HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 4/c. maddesine göre, Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar Sulh Hukuk Mahkemesi görevindedir. Somut uyuşmazlıkta; Araç mülkiyetinin tespiti ve tescili talebi ile Bakırköy 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/461 Esas sayılı davası açıldığı ve dava dosyası kapsamında teminat mukabilinde 34 XX 824 ticari plakalı minibüse ait A48 nolu hattın davalı Fesih Yıldırım adına tahsisli veya kayıtlı olması halinde 3. kişilere devir, temlik veya ayni hak tesisinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği çekişmesizdir....
DAVA KONUSU : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti ve Korunması KARAR : Kemer Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/143 Esas- 2020/67 Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davanın kabulüne, Bahçecik Mahallesi Kemer Sahil Yolu üzeri villa Diana Otel Restaurant Ön cephesi cadde üzeri bahçe üzerindeki 2 ve 3 numaralı 25 er m2'lik dükkanların davacı müvekkili adına zilyetliğin tespiti ve korunmasına, yargılama ve vekalet ücretinin karşı taraf lehine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
nedenle de zilyetliğinin korunmasını ve müdahalenin menini talep ve dava ettiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ... ile ... Belediye Başkanlığı aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 24.11.2010 gün ve 546/556 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, mülkiyeti Hazineye ait 144 parsel ile 145 parsel kapsamında olup zilyetliği altında bulunan 3000 m2’lik taşınmaz üzerinde bulunan baraka ve ağaçların iş makinesiyle sökülmek suretiyle 05.07.2007 tarihinde elatıldığını açıklayarak davalı Belediyenin haksız elatmasının önlenmesine ve zilyetliğinin korunmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, taşınmazın imar planı kapsamında kaldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Ne var ki, dava açıldıktan sonraki tarihte, yargılamanın devamı sırasında davaya konu 104 ada 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazların 6292 sayılı Yasa uyarınca satılarak Hazinenin mülkiyetinden çıktığı davalı ... adına tescil, edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davaya zilyetliğin şerhine yönelik olarak devam edilemez ise de, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur. Bu nedenle, yargılama sırasında dava tarihinden önce taşınmaz malikinin değişerek davalı 'un tapu kayıt maliki olduğunun anlaşılması karşısında dava, kullanım kadastrosu sonucu oluşan tespit ve tescile itiraz davası olmaktan çıkmış, zilyetliğin tespiti davasına dönüşmüştür....
"İçtihat Metni"Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat, zilyetliğin korunması Davacı-karşı davalı ... ..., karşı davacılar ..... ve müşterekleri ile davalı ..... ve ....., karşı davalı ..... aralarındaki tazminat ve zilyetliğin korunması davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 15.07.2013 gün ve 643/425 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi karşı davalılar ..... ve ..... taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine açılan, davacının dava konusu taşınmazdaki zilyetliğinin korunması ve davalının tecavüzünün önlenmesi istemli davada, mahkemenin 2018/359 Esas sayılı dosyasında verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekilince istinafa konu edilmesi üzerine, Dairemizin 2020/663 esas sayılı dosyasında yapılan istinaf incelemesi sonunda verilen kaldırma kararı ile, eldeki davanın salt zilyetliğin korunması davası olmayıp hakka dayalı müdahalenin önlenmesi davası olduğu gerekçesiyle davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olmadığı ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kesin olarak belirlenmiştir....
Hukuk Dairesinin 24.02.2022 tarihli ve 2022/45 Esas, 2022/1565 Karar sayılı kararıyla; kısa kararda, davanın esastan reddine denildiği halde, gerekçeli kararda, mahkememiz kararında direnilmesine, davacının davasının reddine denildiği ve bu şekilde kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulduğundan hükmün bozulmasına karar verilmiştir. B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı murisi Hüseyin ve davacı yönünden, zilyetliğin korunması talep edilen dava konusu taşınmaz bölümüne yönelik olarak, zilyetliğin iki temel unsuru olan zilyetlik iradesi ve fiili hakimiyet bulunmadığı, dava konusu yere ilişkin üstün zilyetliğin davalıda olduğunun tespit edildiği, davacının korunmaya muhtaç zilyetliğinin bulunmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir. VI. TEMYİZ A....
Mahkemece, dava tarihinden sonra İl Emniyet Müdürlüğü vasıtası ile yaptırılan araştırma ve davacı vekilinin beyanları neticesinde davacının taşınmazda ikamet ettiğinin tespiti nedeniyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri ile davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre hesap edilen vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve hukuki nitelendirmeye göre istek TMK.nun 981-984. maddelerine dayalı zilyetliğin korunması talebine ilişkindir....
Her ne kadar artık davaya tapu iptal ve tescil davası olarak devam edilemez ise de davacılar taleplerini zilyetliğin (fiili kullanıcı olduklarının) tespiti olarak ıslah etmişlerdir. Bu durumda koşulları bulunduğu taktirde taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi, davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcut olup, mahkemenin ret gerekçesi bu nedenle yerinde bulunmamaktadır. O halde; mahkemece davaya zilyetliğin tespiti davası olarak devam edilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir....