuz taşınmaz üzerinde TEDAŞ tarafından geçirilen enerji nakil hattı nedeniyle zilyetliğinin tespiti isteğine ilişkindir. TEDAŞ'ın taşınmaz üzerinden nakil hattı geçirmesi irtifak hakkının kullanılması niteliğindedir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4. maddesinde "Taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılması yerine amaç için yeterli olduğu takdirde taşınmaz malın belirli kesimi, yüksekliği, derinliği veya kaynak üzerinde kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulabilir." denilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı davaya konu 870 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde evi, ağaçları ve serasının olduğunu beyan ederek zilyetliğinin korunmasını talep etmiştir. Davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır....

            (HGK'nun 12.05.1982 gün, 1979/8-589 Esas, 1982/482 Karar) Somut olaya gelince; dava konusu yerde davacının zilyetliğin korunması talep edildiği ve mülkiyet hakkına ilişkin talepte bulunmadığına göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın zilyetlik hükümleri çerçevesinde çözümlenip sonuçlandırılması gerekir. Eş anlatımla bu tür davalarda taşınmaz üzerinde hangi tarafın üstün ve korunmaya değer zilyetliğinin bulunduğunun saptanması uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi gerekir. Tüm bu hukuki ve yasal bilgilerin ışığında, görülmekte olan davadaki üstün zilyetlik hakkının belirlenmesine ilişkin iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              TMK'nun 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğine müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Ancak, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayanıldığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır. (HGK'nun 25.11.2009 tarih ve 2009/8-518 Esas, 573 Karar). Somut olayda; uyuşmazlık konusu taşınmaz ve üzerinde hafif yapı niteliğinde olmayan yapının zilyedi olduğu iddiasıyla açılan davada, davacının arkasında barındırdığı hak nedeniyle, dava 6100 s. HMK. 4/c maddesinde yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davasıdır. Başka bir anlatımla dava, TMK'nun 683.maddesine dayalı elatmanın önlenilmesi isteğine ilişkindir. Dava tarihinde geçerli olan 6100 sayılı HMK.nin 2. maddesi uyarınca malvarlığı haklarına ilişkin davaların asliye hukuk mahkemesinde çözümleneceği düzenlenmiştir. Buna göre uyuşmazlığın ... 4....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz zilyetliğinin tespiti ... ile Hazine ve ... ve müşterekleri aralarındaki taşınmaz zilyetliğinin tespti davasının görev yönünden reddine dair .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 23.08.2013 gün ve 470/149 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilliyetliğin tesbiti ve korunması istemli K A R A R Davacı 6831 sayılı Yasanın 2/b maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan uyuşmazlık konusu taşınmazlarda zilyetliğinin tespiti isteğinde bulunduğuna ve Hazine taraf olduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (20.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 09.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Mahkemece, davanın kabulü ile 38 parsel sayılı taşınmazda 14/12/2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen 53.299,00 m2'lik alanda davacının zilyet olduğunun tespiti ile davalının müdahalesinin önlenmesine, davacının zilyetliğinin korunması ile davacıya bu yerin teslimine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosya arasında bulunan dava konusu 38 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydına göre, taraflar taşınmazda paydaş olup, davacı taraf mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve zilyetliğin korunması isteğinde bulunmuştur. TMK'nin 981, 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Oysa somut olayda davacı hakka dayanarak dava açmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu