Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti ... ile Hazine ve Karacaören Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki taşınmaz zilyetliğinin tespiti davasının kabulüne dair Boyabat Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 01.04.2010 gün ve 13/244 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına 15.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Somut olayda; dava konusu taşınmazların ham toprak vasfıyla Hazine adına kayıtlı olduğu, davacının mülkiyet iddiasının bulunmadığı, münhasıran Hazine adına kayıtlı olan taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin korunması ve tespiti istemi olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda; az yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ve 6100 sayılı HMK'nın 4/c maddesi uyarınca davaya bakmakla görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Bu sebeple, Silvan Sulh Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle, 1- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Silvan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE. 2- Dosyanın merci tayini isteminde bulunan mahkemeye gönderilmesine. Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 22/2 ve 362/1- c maddeleri gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi....

    Uyuşmazlık, davanın "zilyetliğin korunması davası" mı yoksa kira sözleşmesine dayalı "şahsi(kişisel) haktan kaynaklanan" bir dava mı olduğu ve varılacak sonuca göre davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine mi, sulh hukuk mahkemesine mi ait olduğu noktalarında toplanmaktadır. Öncelikle, konuya ilişkin yasal düzenlemeler üzerinde durulmalıdır; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 4-c. maddesinde yer alan düzenlemeye göre; "Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları görürler" 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir ... bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Türk Medeni Kanunun 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır....

      Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir. Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 15.06.1983 gün ve 3351/679 sayılı; 25.11.1987 gün ve 394/876 sayılı; 06.10.1993 gün ve 1993/14-423-561 sayılı, 25.11.2009 gün ve 8-518/573 kararlarında da aynı ilkeler vurgulanmıştır. Yukarıda açıklananlar ışığında, söz konusu davada davacının zilyetlik iddiası, arkasında bir hak iddiasını bulundurmakla, davanın 6100 sayılı HMK'nın 4/1-c madde ve fıkralarında yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davası olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın davaya bakmakla görevli mahkeme olan ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......

        Bu durum karşısında dava tarihinde taşınmazın Hazine adına tapuda kayıtlı olduğu ve 2/B ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden bulunduğu ve taraf gerçek kişilerle bir ilgisinin bulunmadığı saptanmıştır. Kural olarak; bu tür taşınmazlar üzerindeki gerçek kişilerin zilyetliğinin korunması gerekir ise de, kendilerine dava ihbar olunan Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekilleri davaya dahili davalı olarak katıldıklarından artık gerçek kişilerin zilyetliğinin korunması söz konusu olamaz. Davacının TMK.nun 683. maddesi çerçevesinde mülkiyet hakkından kaynaklanan ayni bir hakkı da söz konusu değildir. Taşınmaz Hazineye ait olup Hazinenin davada yer almış bulunması nedeniyle davacının şahsi hakka dayalı zilyetliğine üstünlük tanınması olanağı bulunmamaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde kira sözleşmesinden kaynaklanan zilyetliğin korunması ve muarazanın giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, kira sözleşmesinin geçerli olduğu ve halen devam ettiği ileri sürülerek, zilyetliğin korunması ve muarazanın giderilmesi istenilmiş; mahkemece, kira sözleşmesinin sona erdiği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....

            Davalı Hazine vekili 27/11/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: açılan davanın haksız olup reddinin gerektiğini, davacının taşınmaz üzerinde malik sıfatıyla zilyetliğinin olmayıp, davanın dava şartı hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, hak sahipliğinin tespiti amacıyla mahallinde yapılan tespit ve düzenlenen inceleme raporu ile taşınmazın Hasan Bozkurt tarafından kullanıldığı 200 m2 ev yeri hariç olmak üzere satılmasına karar verildiğini, zilyedin Hasan Bozkurt olarak tespit edilmesi nedeni ile usul ve yasaya aykırı davanın reddini talep ettiğini öne sürerek davanın reddini istemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taşınmaz hukukuna ilişkin davada ... ... 20. Sulh Hukuk ve ... ... 10. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için ... ... 15....

              Davanın yalnızca zilyetliğinin korunmasına yönelik olduğunun kriteri, taşınmaz mallarda taşınmazla davanın taraflarından biri dışında üçüncü kişi ve kurumlar adına tapuda kayıtlı olması zorunludur. Somut olayda, çekişmeli taşınmaz 3. kişi durumundaki Hazine adına kayıtlı olup davanın zilyetliğin korunması olarak düşünülmesi gerekli ise de, davacı zilyetliğin korunması ile birlikte ecrimisil de talep ettiğine göre, dava tarihindeki değere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Dava tarihi ve dava değeri esas alındığında, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazılığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 26/06/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada Söke Sulh Hukuk ve 1.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, Tapu İptali ve Tescil ile Zilyetliğin Korunması istemine ilişkin olup, yargılama sırasında Asliye Hukuk Mahkemesince Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkin dava bu davadan tefrik edilerek, iş bu davaya Zilyetliğin Korunması istemine ilişkin olarak devam edilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, davacı tarafın belediye arazisi üzerindeki talebinin sadece zilyetliğin korunması kapsamında değerlendirilemeyeceği, davanın bir hak davası niteliğinde olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu